Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '14

 
Kategori
Güncel
 

Bakan Işık'a 'Bilirkişi raporu TÜBİTAK'ı bağlamaz da kimi bağlar?'

Bakan Işık'a 'Bilirkişi raporu TÜBİTAK'ı bağlamaz da kimi bağlar?'
 

Bakan Işık’a;’Bilirkişi raporu TÜBİTAK’ı bağlamaz da kimi bağlar?'

Son dönem Balyoz Davası’ndan tutuklu askerlerin yeniden yargılanması tartışmaları gündemin birinci sırasını paylaşıyor.

Aileleri isyan etti: “Babalarımızın aklanmasını istiyoruz.”   

Kara, Deniz, Hava Kuvvet Komutanlarının da bulunduğu hükümlü 12 general mahkemeye başvurup ’TÜBİTAK raporuyla kumpasın izi bulundu. İnfazı derhal durdurun. Yeniden yargılayın’ dedi.

Mamak’tan 43 subay; ‘Tutsaklığımızın devam etmesi insanlık suçudur. Derhal tahliye ve beraat istiyoruz’ dedi.

TÜBİTAK raporuna göre; ‘Balyoz’un en önemli delili sayılan 5 nolu hard diske, bilgisayarın saati geri alınarak sonradan belge kopyalandığını kanıtlamıştı.       

5 numaralı disk hakkında 2009 yılında ‘sahte değildir,’ 2014 yılında ise ‘sahtedir’ şeklinde iki ayrı rapor düzenlenmesinin ortaya çıkardığı ‘olumsuz sonuçların’ hesabını kim verecek?

Bilim, Sanayi, Teknoloji Bakanı Işık ‘havadan sudan’ şunları ifade ediyor; TÜBİTAK’tan bir uzmanın bilirkişi raporudur. BuTÜBİTAK’ın değildir. Kurumsal olarak altında bir imzası yoktur. Dolayısıyla bunu bizim kurum raporu olarak sunmamız doğru değil’ şeklinde bir açıklamayı başka hangi ülkenin Bakanı yapabilir?

Bilirkişi komisyonunu oluşturan üyeler TÜBİTAK çalışanı veya akademisyeni olmaları nedeniyle seçilmişlerdir.

TÜBİTAK’ta ‘kariyer sahibi’ olmuş; ABD, Almanya, İngiltere Üniversiteleri’nde ‘master’ ve/veya ‘doktora yapmış olanlar tercih edilmiştir.

Özetle ‘has’ TÜBİTAK kültüründe ‘deneyim’ sahibi TÜBİTAK ‘bilim insanı’ ‘bilirkişi komisyon üyesi’ olarak yer almıştır.

Bilirkişi komisyon üyeleri TÜBİTAK’ı temsil eder;

O halde “Bilirkişi raporu da TÜBİTAK’ı bağlar!”

Bilirkişi belirlendikten sonra, kişinin ‘bilimsel görüşü,’ ‘düşüncesi,’ vereceği rapor kesinlikle TÜBİTAK’tan bağımsız değildir.

Subaylar, aydınlar, medya üyeleri tutuklu veya hüküm giymiş olarak hangi nedenle yattıklarını bilmeden hapiste çürürken; Başbakan Erdoğan ve Bakan Işık; “Asla, TÜBİTAK’ın bilirkişi raporunda bir etkisinin olması mümkün değil’ bakış açısı bir G -20 ülkesinde kabul edilebilir değildir.

Hala ‘masumiyet karinesine’ sahip tutuklular ve mahkum olanlar TÜBİTAK’ın 4 yıl önce verdiği ‘sahte’ 19 CD’lik bilirkişi raporu ile özgürlükleri gasp edilmemiş mi idi?

Böyle bir olay karşısında bir G -20 ülkesinde ilgili bakan derhal istifaya; Japonya’da intihara teşebbüs eder idi.

Sayın Başbakan Erdoğan’a ve Bakan Işık’a; iki önemli noktayı anımsatıyorum:  

TÜBİTAK çalışanı veya akademisyeni sahip oldukları Mehmet, Ahmet, Ayşe, Zeynep gibi ‘gerçek kişilikleri’ ile değil; çalıştıkları kurumun taşıdıkları ‘tüzel kişilikleri’ ile bilirkişi komisyon üyesi seçilirler.

TÜBİTAK Etik Davranış İlkelerinin Belirlenmesine İlişkin Esasları madde 5. şöyle açıklar:

“Görevini yerine getirirken veya hizmetlerden yararlanmada dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, cinsiyet ve benzeri herhangi bir sebeple ayrım yapmak, insan hak ve özgürlüklerine aykırı veya kısıtlayıcı muamelede veya fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalarda bulunmak, yasaktır ve bu yasaklara uyulmaması neticesinde herhangi bir zarar meydana gelmese dahi davranışın etik  ihlali oluşturduğu kabul edilir.

‘Sahte’ 19 CD’lik TÜBİTAK raporunu mahkemeye sunan üç bilirkişinin 5. madde uyarınca ‘etik ihlali’ oluşturduğu kabul edilir.

Şimdi Bakan Işık’a soruyorum; “Bilirkişi raporu TÜBİTAK’ı bağlamaz da” kimi bağlar?

30.01.2014, İzmir, Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.

 
Toplam blog
: 392
: 908
Kayıt tarihi
: 27.11.11
 
 

1951 Muğla doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'ni 1974 yılında bit..