- Kategori
- Gelenekler
Bahar Kız Geliyor
Bahar yorgunu dikkatsiz çocuk...Resim int. alıntı
Doğa gelin olmanın telâşında…
Uyuya kalmış hormonları uyandırmanın peşinde…
İnsanoğlu ister istemez bu cümbüşün etkisi altında; hiçbir şey yapmasa da yorgun düşüyor.
Bol bol esniyor. Ağzı açık esnemek: Kibarca bir davranış sayılmaz lâkin kapalı bir ağızla; doya doya nasıl esneyecek Havva ile Adem?
Küçük yaşlarda, büyükler uyarır. “Elinle ağzını örterek esne, küçükdilin görünüyor”
Görünürse ne olur? Çürük dişler ve ağız kokusu meydana çıkar; çevreye rahatsızlık verir diye mi? Zamanımızda öyle de yorumlanır.
Çok çok eskiden; antik çağlarda, antik kültürlerden bizlere kalan evrensel bir miras… Sırım gibi bakımlı dişlere kimse sahip değil miydi?
Estetik görüntü açısından esnerken elle ağız kapatmayı adet haline getirmiş olsunlar.
Maya Kültüründe: Ağzı açık dolaşmak, esnerken kapatmamak büyük felaketlere kapı açardı. Ruhun tüm güzelliklerine; kötü ruhlar sahiplenebilirdi. Bundan ne çıkarabiliriz? Devamlı esneyen ağzını her zaman kapatmayı unutan Maya Halkının evrene saçtığı pozitif enerjiyi açgözlülükle emen kötü ruhlu İspanyollar: Bu kültürü yok etmeyi başardı.
Avrupalı antik milletlerde durum tam tersine yorumlanırdı.
Eğer ağız açık kalırsa; kötü ruhlar içeri dolar( Kötü ruhtan kasıt mikroplar da olabilir.) çoğalır. Bedeni ve o bedendeki ruhu çiğner çiğner posası çıktığın da patika yolun kenarına tükürüverirdi.
Her halükârda ağzını açmayacaksın; açacaksan da çaktırmayacaksın. Tıpkı ağzını açmadan; karnından konuşan sanatçılar gibi…
Çok esnedin, çok konuştun; kapat ağzını ayran budalası!
“Ayran Budalası” Nerden gelir, ne anlama gelir?
İşte bunu bilemeyeceğim erenler.
Biz o konuyu okulda henüz işlemedik.
20 Mart 2011 Pazar
Alev Meisel/ Berlin