Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

03 Haziran '08

 
Kategori
Balıkçılık
 

Balık Avına Hazırlık

Balık Avına Hazırlık
 


Hava puslu ve hayli durgun!.. Balık avlamanın tam zamanı. Fakat bir şey tutamadan, saatlerce olta elinde beklemek yok mu, dayanılır gibi değil!


Gülü seven dikenine katlanır ya hani?.. Balık tutmak isteyen de bu sıkıntıya katlanma ihtimalini göze almalı elbet. Lâkin balık tutmayı öğrenmeden evvel balığı tanımak daha akıllıca ve yerinde olur.


Balık, kurbağaya benzemez, doğduğu yerde kalır; başka bir deyişle, suda doğar, suda yaşar. İçerisinde yaşadığı suyun sıcaklığı onu belli bir ölçüde etkiler. Gerçekten, bazı balıklar sıcak, bazılarıysa soğuk ülkelerin denizlerinde, ırmaklarında yaşarlar. Sıcak ve soğuk, balıklar üzerinde, bilhassa yumurtlama ve üreme konusunda etkilidir. Örneğin tatlısu levreği 14 derece sıcaklıktaki sularda yumurtladığı halde, sazan balığının yumurtlaması için suların 20 dereceden daha sıcak olması gerekir.


Balık, suda yaşadığı halde nefes alır. İçerisinde hava, dolayısıyla oksijen bulunan su, balığın, düzenli bir şekilde açılıp kapanan ağzından girer, solungaçlardan geçer ve solungaç kapağının koruduğu solungaç yarığından çıkar. Her solunum olayında olduğu gibi balıkta da, oksijenin soğurulup karbondioksidin atılması solungaçlarla olur. Sudan çıkarılan bir balık, teneffüs etmeye alışmadığı bir hava yüzünden, ya da tam anlamıyla havasızlık yüzünden boğulup ölür.


Balığın sudan aldığı havanın bir kısmı, karnında bulunan bir kesenin, yüzmekesesinin içerisinde yedekte durur. Yukarıya çıkmak istediği zaman balık bu keseye biraz daha hava doldurarak genişletir ve suyun içerisinde yükselir. Dibe dalmak isterse keseyi daraltarak içerisindeki havayı boşaltır ve bu şekilde ağırlığını artırdığı için derine iner.


Özellikle etçil balık kadar ağzında diş bulunan bir hayvan yoktur denebilir. Yalnız çeneleri değil, damakları, dilleri, hattâ boğazları dahi diş dolu olan balıklar vardır ve bu dişlerin bazıları testere gibi kesicidir.


Bir iskeleti, omurgası ve kılçıkları bulunduğundan balık, omurgalılar sınıfına girer. Ancak bu hayvan sınıfının en son sırasını işgâl eder. Bu sıralamada balıkların altında omurgasızlar, üstünde de kurbağagiller yer alır. Çünkü balıkların, kurbağagiller gibi hareket eden bacakları yoktur. Balık, suyun içerisinde ilerlemek için yüzgeçlerini kullanır. Göğüs yüzgeçleri kol, karın yüzgeçleri ise bacak yerine geçer. Sırt yüzgeçleri, anus yüzgeci ve kuyruk yüzgeci balığın suyun içerisinde yön değiştirmesine yarar.


Balıkların uzaktan farkedilen patlak gözleri vardır ama gözkapakları yoktur. Kendilerine özgü bir duyu organına sahip olan balıkların iki yanında, genellikle gözle görülebilen iki çizgi bulunur. Bu yan çizgiler derinin altında, baş kısmından kuyruğa kadar uzanan bir boru biçimindedir. Üzerinde küçük delikler bulunan bu borunun içerisinde sinir uçları vardır. Balık, bu yan çizgiyle su titreşimlerini alır, yaklaştığı engelleri anlar. Yan çizginin rolü, bir balıkta, gözlerden daha önemlidir.


Balığın derisine çoğunlukla dikkât etmez, geçeriz. Hâlbuki birçok balığın derisi, gökkuşağını kıskandıracak güzellikte renklere sahiptir. Oltaya takılmış bir balık, salına salına suyun yüzüne gelirken, derisinin üzerindeki pulların gittikçe artan parıltısı balıkçının yüreğini yerinden oynatır. İnce, madeni zırh gibi sert bir kabuk meydana getiren pullar, suyun hiç dirençle karşılaşmadan balığın gövdesinin üzerinden kaymasını, böylelikle hayvanın kolayca ilerlemesini sağlarlar.


Kurbağagiller ve omurgasızlar gibi balıklar da yumurtlayarak ürerler. Bu yumurtalar, dişi balıkların karnında bulunan sarı bir kesenin içerisindedir. Hem öyle az buz da değil!.. Bir dişi balık yüzbinlerce yumurta bırakır. Erkek balık ise, dişisinin bıraktığı yumurtaların arasına serpeceği döl hücrelerini taşır. Döl hücreleri olmazsa yumurtalardan balık çıkmaz. Çoğunlukla sakin, durgun görünen suların altında öylesine amansız bir yaşam kavgası vardır ki milyonlarca yumurtadan ve bunlardan çıkan balık yavrularından ancak birkaç tanesi büyüyüp ergin balık olur.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..