Bağımsız gazeteci olur mu..?

Gündem belli; Başbakan Erdoğan'la, Medya patronu Aydın Doğan arasındaki kavga..!

Üstelik bu yeni ve sadece bize mahsus bir kavga da değil..

Beşinci kuvvet denilen ama aslında, birinci kuvvet olan medya'nın gücü bir kere daha test ediliyor..

Medya bu gücü nerden alıyor..? Elbette, çağa adını veren "iletişim" i, şekillendirme yetkisinden..

Haber "hamur" gibidir, ona şekil veren habercidir, yazardır, yorumcudur..!

Bir de "patronaj" gerçeği var.. Mali bir portresi bulunan her şeyin olduğu gibi, Medya organlarının da bir patronu var.. Sermaye koyan, gazetenin, televizyonun masraflarını karşılayan; yazarlarının, çizerlerinin, çalışanlarının maaşını ödeyen adam..!

Yazar, çizer, muhabir.. vs. kimdir bunlar..? Ailesin olan, çoluğu çocuğu bulunan, evinin, arabasının masraflarını karşılamaya çalışan bir aile reisi.. Bir baba ya da anne.. Gazetesi ya da televizyonu da onun işyeri.. Bu gerçeği inkar etmek mümkün müdür..?

Şimdi bu insanlar, patronları biriyle bir "savaşa" girdiğinde, kimin yanında yer alacaklar..?

Bu soruya, "haklının yanında..!" demek lazım ama şu saydığım nedenlerle bir hayatın "hakikati" var ki, çoğu zaman "haklılık" kavramını, bu hakikate göre yeniden anlamlandırır..

Bu son kavgada kim haklı, kim haksız ya da kim ne kadar haklı, kim ne kadar haksız, zaman gösterir.. Belki de herkes "haklı" olduğu yanı öne çıkardığı ve "haksız" olduğu yanı geri plana attığı için kavga çıkıyor; ister Aydın Doğan, ister Sayın Erdoğan olsun..!

Bu grubun yazarlarının, en "bağımsız" kalanı, kavgaya karışmamak gibi bir tutum sergiliyor. Ama çoğu için, taraf olmak adeta zorunluluk..!

Biz blog yazanlar bile, kanaatlerimizi açıkça yazmak konusunda serbest miyiz..? Her hangi bir karşılık, bir ücret almadığımız halde..? Ben, tam bir bağımsızlık içerisinde olabileceğimiz sanmıyorum..!

Bunu yazarken, mutlaka Sayın Başbakan'dan yana olduğumu da söylemiyorum. Başbakanı savunmak da bana düşmez zaten.. Onun da kendisini savunacak mekanizmaları var.. Ben bir sade vatandaş olarak, medya mensuplarının ne kadar "bağımsız" olabileceklerini, ne kadar bağımsız kalabileceklerini sorguluyorum..

Ve bu sorgulamada; bu kurumlardan ekmek yiyen insanların, patronlarını savunma konusunda tam bir bağımsız duruş sergilemelerini beklemenin en azından "haksızlık" olacağını düşünüyorum..

İşte günümüz Demokrasilerinin "açmazı" da bu oluyor..!!

Şimdi bu yazı "imla hataları" gerekçesiyle reddedilirse şaşırmalı mıyım..??