Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bakın üniversite sınavını kazanamazsanız neler olabilir? -7-

Bakın üniversite sınavını kazanamazsanız neler olabilir? -7-
 

.


Her gencin isteği, iyi bir üniversiteye ve hatta iyi bir üniversitenin prestijli bir fakültesine girmektir. Ancak ilkokuldan başlayan eğitim sorunsalı, üniversite kapısına kadar gelindiğinde çoktan bir kartopu olmuştur bile.

Toplumsal arenada, eğitim bilincinin artması ile, 2000’li yılların Türkiye’sinde artık tüm anne ve babalar çocuklarının iyi bir bölümde okuması için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Tek istedikleri çocuklarının iyi bir eğitim alması ve iyi bir meslek sahibi olmasıdır.

Hatta bu yüzden bazı aileler, çocuklarının sadece ders çalışması gerektiğini düşündüğünden, bazen yaz aylarında bile, onların parayla tanışmamaları için herhangi bir işte çalışmalarına bile müsaade etmezler.

Çünkü çocuk sadece derslerine yoğunlaşacak ve “ekmek yiyeceği meslek” için üniversiteye gidecektir. Konsantrasyonu ya da ilgi alanı dağılmamalıdır…

Bir cephede bunlar gelişirken, madalyonun diğer yüzünde ilk ya da ortaokulu zar zor bitirmiş ayrı bir eğitimsiz kitle de hızla gelişmektedir. Bu kitle ise, daha o yaştan ticaret hayatına atılmış, “ekmek yiyeceği mesleği” ise, hayata erken yaşta atıldığı için çoktan edinmiştir.

Ama manavdır, ama tüccar…

Ama garsondur ya da hamal.

Hiç fark etmez.

Çünkü yolunu çizmiş su “yatağını” bulmuştur.

Bu noktada, ilköğrenimden sonra hayata atılan grubun temsil ettiği çalışan bu kişiler, öyle ya da böyle bir iş güç sahibi olduklarından ve yıllardır da o işi zaten yaptıklarından, yaptıkları işten herhangi bir rahatsızlık ya da zül duymazlar.

Evet ara ara “keşke okusaydım” şeklinde serzenişlerde bulunur ve bunun sıkıntısını çekebilirler ama…

Meslek liseliler hariç, lise mezunu büyük bir çoğunluk o yaşa kadar, hele hele üniversite hayaliyle gelmişse ve bu meşum üniversite sınavını yüzlerinin akıyla atlatamamışlarsa, işte tehlike çanları çalmaya başlamıştır diyebiliriz.

Çünkü eğitimini tamamlayamamış diğer kitle gibi, iş hayatına erken yaşta atılmadıklarından bir meslek de edinememişlerdir.

Bilgi çıtaları belki, iş hayatına erken yaşta atılmış olan kitleden daha yüksektir ancak hiyerarşik olarak onlarla aynı düzlemdedirler.

Örneğin öğrencimiz erkekse şâyet, askerde o da okuma yazma bilmeyenlerle aynı kategoride olacak, onlarla aynı sürede askerlik yapacaktır.

Tam bir üniversiteli olmamıştır ancak kapısına kadar gelecek bir yetkinliği de göstermiştir.

Ne yazık ki, ne camiye, ne de kiliseye yaranmıştır.

Toplumda sayıları artarak çoğalan bu birey modeline ‘ara geçiş formu’ demememiz için hiçbir sebep yoktur.

Ne oralı ne buralıdır yani.

Ne erken yaşta iş hayatına atılan kişi gibidir, ne de bir üniversiteli gibi.

Ve en önemlisi, hiçbir zaman da hayata erken yaşta atılan kişinin yaptığı gibi önüne gelen her işi yapamaz. Çünkü öyle ya da böyle belli bir kültürden gelmektedir.

Tam arada kalmıştır. İşte bu yüzden de sosyolojik anlamda bir ara geçiş formudur.

Zaten o yaşa kadar çalışmadığı için, herhangi bir mesleği de yoktur.

Tüm bu hususlar göz önüne alındığında, ara geçiş formu olarak nitelendireceğiniz bu gençler, hayata erken yaşta atılanlardan da, üniversite sınavını kazananlardan da daha farklı bir kimlik ve aidiyet sorunu yaşayabilirler.

O zaman sevgili öğrenciler, yapılacak tek şey var; tüm aksaklıklarına rağmen, ilk girişte başaramazsanız bile ikincisinde ve hatta daha sonrasında da olsa üniversite sınavını kazanmak!

Unutmayın kurtuluşunuz şimdilik yalnızca orada görünüyor çünkü!

Günlerce ve hatta haftalarca anlatsak da bitiremeyeceğimiz üniversiteler başlıklı yazı dizimizi, bugün yedincisini yayınladığımız yazımızla istemeden de olsa sonlandırıyor, tüm gençlerimize morallerini yüksek tutmalarını ve ne istediklerini bilmelerini öneriyoruz.

Unutmayın, o meşhur sözdeki gibi: Ne istediğini bilmeyen, ne bulduğuna sevinemez.

Sabrın sonu ile

-son-

 
Toplam blog
: 269
: 1885
Kayıt tarihi
: 08.01.07
 
 

Kabataş Erkek Lisesi Matematik (1992) Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mak..