Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '06

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Bağcıklı, klasik kesim bir ayakkabı, lütfen

Bağcıklı, klasik kesim bir ayakkabı, lütfen
 

Ayakkabılarım eskidiğinde bunalıma giriyorum. Hayır; para harcamak zorunda kalacağım ya da eski ayakkabıma çok düşkün olduğumdan değil. (Kullandığım eşya ve giysilere duygusal olarak bağlanırım; onlardan ebediyen ayrılmak bir dosttan ayrılmak gibi gelir gerçekten ama konu bu değil). Ayakkabı almaya çıktığımda yaşadıklarımı hatırladığımdan...

Aslında çok zor beğenen müşkülpesent biri sayılmam. Aradığım da öyle eşi benzeri olmayan, hem kaliteli hem ucuz, hem dayanıklı, hem şık, her hava şartında kullanılabilecek bir "genel maksat" ayakkabısı da değil. Şöyle siyah ya da kahverengi, bağcıklı, tabanı kösele ya da kauçuk, içi dışı hakiki deri, klasik kesim, fiyatı 100-150 YTL civarında bir ayakkabı... Ama gel de bul bulabilirsen...

Hadi renk, bağcık, hakiki deri, fiyat neyse ne de bunların üstüne klasik kesim bir ayakkabı neredeee? Ayakkabı alırken rahat elli mağaza dolaşmışımdır, hemen bütün ayakkabılar tuhaf renkli, tuhaf kesimli. Kiminin tabanı çorap gibi ince, hemen hepsinin burnu sivri ve parmak uçlarında bir karış boşluk kalacak kadar uzun ve de yukarı kalkık. Ya da olmadık yerden geçen bir dikiş. Sanki tasarımcılar ve üreticiler Hacivat'la Karagöz'ün temsili resimlerindeki ayakkabılarından esinlenmiş.

Tamam herkesin zevki farklı, benim giymeyi düşünmediğimi bir başkası severek giyebilir ama bir mağazada bu kesimden yetmiş çeşit varsa birkaç çeşit de benim gibi insanların giyebileceği kesimden olsun. Ne arar? Sanki bu ülkede herkes fantazi giyim tarzını seviyor; sanki bütün nüfus 16-25 yaş aralığında. Bunlar bir vitrinde dururken seyirlik olarak belki ilgi çekici olabilir ama giymek zorunda kalsam sanırım en fazla iki adım atıp düşerim. Zaten bunlar giymek için değil, orada öylece dursun diye üretilmiş. Bilmiyorum insan ayakkabıyı rahat yürümek için mi alır yoksa uçuk bir tasarımcının yarattığı fantastik bir eseri üste para vererek ayağında taşımak için mi?

Ha, aradığım ayakkabıyı sonunda buluyor muyum? Birkaç alışveriş merkezi, elli mağaza gezip yüz elli tezgahtarla tanıştıktan sonra bari kötünün iyisi olsun diye seçiyorum bir tane. Aslında aradığım tipte ayakkabı yok değil ama hemen hepsi ithal malı ve fiyatları aşağı yukarı bir öküz fiyatında. İstiyorum ki, ayakkabım yerli olsun; param Gedikpaşa'daki İkitelli'deki, Tuzla'daki onbinlerce ayakkabı üreticisi vatandaşımdan birine nasip olsun. Ama nafile... Yerli imalatçılarımız İtalya'da birkaç yıl önce bir mevsimlik moda olan bir stili kopyalayıp seri üretime geçiyorlar.

Sevgili ayakkabı üreticileri!

Biz artık genç sayılmayacak yaşta olan ve nüfusun öyle sandığınız kadar görmezden gelinmeyecek bir çoğunluğu şöyle adam gibi, rahat, doğal, klasik kesim ve satış fiyatı maliyetinin bin katı olmayan ayakkabı modellerine ihtiyaç duyuyor.

Duyun bizi, siz de kazanın!

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..