Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '08

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Bak şu cimcimeye...

Bak şu cimcimeye...
 

Bak şu cimcime'ye...


Sevgili dostlar; saf ve tertemiz bir mantık, nasıl olur ? diye sorarsanız, şimdi anlatacaklarımdan anlarsınız...!

Efendim; benim bir müşterimin, henüz dört yaşında olan minik kızı Ece'den bahsetmek istiyorum size... Ece kızımız, henüz dört yaşında ve bir de ağabeyi var. Ağabeyi Erdem, anasınıfına gidiyor. Bu gün sabah; Babası onu okuluna bırakarak, işyerine gelmiş. Tam dükkanından içeriye adımını atar atmaz, cep telefonu çalmış...Arayan, okuldan sınıf öğretmeniymiş.

- Arif bey, kusura bakmayın ama, Erdem dişinin ağrıdığını söyledi ve ağlamaya başladı, tekrar okula gelseniz iyi olacak galiba... demiş. Tabii; Arif bey de, hemen okula geri gitmiş.

- '' Okula girdim ve sınıfa doğru gidince bir de baktım ki, Benim Oğluşum Erdem, oturmuş boyama yapıyor...Beni görür görmez tekrar gözleri yaşardı... Hayrola oğlum ne oldu dişine diye sordum ? - Baba, dişim ağrımıyo ama doktor amcaya gidince ona dişimin ağrımadığını söyleyeceğim...sonra eve gidelim baba tamam mı ? dedi. '' diye sözüne devam etti. Babası; Neden ? diye sorunca da; öğretmen devreye girerek, Erdem, okulda kalmak istemediği için, böyle bir yola başvurmuş meğer... diye bana, minik Erdem'in şeytani planının ortaya çıkmasından..!!! bahsetti. Bende merak ettim ve neden böyle bir şey yaptı ki ? diye, Arif bey'e sorduğum zaman;

- '' Aynı şeyi ben de, merak edip öğretmenine sordum... Ve bana, Onun kankisi Onurcan bu gün okula gelmedi ve o da yalnız kaldığı için böyle yapıyor...dedi. '' diye, bana cevabı verdi... Biz Arif beyle birbirimizin yüzüne bakarak, kahkahalarla gülmeye başladık...'' Peki; daha sonra, ne yaptınız dedim ? '' '' Ne yapacağız ki ? okuldan alıp eve götürüp Annesine bıraktım onu...'' dedi...İşte; buradan sonra, Minik Ece devreye giriyor...

Babasını ve ağabeyini karşısında gören Ece;

- Baba...bende büyüyünce okula gitmemek için, Ağabeyim gibi yapacağım...dememiş mi !? Dümdüz ve tertemiz bir mantık yani...İçinde hiç dolanbaçlı bir yol olmayan, gayetten saf bir yürekle söylenmiş itiraf...


Evin salonunun; tam orta yerine, pazar sergisi gibi açılmış oyuncakların arasında yuvarlanan bir minik kız, oyuncakları ile öyle kendisinden geçmiş bir şekilde oynarken, bir anda dönerek;

- Babaaa, bu süpris yumuyta yeniy mi ? diye bir soru ile, Televizyonda çıkan bir reklamdan, arkası dönük iken haberdar olmak..! İnsana, bu nasıl bir çocuktur ? sorusunu getiriveriyor...Burada; reklamların ne kadar ilgi çekmesi mi ? yada, zamanenin her bir şeyden haberdar olarak dünyaya gelmesi mi ? daha ciddi bir mesele olarak karşımıza dikilmesi, tartışılabilir...

Babasının evi araması sonucu; Annesinin cep telefonunu açarak, '' Alooo, annem buyaşık yıkıyo...'' demesi... '' Ece kızım sen ne yapıyosun bakim ? '' sorusuna, '' Baba ben, muk-fak-ta ayakta duyuyoyuuum göymüyoymusuuun ? '' diye cevap vermesi...

Televizyonda izlediği; çizgi filmde ismi geçen, ''Mars ve Satürn'' kelimelerini duyar duymaz, '' Baba; Mays ve satüyn bize yakın mı ? '' sorusuna, Babası nasıl cevap vereceğini düşünürken, Samanyolunu bizden daha iyi bildiğini düşünmemiz içten bile değil... Babası; '' Kızım sen daha küçüksün, büyüyünce anlatırım...'' diye soru geçiştirildikten sonra, komşularının yeni doğmuş bebeğini görmeye gittiği zaman, '' Aaaa küçücüüük '' diye sevmeye başlaması sonrasında, '' tabii küçük yaaa, sende öyleydin ve sen büyüdün artık..! '' der demez; '' Babaa, ben büyüdüm dimi ? '' diye sorması ve '' Evet yaaa sen büyüdün artık...'' deyince de; '' O saman mays ve satüyn bize yakın mı ? '' diye şok bir soru sormasının hemen ardından; '' sen bana büyüyünce anlatıyım dedin yaaa..! '' diye sorması...

Yağmurlu bir kış günü; canının dondurma çekmesi ile birlikte dondurma istemesi üzerine, '' Kızım hava güzel olunca, yani yaz gelince alırım sana dondurmayı...'' demesinin üzerine dondurmadan vazgeçmesi, aradan geçen bir kaç günün sonrasında güneşin çıkmasıyla beraber, '' Hava bugün çok güzel, yaz geldi sanki..? '' diye babası ve annesi konuşurlarken, '' Babaa, hava güsel dimi ? '' diye sormasına, '' Tabii yaaa hava güzel bak kızım...'' diyen babasına, '' O saman yaz geldiyse donduyma alacaksın bana dimi ? '' diye dondurma mevsiminin geldiğine kanaat getirmesi...ve unutmaması...

Babaanneyi ziyaret etmek için; Anne ve babası kurban bayramında gidelim...diye konuşurlarken duyan ve iki gün sonrasında, evlerine gelen misafirlere '' kuzu bayyamında Babaanneye gitces...'' diye komşular müjdeyi vermesi...

Evet sevgili dostlar; minik kızımız Ece, bunları duyduğumuz zaman, ''büyümüşte küçülmüş sanki cimcime ? '' diye sormadan edemiyoruz kendimize...Ama, her ne şekilde olursa olsun, yeni yetmelerin hepsi uzay çağının çocukları olduklarını bize gösteriyorlar...

Herkese sonsuz saygılarımla sevgili dostlar...
 
Toplam blog
: 122
: 2970
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

Ankara Doğumluyum... Yazı yazmayı, çizmeyi, okumayı, izlemeyi, dinlemeyi, vb...vb... seviyorum. Bodr..