- Kategori
- Öykü
Bahçıvan
Bir bilgeye bir bahçıvan gelir. Eşi ile severek evlendiklerini, zaman içerisinde sorunlar çıktığını artık hayatın çekilmez olduğunu, eşinden ayrılmak istediğini, ancak çocukları bulunduğunu, bu sebeple de ayrılmalarının da mümkün olmadığını belirtir. Ne yapması gerektiğini sorar. Anlatımlarından çaresiz olduğu anlaşılan bahçıvanla bilge arasında şu konuşma geçer.
- Sen çok şanslı bir adamsın. Söyler misin bana çok güzel gülleri gün gelip de soldu diye hiç dikenli gül ağacı kökünden sökülüp atar mısın?
- Asla atmam efendim
- Ne yaparsın?
- Onu budar, gübreler, sular yeniden gonca güller açmasını beklerim.
- Bahçıvanlıktan başka mesleğin yoksa çalıştığın bahçeden başkada iş kapı bulamazsan, bahçeyi otlar, dikenler, kaplamışsa, ben bu bahçe ile uğraşamam diyip işi bırakır mısın?
- Tek ekmek kapım orası nasıl bakırım efendim.
- Peki, ne yaparsın?
- İşimi kaybetmemek için elimden geldiği kadar bahçeye iyi bakarım. Otunu ayıklar, sular, budar, çapalar o bahçeyi cennet bahçesi gibi yaparım.
Bilge bahçıvanın omzuna elini koyar.
- Ben hep kâğıt, kalem kitap uğraşmışım. Senin gibi bahçeden bağdan yaseminden gülden anlamam. Görürüm ki sen mesleğinin erbabısın. Var git bahçenin başına. Güllerini soldurma.
www.hasanmahir.com