Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

15 Mayıs '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Bakireliğin Seyri...

Bakireliğin Seyri...
 


Geçmişte kızlık zarına doğa üstü, mistik bir anlam verilmekteydi... Günümüzde ise "kızlığın bozulmuş" olması, esas olarak bir ilişkide doğurabileceği sorunlar açısından hayli anlamlıdır.


Antikçağ' da bekâretin iki anlamı vardı... Yunan ve Roma toplumlarında cinsel birleşme deneyimi olan ama hiç evlenmemiş kadınlara da, daha önce hiç coitus yaşamamış kadınlara da bakire denirdi. Birinci tür bakire, evlenmemekle kendi ruhsal özgürlüğünü korumuş olduğu için daha da üstün tutulurdu. Bu tip düşünceler Ortaçağ' ın başlangıcında tek tanrılı dinlerin egemen olmasıyla beraber, önemli ölçüde değişim göstermişti.


Bozulmamışlık anlamında bekâret Hıristiyanlıkta temel değerlerden biridir... Meryem Ana, Hz. İsa' yı doğurduğu halde bakiredir, çünkü Tanrı' dan gebe kalmıştır. Benzer düşüncelere doğu toplumlarında da rastlanır... Meselâ Cengiz Han' ın da bir kadınla bir tanrının birleşmesi sonucu doğduğu söylenmiştir. Bu tür efsanelerde, kadının bekâretinden daha önemli olan, doğan çocuğun tanrısal bir gücün ürünü olduğu ve doğa üstü nitelikler taşıdığı inancıdır.


Ondokuzuncu yüzyıldan itibaren dinsel inançlar zayıflamışsa da, bekâret kavramı etkinliğini sürdürmüştür. ABD' de 1950' lerde yapılan araştırmalar, 25 yaşın üzerinde ve yükseköğrenim görmüş erkeklerin yüzde 50' sinden biraz fazlasının, eşlerinin bekâreti hususunda azami duyarlı olduğunu göstermiştir. Buna rağmen, aynı dönemde erkeklerin yüzde 97' sinin, kadınların ise yüzde 50' sinin, evlilik öncesi cinsel birleşme deneyine sahip olduğu da ortaya çıkarılmıştır. Lâkin, bu rakamlar da göstermektedir ki, bakirelerle evlenmek isteyen yüzde 50 oranındaki erkek nüfus, bu isteğine ulaşmıştır.


Bu tutum, 1950' lerden sonra da ortadan kalkmış değildir. Bir İngiliz gazetesinin 1971 yılında, 25 yaşından genç erkekler arasında yapmış olduğu anket, bunların yarısına yakın bölümünün mutlaka bakirelerle evlenmek istediğini göstermektedir. Bu tercihin birinci sebebi "erkek gururu" olduğu da tespitler arasındadır. Gençler, kadınlarının yaşamındaki "ikinci kişi" olmayı gururlarına yedirememektedirler.


Geri kalan yüzde 50 ise, bakireliğin o kadar da önemli bir şey olmadığı görüşündedir. Eğer eşleri, yaşadıkları belli sayıda cinsel deneyden sonra kendilerini seçmişlerse, bu onlar için yeterlidir ve evlilikleri uyum içerisinde sürebilecektir.


Bazı erkekler de, kadın-erkek eşitliği düşüncesinden hareketle, kendilerinin yaşadığı evlilik öncesi cinsel deneylerin kadınlar tarafından da denenmesinin doğal olduğunu söylemişlerdir. Yine de, dünyanın pek çok yerinde, evlenilecek kadınlarda en çok değer verilen özelliklerin arasında, halâ bekâretin de olduğu gerçeği değişmemiştir.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..