Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '07

 
Kategori
İstanbul
 

Balık - ekmeğe buyrun ama...

Balık - ekmeğe buyrun ama...
 

EMİNÖNÜ’ DE eskiden de balık ekmek - satarlardı, İstanbul’ a gelen herkes burada mutlaka balık - ekmek yer, memleketine dönünce de eşe dosta anlatırken,

“İstanbul’ a gidersen balık - ekmek yemeden gelme” diye uyarırdı.

Bir ara balık - ekmek satan sandalları kaldırdılar, bu işi büfeler yapmaya başladı. Bir yanda döner, bir yanda balık pişiyordu.. Canı çeken de yarım ekmeğin arasına kalın doğranmış soğanla şıkıştırılıp eline tutuşturulan balığı iştahla yarken, İstanbul manzarası seyrediyordu.

Ve bir süredir Eminönü’de yan yana kıyıya bağlı duran sandallarda balıkların dumanı tütüyor yine…

Nostaljik olsun diye de sandallar ve çalışanlar süslenmiş. Adamlar sıcağın bağrında çepkan giymiş, fes takmış. Duman bir yandan, ocağın ateşi bir yandan, güneş bir yandan kalabalık bir yandan..Tam evlere şenlik bir manzara.

Ne balık-ekmek, balık ekmek yemeye benziyor, ne de vatandaşın yarattığı görüntü turistik bir manzara yaratıyor.

Satılan balıkların pişirilmesi ve servisi ayrı bir alem, vatandaşın yenesi ise ayrı bir alem.

Vatandaş balık-ekmekten bir kendi ısırıyor, bir koparıp yanında bekleyen kediye atıyor. Kediler de doymuş mu nedir, bön bön bakıyor sadece, alıp yemek yok.

Sandallar bir o yana bir bu yana sallanırken üzerindeki çalışanların hali görülmeye değer. Akşama kadar sallanmaktan barsakları nasıl düğüm olmuyor anlamıyorum.

Hadi onları geçtik, pişirilen balıkların görüntüsü hiç hoş değil, ve de kesinlikle sağlıklı olmadığından adım gibi eminim.

Bunu da geçtik, ya insanlar..

Sanki kıtlıktan çıkmış, sanki günlerce aç kalmış gibi kuyruk oluşturmuşlar ve itiş kakış balık-ekmek almaya çalışıyorlar. Sanırsınız Diyarbakır’ın köyünde vatandaşa bedava ekmek dağıtıyorlar.

Balık-ekmeğini alanlar buldukları yere çöküyor, kimileri taburelerde, kimileri kaldırımda, kimileri de meydana yapılan tribünvari basamaklarda oturmuş yiyor..

Etraf tam bir çöplük. Meydan insan kaynıyor. Bir yanda şalgamcı-turşucu, bir yanda mısırcı, bir yanda simitçi.. Bir kaç yabancı turist kalabalıktan etkilenmiş olacak ki, onlar da karışmış balık-ekmekçilerin arasına.

Ne bir turistik görüntü var, ne bir nostalji, ne bu koca kenti sembolize eden olay. Yok. Sadece balık-ekmeğe hücum eden kıtlıktan çıkmış insanlar.

Buraya bir düzen gerekiyor efendiler düzen. Yoksa İstanbul’a gelip-gidenler bu manzarayı görünce fotoğrafını çekip memleketindekilere ‘İşte İstanbul, aç insanlar şehri’ diye gösterecekler.

İnanmıyorsanız gidin görün, belki canınız Norveç’ten ithal edilen ve iyi balığı bilenlerin ‘buz balığı’ dedikleri uskumru çeker.

Evet, üç yanımız deniz, dünyanın öteki ucundan dondurulmuş uskumruyu getirip, Eminönü’de kapış kapış yiyoruz.. Hem de 3 YTL. Yersen…..

 
Toplam blog
: 121
: 1472
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. 28 yıllık g..