Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '07

 
Kategori
Mizah
 

Bahtsız Juliyet ve dünyanın günlüğü, 03.09.2007

Bahtsız Juliyet ve dünyanın günlüğü, 03.09.2007
 

Tarih: 03.09.2007

Gün: Pazartesi

Bulunduğum Şehir: İstanbul

Saat: 20:21

Ruh Durumum: Polyanna da kimmiş canım, o kitabın yazarı benle tanışsaydı tarih Polyanna’dan değil, benden bahsederdi. Neyse yazarın kısmetsizliği işte fazla da onun adına üzülmeme gerek yok, bakalım kısmet başka hangi yazara.Tabii insanlık tarihi benden mahrum kaldı yıllar boyunca, bu ayrı bir mesele ama bundan sonra işte brudayım. Tüm sevimliliğim, iyiliğim, safığım, hepsini alıp geldim. Tabii dün itibariyle bir İndigo çocuğu olduğumu keşfettim, deymeyin keyfime. Zaten hep biliyordum bir amaç için buralarda takıldığımı. Geyik yapıyor gözüksem de aslında sosyal içerikli mesajlarım, günlük gazetelerin mesajlarından çok. Kısacası, ruh durumum gayet iyidir, ellerinizden öperler, sizleri sormalı.

İş Durumum: Dün çok yoğun olacağımı müjdelemiştim zaten, gördüğünüz gibi medyumluk özellikleri de bende mavcut. O kadar yoğun bir gün geçirdim ki, tüm iyi niyetimle kimseyi öldürme planları yapamadım. Patronum Savaş bey’de işe gelemediğinden dolayı hain çıldırtma eylemlerimden bugünlük kurtuldu. Tabii bu durum sonsuza dek sürmeyecek, elbette kendisini kuşatma altına alacağım.” Büyük zaferler zamana yayılan zaferlerdir.” ( Bahtsız Juliyet’in sözüdür), bol bol kullanabilirsiniz, yayın hakkı falan istemem. Daha önce söylemişmiydim bilmiyorum ama maddiyattan uzak bir şahısımdır. ( Günlüğümü bastırıp para kazanabilirmiyim diye düşündüysem Pinokyo’nun burnunu sollasın benim burnum) Uzun bir süredir, benim gibi asil insanların çalışmaması gerektiğini keşfetmiş bulunmaktayım. Açıkçası benden başka var mı bilmiyorum, ama yoksa da benim çalışmamam gerekir. Hatta bende devletimiz beni koruma altına almalı, beynimden fışkıran hayal gücünü ve zekayı ülkemiz iyiliği için kullanmalı. Tabiiki de ülkeme vereceğim bu hizmet için maaş beklentim olmayacaktır, bakınız maddiyatçı olmadığımı belirttiğim satırlara, fakat hayat fonksiyonlarımı( alışveriş, yemek, hayır faaliyetleri) sürdürmem için geri ödemesiz ve limitsiz bir kredi kartı sağlamalıdır. Bu kadarını çok görenler kendilerinden utansınlar.( tamam utanma bittiyse okumaya devam)

İşte bugün okadar çok çalıştım ki bugün ki felsefen çalışmayan hayat üzerine kuruluydu. YAŞASIN HAKLI TEMBELLİK.

Aşk Durumum: Manita bey her zamanki gibi, bitiremediği tezinden dolayı beyninden dumanlar çıkararak dolanıyor ortalıkta. Ayrıca hasta olması sebebiyle klimalı ortamda duramıyor, ve dakikada bir parmak teri alnından silerek sağına soluna saçıyor. Bence şu boş kalan barajlarımızdan birinin önüne koyup orda atmasını sağlamalıyız . Iyyyk sakın iğrenç olduğumu kimse söylemesin, nasılsa İndigo çocuğu olarak ben zaten önyargı yapabiliyorum.

Maddi Durumum: Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama ay sonuna kadar cebimde duran bir adet Flexi kartımın (adını geçirdiğim için ilgili banka reklam ücretini ödemeli) ve bir adet Bonus kartımın (aynı durum tekrarlanıyor, ilgili bankaya duyurulur) varlığını ay sonuna kadar unutuyorum. Cüzdanımda bedavadan konaklayacak sıpalar. Aslında bankalar kart ücreti alıyorken, biz tüketiciler de yıllık konaklama ücreti almalıyız. Bu fikrimin ilgili tüketici derneğine bağışlıyor, bu konuda bir çalışma yapmalarını öneriyorum. Anlayacağınız üzere param yok, pulum yok, varsın olmasın ziyanı yok!!!!!! (desemde yemeyin lütfen)

Hedeflerim: PR şirketimi kurmak istediğimi daha önce söylemişmiydim. Biliyorum söyledim ama daha inandırıcı olsun diye hergün tekrarlayacağım ona göre, bu kız bunadı demeyelim ayıp ederizJ

Yarın biraz daha uyuyayıp işe geç gitmeyi düşünüyorum, ama patronumun yardımcısı Irmak hanım benimle uğraşabilir. Hiç kızı uğraştırmaya gerek yok, o tatlı canını sıkmasın giderim ben işime vaktinde.

Doktorada kayıt işlemlerimi yapmayan ve binbir yalan atan o enstitü sekreterini bayanlar tuvaletine götürüp bir güzel pataklamak istiyorum, ama sanırım yapamayacağım, çünkü böyle bir davranış bana yakışmaz( doğuştan asil olduğumu belirtmişmiydim?)

Doktorada kayıt işlemlerimi yapmayan ve binbir yalan atan o enstitü sekreterini bayanlar tuvaletine götürüp bir güzel pataklamak istiyorum, ama sanırım yapamayacağım, çünkü böyle bir davranış bana yakışmaz( doğuştan asil olduğumu belirtmişmiydim?)

Yüzmek ve fazla kilolarımdan kurtulmak istiyorum ama vaktim yok çok çalışıyorum. Evimizin alt katına kapalı bir yüzme havuzu yaptırmak isteyen hayırsever insanlar varmıdır? Yok değil mi, bende öyle tahmin etmiştim

Ütyopyalarım: Dünyayı ele geçirmek, altın ve Savaroski taşlarından yapılmış tahtıma kurulmak;

Dünya’nın en güzel kızı olmak,

Maaşımın 10 katına çıkmasını da istiyorum.

Bu akşam alçakgönüllüğüm üzerimde, az ütöpyam var

Kredi kartlarımın durumu: Bunu merak eden demekki halen Maddi Durumum kısımını okumadı. Bu da gerçekten çok ayıp, lütfen madem özel hayatımı okuyorsunuz, atlamadan, dikkatlice okuyun.

Bugünün tarihe geçecek olayları: Alışveriş yapan çift bebeklerin arabada unutup başka bir arabayla gitmiş. Sanırım benden de alışverişkolik insanlar mevcut. Yani böyle bir şeyi ben bile yapmam. Anneler babalar lütfen dikkatli olalım, bebekleri kiloyla manavdan almıyoruz.

-Yaşıtım olan bir bayan çırılçıplak denize girmiş. Bu dün de olan bir olay ama bugün yer veriyorum. Ablamız sanırım kendisini Hawaide falan zanetti. Alooo, abla orası İzmir, hani Türkiye’mizin İzmir’i kendine gel. Sonra ar namus kalmadı gençlerimizde diyen büyüklerimize karşı neslimizi savunmakta güçlük çekiyorum.

-Ece Erken velenmiş, hadı darısı benim ve diğer kızların başına.

-İsrailde bir kreşin bahçesine roket düştü. Buna diyecek söz bulamıyorum. Savaşın acımasızlığını çok iyi biliyor olmamıza rağmen, halen savaşıyor olmamız, insan karakterini sorgulamama neden oluyor. Savaşıyoruz savaşmasına ama en büyük acıyı masumlar çekiyor. Savaşlardan sorumlu olanlar sözüm sizlere: Sizin yaptığınızı hayvanlar yapmaz.


İçim daraldı, bugünlük bu kadar yeter, Juliyet kitap okumaya gider.

Sevgilerrrr

 
Toplam blog
: 125
: 1808
Kayıt tarihi
: 24.05.07
 
 

Bir gün elle tutulabilen, mürekkep kokusu içine çekilebilen GERÇEK bir gazetede köşe yazıları yaz..