Balçıklar arasındaki misina

Marmara Denizi’nin altındaki fay hatlarının ne durumda olduğunu bilemem ama, üstü, şu yaz gününde, güneşin parlayan ışıkları arasında oldukça sakindi. Uzun ve yorucu günlerin ardından ailem ve bacanağımla birlikte, Kurtuluş Savaşı’nın bitiminde Boğazlar, İstanbul ve Trakya’yı da geri aldığımız ve en önemlisi de, İtilaf devletleri ile Misak-i Milli sınırlarımızın belirlenme antlaşması’nı yaptığımız Mudanya’daydık.

Oltalar, limandaki kalabalık arasında denize atıldıkça, misinalarda birbirine arapsaçı gibi karışıyor, kimi oltalarda denizin balçığına saplanıp kalıyordu. Baldızım yeni aldığı oltayı denizin derinliklerine kaptırdığında üzgündü. Bereket versin bir başka olta “çivi çiviyi söker” misali oltamızı denizden alkışlar arasında çıkartmıştı. Deniz, kendisine doğrulan silahı kabul etmeyerek, barıştan yana olduğunu haykırmıştı.

Ve misina ucundaki balıklar, iğnelerinden kurtulduğunda, yine kovanın içinde arkadaşlarının yanında son çırpınışlarındaydı.

Oltalar denizdeyken, bense gözlerim enginlerde, ülkemdeki son gelişmelere, kafamı takmadan yapamıyordum.

Şehitlerimiz,

Sınırlarımızın mayından temizlenme ve 49 yıllığına ihale edilmesi çalışmaları,

Kürt Açılımı…

Şehitlerimize ağlaya ağlaya, göz pınarlarımız kurudu…

Her karışı büyük mücadeleler ve atalarımızın kanıyla çizilmiş, sınırlarımızın mayınlardan temizlenme ihalesi sonrası hükümetin 49 yıllığına kiralanma açılımına da oldukça üzülüyoruz. Oysaki, Suriyeli Köylülerin sınırlarındaki mayınlarını temizleyip tarım yapıyor. Sahi bu arada, Hükümetin, ihaleyle vermek istediği bu mayın temizliğini, Türk Silahlı Kuvvetleri ise NATO İkmal ve Bakım Teşkilatı (NAMSA) yapmak istiyor.

Ve “Kürt Açılımı” (*)

Gelin hep birlikte açılıma bir bakalım;

1. Silah bırakmak,

2. Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesine işlerlik getirilecek. Dağdakilerin indirilmesi için aileleri ile görüşmeler yapılacak.

3. Abdullah Öcalan’ın yanına 5-6 mahkum getirilerek tecrit’in kaldırılacağı, ,

4. Teröre bulaşmayan yurt dışında binlerce Kürt’ün yeniden Türk Vatandaşlığı verilecek,

5. Bölge vatandaşına şefkat,

6. Kürtçe kullanım engeli kaldırılacak. Köy ve çocuk isimleri konulacak, Kürtçe Yayın tamamen serbest olacak ve Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm Diyene” yazısı dağlardan ve askeri bölgelerden silinecek.

Obama geldi, bizi okşadı ve gitti… Bakalım sınırlarımız, Kürt Açılımı derken, bu gemi bizi hangi limana taşıyacak? Onu da hep birlikte görecek ve yaşayacağız.

Umarım sert kayaya çarpmadan yol alır ve misina ucundaki beklentilerimiz balçıklar arasında kalmaz. Çünkü bu gemi içinde hepimiz varız…

31 Mayıs 2009/Bursa

Ertuğrul ERDOĞAN

(*) SuperOnline Haber 20.05.2009

Saat : 11:16)