Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '08

 
Kategori
Haber
 

Bahşişe doyar mı memur?

Bahşişe doyar mı memur?
 

Fotoğraf Hürriyet'ten


“Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Mehmet Zeki Atlı, tapu sicil müdürlüklerindeki rüşvet iddialarıyla ilgili çoğu zaman haksız suçlamalara maruz kaldıklarını belirterek şöyle demişti:

“Vatandaşın verdiği 15-20 milyon, rüşvet olarak yansıtılıyor, bizde insanlar evlenirken ya da ev alırken, böylesi mutlu anlarında bahşiş verir. Ev aldığı zaman onun mutluluğu içinde oradaki memura üç beş kuruş bahşiş bırakıyor. Bizde en büyük sıkıntı bu. İnsanlar sırasını beklememek için iş takipçilerini de araya sokup, üç beş kuruş verip, oradaki bir iki memurla da anlaşıp, işini öne alma gibi hoş olmayan şeyler yapıyorlar."(Hürriyet 11.02.2008)


Bahşiş mi, rüşvet mi. TDK sözlüğüne bakalım

Bahşiş: Yapılan bir hizmete ödenen ücretten ayrı olarak fazladan verilen para:
"Paltosunu ve şapkasını giydikten sonra garsona para ve bahşiş verdi."- Ö. Seyfettin.

Rüşvet: Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar:
"Bu zat rüşvetin, hediyenin korkunç bir düşmanıymış!"- Ö. Seyfettin

Tanımlar ve örnekler sözlükte böyle . Biz ilginç insanlarızdır, bize hizmet yapana teşekkür olsun diye bir şeyler vermeye meraklıyızdır. Hastanede sizinle ilgilenen, ameliyat eden doktora, taburcu olduktan sonra hediye götürülür, bu hediye bir kutu çikolatadan başlayarak, elbiseye kadar uzanır. Bahşiş aynı zamanda beleş anlamına da gelir. Ama bunu kabul etmek doğru mudur yanlış mıdır, ayrı bir konu.

Öğretmenlere yıl sonunda veya öğretmenler gününde hediyeler gider, bunlar da yukarıdaki örnekte olduğu gibi hediye midir , bahşiş midir?

Hediye vermek birbirinden göre göre zorunlu hale geliyorsa , yani öğretmen veliden, doktor hasta yakınından memur iş gördüğü vatandaştan bunu bekler hale gelirse ne olur?

Batı ülkelerinde memurlar hediye alabilirler, hediye para şeklinde olmaz ve miktarı da belirlenen bir miktarı mesela 25 doları geçemez.

Bence bunlar da bizim yasalarımızda yer almalıdır ki “benim memurum işini bilir” sözü kulaklardan ve yüreklerden silinsin.

Postacılara bayramlarda, bahşiş vermek bir çok iş yerinde adet olmuştur. Bu bahşiş postacılara verilirken şimdilerde çoğalan kuryelere verilmiyor. Devlet memuru bu konuda önceliğe ve kayrılmaya tabi nedense.

Bunların önüne geçmek zor, asıl olan birinin sırasını almak, hakkını yemek şeklinde tezahür eden rüşveti önlemek olmalıdır. Başkasının önüne geçmek, hak etmediğini elde etmekle ilgili paralar, hediyeler ve anlaşmalar adet hakline gelmişse şairin dediği gibi

“selam verdim rüşvet değildir diye almadılar” dizesi bir darbı mesel haline gelir.

Tapu ve kadastro genel müdürünün söyledikleri bir gerçektir. Bu bizde bir adettir, ama bahşiş ile rüşvet arasındaki sınır çok ince de olabilir. Kimse bahşiş verdi diye şikayetçi olmaz ama rüşvet denilen baş belasının önüne geçilemediğinde bahşişler , rüşvetler karışır gider.

Mesela vatandaşa dağıtılan kömürler, yiyecekler hangi sınıfa giriyor diye sorası gelir insanın. Ayrıca bu değirmenin suyu nereden geliyor diye.

“Nerede beleş orada yerleş” gibi sözlerin sahibi olan topluluklar üretken olur mu dersiniz?

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..