Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '11

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Baklava Karın Kaslarınızı Görelim Beyler

Baklava Karın Kaslarınızı Görelim Beyler
 

Ben medyanın "zayıf hatun bombardımanı"ndan çok sıkıldım; siz sıkılmadınız mı?


Sizi bilmem ama ben çok sıkıldım medyanın bu "zayıf kadın bombardımanı”ndan…

Her bilboardda sıska, hatta sıfır beden tabir edilen sadece kemik üstü deri 13-14 yaşındaki kız çocukları görmekten.

Üstelik güya bunun ne kadar sağlıksız olduğu üzerine bunca yazılıp tartışılmış, tıbbi anlamda kabul de görmüşken.

Her tür ürünün reklamı için durum aynı.

Kıyafet reklamları için henüz reşit olmamış, vücudu gelişimini bile henüz tamamlamamış kızları kullanmak ne kadar doğru bilemiyorum.

Bu tür reklamlar, kendini en çok güzellik ürünlerinde gösteriyor. Yüzünde tek bir leke, sivilce dahi bulunmayan, ay parçası masum yüzlü minnacık kızları güzellik ürünü satmak için kullanıyorlar.

Hatta bunlarla da yetinmeyip o güzelim kızların fotoğraflarına bile fotoshop uygulandığı da bilinen bir gerçek.

Peki biz n’apıcaz? Gerçek dünyada fotoshop yok ki! Ne kadar makyaj yapsak, bakımlı olsak da hepimiz neysek oyuz sonuçta!

Hadi bunlardan da geçtim.

Benim esas derdim sürekli bir diyette olma durumunun pompalanması. Burcunuza göre bile diyet var artık düşünsenize!

Seyrettiğimiz magazin programları/gazeteler fazla kilolarından kurtulan bilmemkimin ne kadar güzelleştiği ya da kurtulamayan bilmemkimin ne kadar çirkin olduğu haberlerinden geçilmiyor. Hatta bazen Doğum Öncesi – Doğum Sonrası şeklinde fotoğraf karşılaştırmalarıyla rezil bile ediyorlar insanları. Herkes manken gibi mi olmak zorunda?

Tabii bir de birbirinden güzel -hatta bu yüzden de oldukça sinir bozucu- hatunların arz-ı endam ettikleri foto-haberler var ki, bunlara hatunların erkeklerden daha çok tıklayıp fotoğraftaki hatun gibi olamadıkları için bunalıma girdiklerinden eminim.

Kışın yine iyiyiz çok şükür. Birkaç aylığına da olsa nefes alma imkanımız var. Kıyafetlerin kalınlığı ve omuzlara atılan hırkalar, paltolar sayesinde “fazlalıklarımızı” en azından gizleyebilmemiz mümkün. Hepimiz biliyoruz durumun yaz aylarında ne kadar abartıldığını.

“Şunu bikinili yakaladık. Neden saklandığını anladık!” fotoğraflarından tutun da “Bunun selülitleri çok feci!”ye kadar uzanan başlıklara kadar her tarz “haber” görmek mümkün.

Pardon ama benim tüm bunlara bir çift lafım var.

Siz bu insanların haberlerini bu kadar sıklıkla yaptıkça ve biz de bunları her yerde mütemadiyen gördükçe, hayatlarını mankenlik yaparak kazanmayan bizim gibi sıradan kadınların bile beyni yıkanıyor. Aklımızın bir yerinde sürekli zayıf olmamız gerektiği algısı oluşuyor.

Beynimizi yıkıyorsunuz ve hepimiz 36 beden olmalıymışız, doğum kilolarımızdan hemen kurtulmamız gerekiyormuş gibi davranıyoruz. Selüliti olanlar bizim için bile tü kaka oluyor. Diyete girip kilo veremeyenlerin biz bile dedikodusunu yapıyoruz.

Bir-iki kilo fazlalık bile bizi dünyanın en mutsuz kadınına dönüştürürken, verilmiş olduğu farkedilen bir-iki kilo, mutluluktan ayaklarımızı yerden kesmeye yetiyor. Uzun zamandır görüşmediğimiz arkadaşlarımızla yolda karşılaştığımızda, kilomuzla ilgili yorum yapacaklar diye ödümüz kopuyor.

90-60-90 ol(a)mamak bu kadar önemli mi gerçekten Allahaşkınıza?

Dünyanın sonu mu geliyor ol(a)mayanlar için?

Fotoğrafları çekip çekip altına yazı konduran basının çoğu erkek ve onların çoğunun da karın kasları baklava görünümünde değil eminim. Ama gelin görün ki iş kadınların fazla kilolarını eleştirmeye gelince kalemlerinin hiç ayarı olmuyor bakıyorum da. Akıllarına geleni bire bin katarak yazı yazıveriyorlar.

Eeee, ne de olsa onlar için “Göbeksiz erkek balkonsuz eve benzer” uyduruğu var. Ya da ne bileyim bizimkiler göbek yağı/fazlalık, onlarınki “Türk kası” ne de olsa değil mi?

Yemek yediği için kendini suçlu hissetmek ne demek biliyor musunuz beyler? Peki ya ağzına attığı her lokmayı saymak nasıl bir hastalıktır farkında mısınız? Her gün salata yemesi gerektiğine kendine inandırmak, sunta bisküviler yiyerek bundan zevk alır hale gelmek…? Pekiiii… Diyet yaparken geliveren muayyen günlerde girdiğimiz çikolata krizleriyle kahramanca savaşmak?

Eminim en ufak bir fikriniz bile yoktur bunlar hakkında.

Ama bizim size söyleyecek bir çift lafımız var. Sürekli diyet yapması gerektiğini düşünerek kendini gitgide olduğundan bile kilolu görmeye başlayan hatunlar olarak her zaman kalori hesaplamasıyla yaşamanın ne kadar yıpratıcı olduğunun farkında bile olmadığınızı biliyoruz. 

Kusura bakmayın ama… Yalanınızı yesinler beyler! O önünüzdeki kocaman şeye Türk Kası değil göbek derler!

Baklava karın kaslarınızı görelim hele. Belki o zaman zayıf hatunlar üzerine birkaç usturuplu haber karalama hakkını elde edebilirsiniz, kim bilir…

Önemli Not 1: Hayır, bu yazımın hamilelikte aldığım kilolarla hiç ilgisi yok ve evet, doğum sonrasında tekrar 36 beden olacağıma i-na-nı-yo-rum!

Önemli Not 2 : Ama tüm bu yazdıklarıma rağmen hâlâ “Sen zavallı bir şişko olabilirsin ama ben gayet inceyim ve hatta kıyafetlerimi bile denemeden alıyorum” diyorsanız buradaki fırsatlara , bu kadarıyla da yetinmeyip “Ben afiyetle her istediğimi yer üstüne üstlük kilo bile almam” diye abartıyorsanız da buradaki baştan çıkarıcılara bir göz atabilirsiniz. Allah'ınızdan bulun, ne diyeyim! :o)

 

http://umutsuziskadini.com/

https://twitter.com/#!/UmutsuzIsKadini

 

 
Toplam blog
: 83
: 1446
Kayıt tarihi
: 03.10.11
 
 

Uzun yıllar plazalarda dirsek çürütmüş, son yıllarda refahı evden çalışmakta bulmuş ikiz kız anne..