Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bakarsın Taş İkiye Ayrılıverir (*)

Bakarsın Taş İkiye Ayrılıverir (*)
 

alıntıdır


(…)

Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. İşte o zaman anlarım ki; taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir.

Jacob Riis

Sabırla beklenen, itinayla başlanılan, her olumsuzluğa karşı ümit besleyen hangi insan sonunda mükafatını almaz? Her türlü engele rağmen, ulaşmak istediği yere giden birini yolundan kim döndürebilir? İdealist olmakta böyle bir şeydir işte.

Aşk’ta, iş’te, gelecekte, hayallerde… İdealist olmak ve ne istediğini gerçekten bilmek. Nasıl bir insan olduğunu anlamak ve hayalindeki sana ulaşmak için çabalamak. Bazen çok çalışmak, bazen seyirci kalmak, hiç konuşmamak. Gelen derdin şifasının da geleceğini bilerek güvenmek ve beklemek. İstemeyi bilmek, doğru istemek.

Bunlar neden benim başıma geldi? Diye hayıflanmak yerine, zamanı olan ve biteni şimdiki zaman ile kabullenmek ve kendini sorgulamak. Hep sen yaşamıyorsun kırıklıkları, hep senin canın yanmıyor, tek sen üzgün değilsin kaybettiklerine, sen değilsin zaman zaman yok sayılan böylesine.

Hayat mucizelere o kadar açık bir deniz ki, hiç ummadığın anda duruverir dalgalar ve alabora olmamış gibi sükut içinde duruluverir karışıklıklar. Bulutlu bir havanın aniden güneş açması gibi aydınlanıverir içindeki sokaklar.

Ne kadar üzgün olsan da, her yeni gün de ümitlerin var. Sonunu merak ettiğin bir dizinin bölümlerini bekler gibi geçer haftalar. Tam da ümidini yitirdiğinde mutlu sona bağlanır en acıklı sandığın olaylar.

Bilemezsin yaşam ne gösterir. En umutsuz bakışında bile mucizeler gizlidir. Bitti dediğin yerde başlangıçlar belirir.

Bakarsın taş birden ikiye ayrılıverir.

                                                                          ***

31 Ekim 2011 de yazmışım bu yazıyı. Bugün ne kadar ihtiyacım olduğunu bilir gibi çıktı karşıma. Okudum defalarca.

İnsan nasıl aciz kalıyor bazen değişimler karşısında. Hele ki iş yaşamında!

Çalışmak istediğimiz yeri seçebiliyoruz da, çalışacaklarımızı seçemiyoruz bazen. Alışkanlıklarımız, düzenimiz “yeni bir yapılanma” adı altında değişebiliyor.

“İş yaşamında profesyonel olmak gerekir” derdi önceki iş yerimde beraber çalıştığım yöneticim. Ama aradan neredeyse 8 yıl geçmiş ben hala profesyonellikle duygusallığı ayrı tutamamışım.

Alışkanlıklarıma hep sıkı sıkıya sarılmışım. Değişimlere adaptasyonda hep zorlanmışım. Halbuki biraz daha katı olmalı insan. Daha güçlü, daha mantıklı, daha akılcı. Ama ben her giden arkadaşımın ardından karalar bağlamışım.

Şimdi yazılarımın arasında dolanırken eski yazımı okudum ve umutlandım. Her şer gibi görünende bir hayır gizlidir. Umutsuz olduğun anda bir umut belirir. Bakarsın taş yüz birinci vuruşta ikiye ayrılıverir!

 

 

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..