Bağlıağaç, Arsa, Kayadibi köylerinin içme ve sulama suları elden gidiyor mu?

Muğla’nın Seydikemer ilçesine bağlı Bağlıağaç Kaynarca mevkiinde 13.08.2013 tarihinde yaptığımız araştırmada Yaz aylarında 250/saniye debisi olan Kaynarca suyu, köy arazilerinin neredeyse tamamının elma ve üzüm bahçeleri ile dolu olduğunu gördük. Köy halkının geçimini sebze, meyve ve besicilikle sağladığı bilinmektedir. Fethiye halkının ihtiyacı olan sebze ve meyvenin yüzde ellisini bu köyden temin ettiğini biliyoruz ancak görülüyor ki köye gelen suyun temiz olmaması meyve, sebze, et, yoğurt, süt, yumurta, peynir gibi yiyecekleri doğrudan etkileyecektir. İnsanlara farkında olmadan zehir pazarlanacak, kaldı ki bu yiyeceklerden yiyenler kanser dahil bir çok hastalığın esiri olacak. Buraya yapılacak alabalık tesislerinden çıkacak suyun kirlenmesi, bütün atıkların suyla birlikte köylünün tarlasına, bağına, bahçesine gitmesi, hayvanların da bu sudan içmesi sizce halk sağlığını tehdit edici değil midir?  Tesis sahipleri “Tarlalara bahçelere ne kadar zararı oluyor, bazı sebzeleri kurutuyor; ama çoğu çabuk büyüyor. Köylünün hayvanları bildiğime göre bu sulardan içmiyor’’ diye yanıt veriyor. Biz de bu yanıta ikna olmadığımızı söylüyoruz. Daha önce de yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu köydeki kanserli hasta sayısı artmıştır. Tesis sahipleri bunu kabul etmek istemese de sadece bu köydeki değil, bütün Fethiye ve civarlarında bulunan alabalık tesisleri adeta kansere davetiye çıkarıyor. Aslında tesis sahipleri de havuzların verdiği zararın farkında, ancak gerek tesis sahiplerine gerekse orada çalışanlara sorduğunuz zaman elbette ki bu konuda kendilerini savunuyorlar.

Bağlıağaç ve Arsa Köyleri’nde 1500 dönüm, Kayadibi Köy’ünde de 3000 dönüm sebze ve meyve bahçeleri bulunmakta... Bizi düşündüren, bu havuzlardan çıkan atıkların ölümcül hastalıklara kucak açtığı ve buna en kısa zamanda yetkililerin, kişisel çıkarlar uğruna bazı şahsiyetleri görmezden gelmeyi bırakıp dur demesi gerektiğidir. Üstelik bu havuzları halka kamu yararına diye sunan, bile bile onları zehirleyip, sağlıklarını hiçe sayan bu zihniyetin, bu pislik akıtan tesislerin verdiği ve de vermeye devam edeceği maddi ve manevi zararı fark etmeleri, halkın vebalinin kendi boyunlarında olduğunu hatırlamaları acaba ne kadar zaman alacak? Bu gibi tesislerden alınan numune raporlarına bakıldığında insan sağlığını tehdit eden sonuçların görülmesini hiçe sayan yetkilileri göreve davet ediyorum. 750 civarında irili ufaklı Çam ağaçlarının numaralandığını gördük. Bu demek oluyor ki kurbana hazırlanmış kınalı kuzularım benim. Yazık hem de çok yazık yukarıda adı geçen köylülerden imza toplayarak bu kötü gidişe hep beraber yeter yeter artık dur diyeceğiz.