Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '09

 
Kategori
Psikoloji
 

Bağımlılık

Bağımlılık
 

Zor iş şu bağımlılık.


Bir maymunu yakalamak için çeşitli tuzaklar vardır. En bilineni ve kansız olanı , bir hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca yada yerdeki kazığa bağlanır. Oyulan hindistan cevizinin alt kısmına bir yarık açılır ve oradan içine maymunun sevdiği yiyecek konulur. Açılan bu yarık maymunun eli açıkken sokabileceği büyüklüktedir. Elini yumruk yaptığında dışarı çıkarması mümkün değildir. Maymun yiyeceğin kokusunu alıp, yiyeceği çıkarmak için elini yarıktan içeri sokar ve yiyeceği kavrar ama yiyecek elinde olduğundan el mecburen yumruk şeklini alır. Maymunun eli açıkken soktuğu yarıktan, eli yumruk halde çıkarması olanaksızdır.

Sıkıca yumruk yapılmış bu el dışarı çıkmaz ve avcılar geldiğinde zavallı maymun çılgına döner, sağa sola saldırır ama kaçamaz. Aslında burada maymunu tutsak eden hiç birşey yoktur. Onu sadece kendi bağımlılığının ve vazgeçemeyişinin gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken sadece elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihnindeki açgözlülügü ve egosu o kadar güçlüdür ki, bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.

İnsan içinde bu durum aynıdır.Bizi tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, sorgulanmamış arzularımız ve zihnimizdeki sahiplenme ve vazgeçememe egosunun yarattığı, bağımlılık dürtüsüdür, Sevgi bir dürtü, ödev ise bir güdüdür. İnsan güdülerini öteleyebilir.Çünkü güdü zihinde tutsaklık oluşturacak kadar sahiplenilmez. Dürtü ; fizyolojik yada ruhsal dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü tepkilere sürükleyebilen içsel gerilimdir. Güdü ise; bilinçli ya da bilinçsiz olarak davranışı doğuran, sürekliliğini sağlayan ve ona yön veren herhangi bir güçtür. Felsefe ise güdüyü , bireylerin bilinçli ve amaçlı eylemlerde bulunmaya yönelten dürtü yada dürtüler bileşkesi olarak tanımlar. Ìçgüdü nedir? Bir canlı türünün bütün bireylerinde us ve düşünceden bağımsız olarak doğuştan gelen bilinçsiz her türlü eylem ve davranış bütünüdür. Hayat bilimi olarak anlamı ise; Organizmayı o türe özgü olan bir amaca ulaşmaya sürükleyen davranış eğilimidir.

Acaba insan hayatını oluşturan davranışların, dürtüsel mi yada güdüsel mi olduğunu, nasıl anlayabiliriz? Dürtüsel davranışların bağımlılığından kendimizi nasıl koruyabiliriz? Acaba saldırganlık ve kural tanımamazlık güdüsel midir? Yoksa dürtüsel midir? Saldırganlığın nedenleri biopsikososyaldır. (kısaca biyolojik, psikilojik ve sosyalliğin bileşimi) Biyolojik etkiler genetik, seksüel, hormonsal, ve sinirsel etkileri içerirken öğrenme, güdüsel etmenler, medyanın etkisi ve uyarıcı sağlama çevresel ve sosyal etki olarak tanımlanır. Çocuk ve eş istismarı, tecavüz, psikolojik hastalıklar, çocuk suçları gibi değişkenler de saldırganlığı hazırlayan sosyal problemler olarak ele alınabilir.

Dürtü : Organizmadaki eksikliği gidermek için doğan güçtür.

Güdü : Organizmanın, gereksinimini karşılamak üzere bir davranışı yapmaya istekli duruma

gelmesidir.

Fizyolojik Güdüler : Organizmanın yaşamı sürdürebilmek için gidermek zorunda olduğu temel gereksinimlerden kaynaklanan güdülere fizyolojik güdüler denir.

Bu güdüler, organizmanın fizyolojik ihtiyaçlarından türer.

Organizmanın gereksinimlerini karşılamaya yöneliktirler.

Organizmanın eksikliklerini gidermek amacı ile iç dürtülerce ortaya çıkarılırlar.

Doğuştandırlar. Ancak öğrenme yoluyla bir dereceye kadar değiştirilebilirler.

Tüm canlılara özgü oldukları için evrenseldirler.

Biyolojik kökenli güdüler, toplumsal kökenli güdülerden görece önceliklidirler.

Toplumsal Güdüler : İnsanların toplumsal gereksinimlerinin giderilmesine yönelik güdülerdir. Toplumsal kökenli güdüler, erişkin insanın deneyim ve davranışlarının şekillenmesinde etkili olan en önemli iç etkenler arasındadırlar.

Toplumsal kökenli güdüler toplumsal yaşam içinde öğrenmeyle oluşurlar.

Yaşa bağlı olarak sayıları artan güdülerdir.

Toplumsal güdülerin temelinde çoğu zaman fizyolojik güdüler vardır.

Toplumsal güdülerle fizyolojik güdüler çatıştığında çoğunlukla fizyolojik güdüler baskın çıkar.

BAĞIMLILIK

Bağımlılık sadece kimyasalları içermediği gibi onlarıda içine alır. Yaşamı oluşturan tüm eylemlerin bağımlısı olabilir insan. Spor bağımlısı, bilgisayar bağımlısı, seks bağımlısı, iş bağımlısı vb, vb. Bağımlılık denilen olgu kişiyi depresif sıkıntılı hale soktuğu gibi, sosyallikten uzaklaştirip, içe kapanan biri halinede getiriyor. Bu kişinin zamanla çevresi ve ailesiyle olan ilişkileri bozuluyor. 21 yüzyıl insanının bağımlılık sorunununu oluşturan büyük bir kısmı tamamen teknolojik bağımlılık. Bağımlı olup olmadığınızı anlamak için bir deney yapın. Çekin bilgisayarınızın kablosunu oturun. Yada ne bileyim televizyon, veya sizi oyaladığını düşündüğünüz teknolojik olan her neyse. Eğer bir süre sonra canınız sıkılmaya , ve o arada yaptığınız şey sizi avutmamaya başladıysa bilin ki siz bir bağımlısınız. Teknoloji bir çok yaşamsal kolaylık sağlasada beraberinde bir çok şeyide alıp götürüyor.

Bir örnek vereyim; Bir iş arkadaşım var. Cep telefonu sanki onu tamamlayan diğer yarısı. Abartısız günde en az 3-4 saat telefonla konuşuyor. Geçenlerde eşine dedim ki, sor bakalım, sen mi onun için değerlisin yoksa cep telefonu mu? Evet sordu, aldığı yanıt aynen söyleydi, %50, %50. Evet gerçekten absürt bir durum.

Herkes şimdi elinde sıkı sıkıya tuttuğu , sahiplendiği şeyi bıraksın. Onu tutsak eden ve elini soktuğu yarıktan çıkarmasını engelleyen şeyi salıversin. Baksın avucundaki sahiplendiği şeye. Sahiplendiğiniz şey tutsak olduğunuza değiyor mu? Sevgilerimle….Utku Aksu


{Bir çok kaynaktan yararlanılarak yazılmıştır.}

 
Toplam blog
: 50
: 901
Kayıt tarihi
: 06.10.08
 
 

    ..