Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '12

 
Kategori
Mizah
 

Bakan geliyormuş!

Bakan geliyormuş!
 

Köyün meydanında, tam köy kahvesinin önünde köyün ileri gelenleri toplanmış ileri geri koşuşturmakta ve ileri geri konuşmaktadırlar. Aslında bugün gelmesi pek mümkün olmayan ama her nedense gelmesi bugüne mukadder olan memleketin ileri gelen bir babayiğitinin, eski bir siyaset erbabının köye her an gelmesi beklenebilir. Onun için Muhtar ve erkanı, ortada vaziyeti tetkik eylemektedirler. Telaş içindedirler.

Muhtar Gürbüz – Hadi arkadaşlar çabuk olalım her an gelebilirler.
Hadi- Gürbüz abi… Ben şoparlara haber verdim, davul, gırnata ile gelecekler. Sen hiç merak etme abi… Biz senin yüzünü kara çıkarır mıyız?

Gürbüz- Şimdi ayıp olur… Hadi adam gelmiş…” Ulan hiç mi sevinmediniz.. Hiç mi bu memleketin köçeği yok, oyuncusu yok… Gösterin bakalım nasıl sevindiğinizi, derse… Biz ne deriz adama… Haaa…Söyleyin bakalım. Dut yemiş bülbül gibi susacak mıyız? Hadi.. Sen de benim bildiğim kadar iyi kıvırtırsın… Olmazsa sen çık ortaya…

Hadi- Valla olmazsa bir şeyler döktürmeye çalışırız. Ama Bakan beyimiz, öyle böyle değil, ne kadar sevindiğimizi, çok sevindiğimizi görmek istiyor… O bakımdan çok iyi kıvırtan adamlar bulmalı…

Rüstem- Abi bence Orta Hacı Köy’de köçekler var… bu işin profesyonelleri… “Hani ne kadar sevindiniz bakalım…” dediği anda, ortaya fırlarlar, oyna Allah oyna;  oyna Allah oyna… Bakanın feleğini şaşırtırlar… Adam nereye bakacağını şaşırır…

Hadi- Yok bana göre Uzun Minare köyünün köçekleri çok daha kabiliyetli … Bir oynamaya başlayınca, Allah inandırsın, tam iki buçuk saat hiç durmadan kıvırtıyorlar… Tam on tane köçek getirtiriz, Bakan nereye bakacağını şaşırır be…

Gürbüz- Gerçi bugün de iki tane şehitimiz var. Onları da öteki dünyaya yolcu edeceğiz ama.. Ama ne yapalım adam, yüzümüzün güldüğünü, sevindiğimizi istiyor. Şimdi,  “Gelmişiz, gösterin bakalım, ne kadar sevindiğinizi … Oynayın be, göbek atın,” dediğinde … Somurtup, oturacak olursak , “Bizim şu, malum Su meselesi” ne olur bilemiyorum… Kışın da artık 9 ay karın altından kalkamayız… Bilmiş olun.

Rüstem- Gürbüz abi sen heç merak etme… Biz her türlü tertibi aldık… Davuldan , gırnatadan hoşlanmazsa; içerde Saksafoncu, Baterici’de var… Hatta, bir Alto bile gelecek.. ama onlar sürpriz… Daha sonra ortaya çıkaracağız.

Gürbüz-  Bari köyümüzden memnun kalması için yemekler de hazır mı?

Hadi- Dümbükçü Saniye, tam 99 çeşit yemek hazırladı. Fakat , Bakan kuru fasulyeden çok hoşlanıyormuş… Onun için Fasulye’den tam dört çeşit hazırladık… Bıdık fasulye; Ayşe kadın (kendisi gelmezse bilemem..!) ; Sırık ; Mas.. daha neler neler… Bütün bunlardan da hoşlanmazsa diye, Rusya’ya havyar ısmarladık… Tamam.. Siz hiç merak etmeyin…

Gürbüz- Aman çocuklar; köyümüzün bir şanı şöhreti var . Bakan “Alimler” köyüne gitmiş de, aç bırakmışlar..”dedirtmeyin , dosta düşmana… Elinizden geleni esirgemeyin. Gün bugündür… Vatan, millet.. bugünler için doğurmuş bizi…

Rüstem- Aslında , biz köylüye de haber ettik. Bakan ,”Ne kadar sevindiniz gösterin bakalım…” dediği zaman; bütün köy halkı, çoluk çocuk.. herkes alana girecek .. oyna Allah oyna… Oyna Allah oyna…

Hadi- Gürbüz Muhtarım, şehitlerin cenazelerini ne zaman kaldırırız?

Gürbüz- Adam gelmiş… İşte boşuna mı.. Bir el atar, el birliğiyle kaldırırız. Ne yaparız , kader kısmet bu… Olacak olur… Bu, bu sene ki kaçıncı şehidimiz?

Hadi- Ben kırk üç saydım…

Rüstem- Yok tam tamına kırk dört. Sen Topalların Osman’ı saymıyorsun.. O kamyon devrilip de gitmişti hani… O biraz tartışmalıydı…

Gürbüz-Onu sayma. Tam tamına 43 be… Az değilmiş… köy de daha kaç koç babayiğit kaldı…?

Hadi – Evvel Allah, adamımız çoktur. Mustafa Kemal’in askeri hiç tükenir mi ?

Rüstem-Evet, daha Kör Durmuş var; Sağır İsmail var… Bitli Mustafa ne güne duruyor… Valla bir askere gitsin öyle adam olur ki… İkinci gün ihtilal yapmaya kalkar.

Gürbüz-Aman öyle sözleri ağzınıza almayın. Duyan da bir şeyler olacak sanır. Basarlar köyü!
Şimdi hazırsınız, demek.. Öyleyse bir prova yapalım.  Mesela, ben geldim… “Çocuklar, beni gördüğünüze sevindiniz mi…” dedim… Hey, hadi Efendi suratını ne asıyorsun be… Güleceksin, güleceksin… Anlaşıldı mı… Bütün acılarını, kederlerini, gözyaşlarını kalbine gömüp güleceksin… Sonra da, SAĞOL, deyip… Allah sizi başımızdan eksik etmesin, diyeceksin… Sonra da herkes meydana, oyna Allah oyna.. Oyna Allah oyna… Oradan da, ne yapalım camiye gideriz. Günahlarımız için Allaha dua ederiz.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..