Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Bağlanmak, bir sarmaşık gibi sarmalayıp hayatı sadece dallarının arasında sanmak…

Bağlanmak, bir sarmaşık gibi sarmalayıp hayatı sadece dallarının arasında sanmak…
 

Birşeylere bağlı olmak,kendi elinle ipe dolanmak...


Zehirli bir ilaç birine veya bir şeylere bağlı olmak.

Öyle bir bağlanmak ki ama bu, sadece gözün gördüğünden ibaret sanmak dünyayı, başka her şeye kendi ellerinle kapamak gözlerini.

Kimimiz sigaramıza bağlanırız, kimimiz sevdiğimiz çiçek veya evdeki hayvanlarımıza, kimimiz ailemize ...

Kimileri sevgilisine, kimileri çocuklarına bağlanır böyle körelmişçesine …

Bir eksikliği tamamlarmışçasına birilerine / bir şeylere bağlı olmak sadece ona karşı anlayış ve sevgi ile davranmak diğerlerine haksızlık etmek kadar, kendimize de bencil davranmak oysa.

Bazılarımız öyle çok seviyoruz ki çocuğumuzu, sadece ona karşı aşırı bir anlayış ve ilgimiz mevcut, deli gibi tutkunuz ona.Onun gözünün içine bakıp, bütün sevginizi ona yüklerken eşinizi ona da yetecek kadar sevgi dolu yüreğinizdeki yerinden mahrum bıraktığınızı, kendinizi bazı zevklerinizden mahrum bıraktığınızı görmüyorsunuz.

Anne baba için evlat tabi ki ayrıcalıklı olmalıdır diye düşünüyorum ama bu saplantı olmamalıdır bence.

Sigaraya bağımlısınız beklide hem kendinize (ki genelde insan en çok zararı kendisine verir bu konuda) hem de çevrenizdekilere zarar verdiğinizi bile görmez gözleriniz. Sigaradan uzaklaşmak öyle zor gelir ki size. İş çıkışı çok yorgunsunuz ve ay sonu, cebinizde kalan son paradan bir parçasını ayırıp taksiye binme düşüncesi belirir aklınızda, bu düşünce içinde bir yandan da sigaranızı yakıyorsunuz ve baktınız son sigaranız, taksiye binmekten vazgeçip yeni bir paket için ayırırsınız cebinizdeki o parayı.

Bu yorgun bedeninize haksızlık değil mi?

Sizce, sigara uğruna kendinize bencillik değil mi?

Belki de çok sevdiğiniz bir köpeğiniz vardır onunla zaman geçirirken arkadaşlarınızı ihmal edersiniz, bazı ev işlerini ertelersiniz. Hayvanları tabi ki sevin ama her şeyin önünde bir tek şeyi tutmak ne kadar doğru ki?

Çok sevdiğiniz, uğrunda her şeyi göze alırım dediğiniz bir sevgiliniz var. Onunla zaman geçirmek beş dakika daha fazla yanında kalmak için otobüsü kaçırmak zorunuza gitmez. Oysa yürüyecek dermanı yok dizlerinizin, hiç kendinize sorar mısınız o an yürümeye gücüm var mı diye. Hafta sonlarını onun yanında geçirirken, bütün hafta sevgiliniz kadar uzak olduğunuz ailenizi sizden ve onlara vereceğiniz sevgiden mahrum bırakmak ne kadar mantıklı ki...

Sevgilinize bir an sarılmak için her şeyi (kendinizi, ailenizi, dostlarınızı…) ertelemek ne kadar değerli olabilir ki? Yitirdiklerinizi düşünecek zamanınız olduğunda ne kadar doğru davrandığınıza inanacaksınız

Hayatta hiçbir şey ne kendinizi ihmal etmenize değer ne de zamanı tek bir şey uğrunda boşa harcamaya.

Ne bir sevgili için ne bir arkadaş için nede fazla değer verdiğiniz her ne ise onun için başkalarını ihmal etmek değerli bence. Hayatta asla herhangi birilerini / bir şeyleri diğerinden farklı tutmamak gerekli.

Zaman o kadar hızlı işliyor ki, hiçbir şey için başka bir şey sonraki bir ana erteleme imkanı vermiyor insana.

Her şeyi öyle bir denge içine koymak gerekiyor ki. (Başarabilmek de çok önemli)

Sevgilinizle vakit geçirin, ama bir aralığı da diğer sevdikleriniz için ayırmayı unutmadan. Köpeğinizi sevmek en doğal hakkınız ama işlerinizi ertelemeden.Sigara içmeseniz keşke, ama içiyorsanız da bedeninizin yorgun olduğu, yerde sigara için bedeninizin önceliğine el koymayın.

Hayat insana her geçen saniye yeni bir şeyler öğretiyormuş, ben de bazı şeyleri yeni yeni öğrenenler arasındayım. Bu aralar bana en iyi öğrettiği şey ise kendimi, hiç kimse ve hiçbir şey için ertelemem gerektiği, hiçbir şeye benden ve sevdiklerime (özellikle aileme) verdiğimden daha fazla değer vermemem gerektiği...

Canım bugün süslenmek istediyse bunu hiç kimse için ertelemeyeceğim artık. Eve gittiğimde anneme sarılmak geldiyse içimden ne düşündüğünü umursamadan bunu yapmalıyım. Kardeşim benimle konuşmak istiyorsa ona, ‘’sonra’’ diyecek lüksüm olmadığının farkındayım. Dostlarımın bana ihtiyacı var ise elimde geldiğince yanında olacağım. Ama bunları yaparken hiç birini birinden daha fazla üste tutmayacağım.

Bu aralar bana öğrettiği en güzel şey bu galiba hayatın "DENGE…"

Her şeyi hem de her şeyi gerektiği ölçüde dengede tutacağım ve aşırı bir bağ ile bağlanmayacağım hiçbir varlığa, paşa gönlümde ne isterse peşinde koşacağım (bu anlamda da fazla bencil olmadan).:))

Belki sonrasında kayıplarıma daha az yanacağım ve daha az acı çekeğim deneyimlerim olur hayattan edindiğim.

İçimdeki ses bana ‘’bir de böyle dene bakalım Seda hatun:)‘’ diyor.

Demeye değer bence de!!! : )))

 
Toplam blog
: 205
: 4593
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

86nın bir kış günü doğmuşum, belki de ondadır kışı çok sevişim .Hayatın gerçeklerini görüp nefret..