Bağımsız yargı için Tandoğan’daydım

Kalabalıktı, 14 Nisandaki kadar büyük bir kalabalık olmasa da tehlikenin farkında olanlar Tandoğan’a gelmişlerdi.

Sabah başağrısıyla kalkmıştım, öğle sıralarında hala geçmeyince Tandoğan’daki toplantıya katılmaktan vazgeçmiştim. Kanaltürk’te canlı yayında kırmızı-beyaz bayraklarımızı görünce “Biz bahaneler bulurken başkaları çevremizi sarıyor, herşeyi yitirdiğimiz de ne bahane bulacağız” dedim kendi kendime ve hızla evden çıktım. Anıtkabir’in yanındaki Fevzi Çakmak Caddesi’nden hızlı adımlarla yürümeye başladım. Epeyce zaman olmuş o caddede yürümeyeli. Alparslan İlköğretim Okulu yıkılmış yerine İMKB tarafından bir okul yaptırılıyordu. Yeni okulun maket fotoğrafını büyük panoda henüz görmeden karşıdan gelen ellerinde bayrak bulunan iki kişinin konuşmasında “Bir tek minaresi eksik” dediklerini duyduğumda ben de panonun önüne gelmiştim. Okul binasından çok bir cami görünümündeydi. Anıtkabir’in tam karşısında...

Beşevler'den Tandoğan’a doğru yürürken o tarafa doğru yürüyenler de vardı, mitingden geldikleri ellerindeki bayraklardan belli olanlar da... Tandoğan’da alışkın olduğumuz kadar büyük bir kalabalık olmasa da kalabalık bir topluluk vardı. Konuşmalar zaman zaman sloganla kesiliyordu. Hükümet’e ve Çankaya’ya tepkiler dile getiriliyordu. Verilen en önemli mesaj: “Hukuk ileri de en çok size gerekecek” çok anlamlıydı.

Kalabalık dışarıda gördüğümüzden farklıydı. Sakallılar vardı ama hiç çember sakallı yoktu, başı kapalı olanlar vardı ama hiç türbanlı yoktu. Yaş ortalaması yüksekti ancak zaman zaman gençleri görmek umut veriyordu gelecek günler için.

Bugün bağımsız yargı için Tandoğan’daydım. Bağımsız yargının hepimiz için ne kadar gerekli olduğunun bilincindeki insanlarla aynı havayı solumak için Tandoğan’daydım.

Ankara, 9 Aralık 2007

(Teknik bir aksaklık nedeniyle 11 Aralık 2007’de yeniden yayımladım)