Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '16

 
Kategori
Sosyoloji
 

Balık hafızalı bir toplumda yaşamak üzerine !...

Balık hafızalı bir toplumda yaşamak üzerine !...
 

Sürekli okuyan bir insan olarak 21.ci İzmir Kitap Fuarında oğlumla birlikte.


Ben yatılı okulların tedrisatından geçmiş bir kimseyim. O yüzden başkalarının – özellikle de – değer verdiğim insanların benim hakkımda düşündüklerine, söylediklerine değer veririm. Belki o hakkımda söylenenler için günlerce düşünürüm. Geçenlerde sendikacı dostlarımla konuşuyordum. Bu sırada Selma Abla’nın telefonu çaldı. Arayana yanıt verdi ama ses gelmiyordu. ‘’ ….. kişi arıyor ama ses gitmiyor ‘’ dedi. ‘’ Sürücü kursundaki arkadaşların mı ? ‘’ deyince şaşırdı. Şakayla karışık ; ‘’ Bazen ajan gibi bir insan olduğunu düşünüyorum İbrahim ‘’ dedi. Oysa o telefon ettiği kişinin sürücü kursunda birkaç kez fotoğraf paylaşmıştı.

Yatılı okul tedrisatından geçmenin en güzel yanı sanırım şu. 13-14 yaşında gurbette okuduğunuz için ince eleyip, sık dokuyorsunuz. Haliyle, yaşamın tehlikelerinden ve badirelerinden sakınmak için insanları iyi analiz etmek zorundasınız. Ayrıca ne yazık ki okumayan bir toplumuz. Dostoyevski, Tolstoy, Balzac, Gonçarov, Çehov, Gogol, Gorki , Dickens ve Kafka vs yazarların klasiklerini bile okumuyoruz. Oysa bir Dostoyevski’nin kitabını bile okusak, roman kahramanlarının nasıl analiz edilip, betimlendiğinin ayırtına varır , insanları analiz etmek için ipuçları bulabiliriz .

Yatılı okuldan sonra geç yaşta devlet memurluğuna başladım. Memur iken  üniversiteyi kazandım. Hem çalışıp, hem de okudum yani. Gece nöbet tutup, gündüz okula gittim. Devamsızlık sorunu yaşamamak için dersleri kaçırma gibi bir lüksüm yoktu. Hiç okulu asıp, karşıdaki cafelerde okey oynamadım.

Seksenli yılların sonunda üniversitede öğrenci dernekleri vardı. Bu öğrenci derneklerinde sekter sol örgütlerden solcu arkadaşlar vardı. Çoğu bilinçsizce davranır, kimileri bu yüzden disiplin cezası alır hatta kimilerinin cezaevine düştüğü olurdu. Ben her zaman ‘’ Eğer bu vatanı, halkı seviyorsak okulu bir an önce bitirelim, yaşama atılalım ‘’ düşüncesindeydim. Ben bu arkadaşlarla konuşurdum ama devlet memuru olduğum için her zaman davranışlarımda ölçülü olmak zorundaydım. Bu mesafeli tavır eminim kimilerince yanlış anlaşılıyordu. Ama bugün o ölçülü ve mesafeli tavrıma dudak büken arkadaşlarımın bugün ki hallerini görüyordum da. Şimdi sol tandanslı bir sendikaya bile girmekten kaçınan kişiler olup çıkmışlar. Yaşam bir yüz metre değil ki, bir maraton. Ben hala eski İbrahim’im. Geçen yıllar yalnızca bilgi ve birikimimi arttırdı o kadar. Oysa o arkadaşlar çok eleştirdikleri burjuva yaşama teslim oldular.

Çok sevdiğim, yaşarken görüp saatlerce konuşma fırsatı bulduğum Uğur Mumcu’nun bir sözü var. ‘’ Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz ‘’. Günümüzde en bilgili geçinen insanlar bile ne gazete, ne dergi ne de kitap okuyorlar. Ayrıca insanlar birbirlerini hemencecik ötekileştiriyor. Elbette benim dostlarım genelde kendi dünya görüşme yakın insanlardır ama her görüşten insanlarla tanışmaktan, insani bir iletişim kurmaktan kaçınmam. Ve her şeyi okurum. Görüşlerine karşı olduğum bir gazeteyi okuyayım ki, kendi eleştirimi ona göre dizayn edebileyim.

Ne yazık ki omurgasız bir toplum olduk. Geçenlerde tanınmış bir siyasetçi için bir tablo gördüm. Kendisi yaşamında o denli zigzag çizmiş ki. Dün ak dediğine bugün rahatlıkla kara diyebilir. Bu kişinin peşinden giden bir kimseye ‘’ İyi de bundan 10 sene, 20 sene önce siz böyle demiyor muydunuz ? ‘’ diye sorma gafletinde bulunmuştum. Ne ajanlığım kaldı ne de provokatörlüğüm. Kardeşim, ben sizin hakkınızda bilgileri gizli saklı edinmedim ki. Sizin yayın organlarınızda, liderinizin kitaplarında 20 sene önce şöyle yazıyordu, 10 sene önce başka bir şey. Şimdi de böyle. Ben diyorum ki ‘’ Siz bana bu çelişkinin, omurgasızlığın, tutarsızlığın izahını yapın ‘’. Elbette insan aynı kalmaz, zamanla gelişir. Ama kardeşim kimse, dün ak dediğine bugün kara demez ki !..

Kısaca ; balık hafızalı bir toplum olduk çıktık. Dün ne yediğimizi bile unutuyoruz. Tamam beğendiğin bir kişi çok iyi konuşuyor ama geçmişte acaba bu kişi neler dedi ? Bir araştır, bir sorgula, bir oku. Artık günümüzde her şey o denli kolay ki. Bilgiye, bir arama motoru kadar yakınsın değil mi ? Neyi savunursak savunalım, bir omurgamız, bir tutarlılığımız olsun deği mi? Hepsi bu !..

 
Toplam blog
: 81
: 7360
Kayıt tarihi
: 24.04.15
 
 

Türkiye'nin kısa espri konusunda en çok üretken ve tanınmış mizah yazarlarından birisiyim. 30 yıl..