Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Baharı Teğet Geçtik.

Baharı Teğet Geçtik.
 

Foto: (Benim) evin önündeki leylak


Siz gök gürültüsü duydunuz mu? Hani gök kubbe yıkılır gibi ses gümbürtüsü tüm çevre atmosferimizi kapsar. Hani gündüzleri yerle bulutları birleştiren ateş ipleri oluşur. Bu bahar göremedim onları.

Geceleri önce korkunç bir aydınlık kaplar çevreyi, hatta ev içlerini ses çok daha sonra duyulur. Ama çokları ışık geçince ses gümbürtüsünden daha çok korkar bina yıkılıyor gibi refleks yumulmalar gözlenir. İşte bu bahar henüz evlerin içi değil dışı bile aydınlanmadı.

Henüz diyorum Allah'tan ümit kesilmez, Tabiatta bütün oluşumlar bir denge içindedir. Muhakkak atmosfer içinde ki yağış ve buharlaşma dönüşümleri seyrini tamamlayacaktır. Ama kısmet nereye olacak orası meçhul.

Yağışlar bizi teğet geçtiğine göre baharda teğet geçecek gibi gözüküyor. Bu giden yoğunlaşamamış sis bulutları Hazar dan öte uzaklaşıyor gibi, sanki yağış kuşakları kuzeye doğru kayıyor. Ama onun yerine gelen güney iklim kuşakları hiçte hoş olmayacak gibi.

Elbette baharı bir yönü ile görüyoruz, havalar ısınıyor, sakalar, bülbüller, çalı kuşları ve diğer ötücü kuşlar geldi, otlar gür olarak yeşillenmese de çalı ve ağaçsı bitkiler, meyve ağaçları süs ağaçları çiçeklerini açtılar.

Zaten ekstrem iklim koşullarında bitkiler daha çok tohum gayretine düşerler, haliyle bu açıdan da daha fazla çiçeklenme görülebilir.

Ama baharın her şeyi ile soğuğu (mart kapıdan baktırır-Kazma kürek yaktırır) ile ani sağanak yağmura tutulmakla, şemsiyenin ters dönerek rezalet çıkarmasıyla yaşamak daha güzel gibi! Ya da biz öyle alıştık da o nedenle mi! Bilemiyorum ama bu yıl hakikaten kurak geçiyor.

Bir sonraki ayda yağar ümidi ile nisan ortalarına kadar geldik ama ne çare, baharın yarısı geçti. Henüz mart sonunda bir defa çiseleyip geçti. Havalar genelde tozlu bir sis görünümünde normal sisde değil yağmur bulutu oluşmadan sabahları yoğun görülen durum gün ortasına doğru genişleyerek dağılıp gidiyor.

Artık romantik pamuk yığını bulutlar da tepeleri süslemiyorlar. Ufuk arkasından meleklerin sektiği kuğu tüylü bulutlar çıkmaz oldu. Gelinliklerin rüzgara kapıldığı veya nedimelerin çektiği sirüsler de yükseklerde görülmüyor.

Hele tepemize çökecek gibi stratüs bulutları biyorferi süpürerek üstünüze bir gelsin şimşeksiz bile korkutur. Tabi deniz yakınında iseniz bu dahada hem güzel hem korkunç görüntü verir. Bu durumda hemen açık alandan kurtulmak gerekirdi.

Bulutlar özletirmiş demek ki kendilerini, stratüsler, kümülüsler, nümbüsler, sirüslerle bunların trşgonometrik anımsama isimleriyle altostratüsler, kümülünümbüsler vediğer çeşitleri, hepsi de bu bahar gurbete uçtular. Bizi hasret bıraktılar. Tabi bazı bölgelerde ufukları süleyip bereket-rahmet bırakıyordur. Fakat Akdeniz Bölgesi doğusundan öteye-güneydoğuya doğru topraklar ve sinesinde barındırdığı suya muhataç tüm canlılarca, şubat başında ki kardan beri hasretle bekleniyor. Belki bizede rahmet bırakır diye.

Eh ne yapalım kısmet, bende sakaların müziğini dinliyorum. Resimdeki leylak üstünde böcek senfonisini dinleyerek binlerce böcek türünün yarışırcasına onlarca kelebek çeşidiyle çeşitli arılar ve böcekler ile çiçek kapmaca oyunu içinde onları izliyorum.

Diğer çiçeklerde açtı elbet nergizler, laleler, zambaklar, sklamenler, diğerleride sırada. Erguvan da fasulyemsi meyvelerden daha çok vermek için lila reklerini gösterdi. Ama siyah zambak yok mu o çok güzel nevruz çiçeğinin zambak kadar büyüğü onu dağların doruğundan getirmiştim. Orada gördüğümde siyah lale görünümü vardı ama biraz evcilleşince zambak haline geldi. Sarı üçlü zambaklar henüz açmadılar. Toros lalesi sulanan ortamda olmuyor. Birkaç soğan diktim ama çürümüş olmalı ki birkaç yıl sonra kayboldu. Bu lale manisa lalesi denen lalenin aynısı Nemrutdağı Belli yayla Güneş Motel çevresideki düden düzlükleri bu günlerde kankırmızı veya karanfil kırmızı lalelerle dolu.

Badem çiçekleri bir başka ama! Şu sıralar çağlalar yenecek duruma gelmeye başladılar. erikleri unutmayalım tabi kaysılar da çiçek mevsimini geçiriyorlar. Kiraz çiçekleride demet demet açıyor, armut, elma gibi yinede kiraz çiçekleri gelinlik püskülü gibi veya abajur deyiverin, vaya başkabir şeye benzetin.

Akasyalar henüz çiçeklerini açmadı, dikenlerde açmadı, alıçlarda açmadı bu saydıklarım çok güzel kokarlar. meyve ağaçları gibi ziyaretçisine değil çevrelerinede rayihalarını yayarlar. Şimdi de çevresel parfümü leylak yayıyor. Bundan önce oregon asması sarı çiçeklerini açtı zaten böcekler o açınca adresi öğrendiler.

Böcekler o kadar çiçeğe yoğunlaşıyorlar ki kelebeklerin siyah tüylü iri arı veya vızvız böceklerinin sırtını parmakla sıvazlıyorum. Onlar da okşanmaktan hoşlanıyorlar mı bilmem. Mavi selvi ile sedir arasına sıkışan dağ muşmulasının arkasından görülen erguvan rengini göstermek üzere. Ama daha ilerdeki katalpa beyaz çiçeklerini henüz göstermedi.

Bakın bu çiçek ve uçan böcek zenginliği içinde baharın tadını bu yıl alamadım. Gözüm hep göklerde. Atatürk ne demiş "istikbal göklerde", işte hayatta bir bakıma göklerden besleniyor.

Hertürlü habitat ortamı da zenginliğini su dengesine borçlu, tıpkı bizim gibi tüm canlılar gibi. Bu bahar bulutlar bizi teğet geçti, bahar da yağmurları, bulutları, şimşekleri getirmeden velhasılı her yılki bahar gelmeden teğet geçecek.

Yeni baharlara ümitle dua edelim.


Nariçi: 17.04.08

not: 08.05.08 saat 14.00 baharın ilk yağmuru yağdı! toprak 1cm ıslandı. Ertesi gün hiç yağmamış gibi toprak çoktan kurumuştu.
not 2:15.05.08 öğlen üzeri iki saat yağmur yağdı toprak (kumlu)5cm derinlikte ıslandı. Gece sağanak yağış bir müddet devam etti.
 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..