Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '08

 
Kategori
Ev / Bahçe
 

Bahçeden gelen sevimli konuğumuz

Bahçeden gelen sevimli konuğumuz
 

Pencereye yansıyan görüntü


Türkiye'de iken yaşadığım yerde bir iki agaçtan oluşan minicik bir alan vardı bahçe diye oturduğumuz binanın önünde. Öyle bağ bahçe hayvanlarını tabi ki görme olanağımız yoktu. Kara sinekler, evin içinde tahtakuruları ve de fareler... Ve onlardan korunmak için yaptıklarımız. İlaçlamalar vs.

Burada evin her bir yanı bahçe ve bir dolu börtü böce . Bir çogunun adını bile bilmiyordum buraya gelmeden önce. Bazan yol ortasında bırakılmış bir yılan derisi... Eskiden tarım, özellikle çeltik ekimi ve mevsimine göre yetiştirilen sebzeler daha bir yaygınmış. O nedenle eşimin ailesi alışkın. Tarım aletlerinin olduğu odalardan birinde yılan yuvası olduğu söyleniyordu. Ben de bir korku, bir korku. O odanın yakınından bıle geçmek istemezdim.

Hala biz kendi yedığimiz pirinci üretiyoruz ama evin yakınında artık üretilmiyor. Tarımla uğraşmak istemeyen diğer toprak sahipleri o alanlara ev yaptırır oldular. Doğanın dengesi bozuluyor. Evinden yurdundan olan hayvanlar ortalıkta. Racoonlar her yıl konugumuz olurlar. Artık bizden korkmuyorlar. Olan kayınvalidemin yetiştirdiği yumrulu bitkilere ve karpuzlara oluyor...

Kargalar da alanı boş bulunca bize yiyecek sebze kalmıyor :)) Sivrisinekler başımızın belası... Onun dışında diger küçük böcekler. Ama kurtarıcımız var. Resmini eklediğim, burada YAMORİ dediğimiz, kertenkeler. Öyle sevimliler ki. Her yıl bu dönemde pancere camlarına, özellikle buzlu camlara gelirler, bazan ailecek. Sivrisinekler için takılı tel çerçeveye takılan küçük böcekleri yerler. Doğa dengesini kurmuş ama biz insanlar yok etmeye çalışiyoruz .

Kertenkeleri buzlu camda görmek güzel ama bazan banyo vs ye havalandırmadan giriyorlar. Korkmak değil ama ummadığım bir anda görünce çığlığı basıyorum. Bir keresince bir yavru kertenkele buldum banyoda. Aldım maşa benzeri aracı elime . Amacım maşa ile tutup bahçeye salmak... O maşa ile kavradığımda duyduğum tiz sesi unutamam. Canı yanmıştı belli ki. Yapacağım başka bir şeyin olmadığı verdiği çaresizlikle dışarı koştum ve salıverdim ama hala o tiz sesi çıkarıyordu.

Kertenkele deyip geçmeyelim onların da canı var ve canı yanınca ses çıkarıyorlar.

Doğadaki tüm canlılar dost değil, ama insanlar kadar da kötü davranmıyorlar canları yanmadıkça .

Burada vakit nerede ise gece yarısına geliyor. Yarın pazar. Hepinize iyi pazarlar.

Bu arada belki biliyorsunuz. Orhan Pamuk Japonya da davetli konuk...bir dizi konuşma yapıyor. Yarın KYOTO şehrinde . İşim nedeniyle gidemiyorum konuşmasını dinlemeye. Sanırım eşim gidecek .

 
Toplam blog
: 397
: 1111
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1955 Niğde doğumluyum. Ancak Japonya'ya gelene kadar yaşantımın büyük bir bölümü Ankara'da geçti. Ka..