Bakmak ve bakış açısı

İnsanlara bakarken, değerlendirirken kendine bakıyormuş gibi bakacağız, incitmeden gönlünde taşıdığı değerleri gönül kırıcı düşürücü, bir tavır takınmadan, kendiniz nasıl seçmede ve kabullenmede özgür isek, Yüce Allah bizleri kabulde ve seçmede özgür irademizle, seçmemize nasıl izin verdi ise, kabullenmemize müdahale etmez iken, bizler de kabullerin özgürlüğüne müdahale etmeden, benim seçtiğim ve kabulüm doğrudur, çekişmesine girmeden kabul etmeliyiz ve hazım etmeliyiz. Özgürlük müdahale edilmeden yaşanılan bir yaşam ve hayat tarzıdır. Sen ağacı anlatırsın. Diğeri toprağı anlatır. Bir diğeri çiçeği anlatır, bir diğeri ise güneşi anlatır ve bu zenginliğin harmanında, niyetlerin saflığına ve samimiyetine seçici olarak bakarak karar vermeliyiz. Yanlışlıklar varsa zaten bu zenginliğin çeşitliliğinden payını alan alır, zorlama ile dayatma ile ancak tefrika ve ayrılıklar ve kargaşa çıkar bu da bizleri üzer, yaşamda sıkıntıları paylaşım olmadan çözülmesi mümkün değildir. Duyarlı hisli olarak çözülür, bu ayrılıklar ile tek başına kalırız ki bu da hiç olmasını istemediğimiz bir durum olur ki hiç te olmasını istemediğimiz bir yaşam olur. O nedenle kişideki samimiyet ve özgürlükler müdahale edip etmediğini ve gönlündeki değerleri alıp almamada özgür olarak kabullenmeliyiz yâ da kusura bakma ben seninle bu yolda yürüyemem al sepeti koluna herkes kendi yoluna dersek, bu da despot bir anlayış ve çözüm yolu olur. Ben şahsen bu yaklaşımlara karşıyım, üzümün sapı olacak armudun da çöpü olacak herkesi kendimiz gibi severek birlik ve beraberlikte bir olarak yanlışlıklarımızı özgür bir ortamda sağduyu ile çözmeliyiz.