- Kategori
- Deneme
Bağımsızlık olmadan tam anlamlı güven ve huzur tesis edilemez
Bu şartlarda yaşayabildikleri biraz ilgi çeker. Daha sonra görevlilerden temizlemeleri istenir!
Türkiye’nin bağımsızlığı yeterince sağlanamadığı müddetçe hiç kimsenin kendini güvende hissetmesi veya güven içinde bulması söz konusu olamaz. Ülkemizde ve tüm tarihi, kültürel ve dostane bağlarımızın olduğu kardeş ülkelerimizde güvenin tesis edilmesi için gösterilecek olan çabalar, Allah yolunda gösterilen ve gösterilecek olan çabaların bir nüvesi niteliğindedir ki, bağımsızlık yoksa tam anlamlı güven de yok demektir. Tam anlamlı güvenin tesis edilemediği ülkelerde ise, tüm toplum kesimlerinin hâkiki huzur ve mutluluğunun tesis edilmesinde, parıltılı istikametlere doğru süratle ulaşılmasında, engeller, zahmetler, kayıplar, stratejik hatalar, ilkesel hatalar ve tutarsızlıklar, birlik ve bütünlüğün sağlanamaması ve zaman kaybının hat safhalarda olması kaçınılmaz olur.
Ruhları yenilmezliğe namzet olan gençlerimiz şunu bilmelidirler ki, “İlâhi tebliğ vazifemi terk edeyim diye güneşi sağ elime, ay’ı da sol elime verip bağışlasalar, Allah Yolundan dönmem”(*) diyen bir Şanlı Resul’ün (ASS) yüzünü görebilme şerefine nail olanların veya rüyasında O’nun sancağını görenlerin veya en azından onu hayal edenlerin ise gayrimüslimlerin tahakkümünde ve düğümünde yaşamayı kabul edeceği, onların notaları ile bestelenmiş olan marşların nağmelerine kendilerini kaptırarak uygun adım tempo tutmuş vaziyetler ile huzur bulacağı ve de bu hallerde yegane başarıya doğru ilerleyeceği beklenemez!
Hem açıkça anlaşılan ve hem de Müşkilat-ı Kur’aniye yolu, saf ve sâfi Mü’minlerin ve hem de
Muhlislerin, Muhsinlerin, Sıddîkların, Salihlerin yoludur.
Dört Halifenin, Hz. Ebû Bekir (Radıyallahu Anh), Hz. Ömer (Radıyallahu Anh), Hz. Osman (Radıyallahu Anh), Hz. Ali’nin (Radıyallahu Anh)… Ve Ebu Zer Gifari (r.a.), Üsame Bin Zeyd (r.a.), Hâlit Bin Velit’in (r.a.), Hz. Ebu Eyyub El Ensari (r.a.), Ebu Basir (r.a.), Kılıçaslanların, Selahaddin Eyyubilerin, Sultan Baybarsların, Alpaslanların, Ertuğrul ve Osman Gazilerin, Yavuzların, Kanuni Sultan Süleyman’ın,Fatihlerin, kimi gönüllerin gözünde bu dünyada Allah dostları (evliyaullah) hükmünde olan gazi ve şehitlere komutanlık etmesiyle ciddi sevilen, tutulan ve minnettar kalınan, kimi gönüllerin gözünde istiklâlin, bağımsızlığın öncüsü ve önderi olması, dünyada birçok istiklal sevdalısı olan ülkelere mücadelesi ile ilham veren bir şahsiyet olması, başarılarından ve büyük hizmetlerinden dolayı İslâm dünyasının çok mutlu olduğu, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemallerin, Aliya İzzetbegoviçlerin, Şeyh Şâmillerin, Cezayirli Emîr Abdülkadirlerin, Muhammed Ali Cinnah’ın Cahar Dudayevlerin, Yaser Arafatların, Osman Baturların inandığı izlediği yolda ve onların hayat düsturlarında gayrimüslimlerin tahakkümünde ve düğümünde yaşamayı kabul ettikleri asla görülmemiştir. Tabii ki isimlerini şimdi burada belirtmediklerimizde var. Onlar daha sayılamayacak kadar çokturlar. Hepsinden Allah Razı olsun.
Barışta ve savaşta, mücadelemizin, gayretlerimizin, çabalarımızın hangi noktasında olursak olalım gönüllerin, fikirlerin, fiillerin fitneye, fücura uğramaması için Allah’ü Teâlâ’ya sırtımızı dayamak ve (O)’nun yolundan gidenleri örnek almalıyız.
Hayır ve mutlak zafer buradadır. Gayrısından hayır beklenemez. Öyle ya! Allah korusun, eğer ki bir de şaşkınlaşıp hayat hakkı tanımış olsam şu rezil nefsimde filizlenip, çoğalarak vücudumu gaflet tarlasına dönüştürebilecek olan küfleri ve kirleri vardır belki de. Ondan ki nefsimi ehilleştiren ruhumun, vicdanımın ve aklımın tertemiz önderlerine, askerlerine ve hayra koşan tüm mevcudatına gayret vermek ve onları hak yolda kesintisiz uyanık tutmak için seslenirim. Ey siz!... Bir kez daha işitin ve bilin ki!.. Şeytana veya onun yeryüzü temsilcilerine yakın görünseniz, bu sizi kirlendirmekten ve Mü’minlerin kalplerine fitne sokmaktan, birliğe, bütünlüğe zararlar vermekten başka ne işe yarar ki!? Hem de aşağılara düşürülenlerden ve değersizleştirilenlerden olmaktan başka…
Salih insanlar; “Allah bize yeter” diyorlar. Salih insanların bu dünyaya ait umdukları ve yegane peşinde oldukları paye, zaten Allah’ın (c.c) rızasından başka bir şey değildir.
Selam ve duâ ile…
Esen kalın.
Duran Açıkgöz / 12.04.2013
-Kaynaklar: (*)…Rasulullah Efendimiz’in (S.A.V.) sözü hususunda eğer arzu edilirsedaha fazla bilgi için “Madalyon” başlıklı yazımız incelenebilir.
-Hamidullah M., 2003, İslâm Peygamberi, İmaj A.Ş., Ankara
-Suruç S., 2009., Kâinatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, Nesil Y., İstanbul