Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

08 Ocak '13

 
Kategori
Siyaset
 

Balık hafızası

Balık hafızası
 

Balık dediysek bu değil...


İletişim fakültelerinde ilk öğretilenlerden biri, toplumların balık hafızalı oldukları ve hergün yeniden bulunan veya icad edilen haberlerin ömürlerinin sadece yirmi dört saat olduğu sonra unutulduğudur. Aslında teorik olarak doğru olan bu öğreti, pratikte siyasi iktidarların, dünyanın her tarafında halkı başka şeyle meşgul etmek ve bu arada ana gündemdeki sorun için zaman ve esneklik kazanmak amacıyla sıkça uyguladıkları bir yöntemdir ve bizdeki gibi abartılmadıkça fazla da yanlış değildir. 

Örnek olarak 2011 Temmuzundaki bir olayı ele alalım;

Temmuz 2011 de Diyarbakır Silvan ilçesinde bir komando timi pusuya düşürüldü ve 13 asker şehit oldu. Olayın hemen ardında bazı STK lar(İnsan Hakları Derneği, Mazlum der, özgür der, Memur sen) bir rapor yayınladılar. Basında yer alan bu rapora göre;Olay yeri dikkate alındığında arazi pusuya elverişli değildir, Köylülerin anlattığına göre helikopterden atılan gaz, ve diğer bombalar neticesinde yangın çıkmış ölümlere sebep olmuştur, alanda el bombalarıyla çıkarılmış yangın tesbit edilememiştir. Anlatılmaya çalışılan şu, pkk masumdur bu olayda yoktur, askerler helikopterden atılan bombaların çıkardığı yangın sonucu ölmüştür.

Genelkurmayın olaya ilişkin yaptığı açıklamaya göre, 13 şehidin tamamı kurşun yaralarıyla ölmüşlerdir. Bunlardan dördü başından ikisi gözlerinden, yedisi de boyun sırt ve göğüslerinden vurulmuşlardır.

Bu olayın hemen ardından Diyabakırda toplanan bimem ne kongresinde şu anda milletvekili olan Aysel Toğluk özerklik ilanını resmen açıklamıştır. Toplumun büyük bölümünün gösterdiği yoğun tepki nedeniyle ardı ardına düzeltici açıklamalar gelmiştir. işte bazıları ;

BDP siirt eski milletvekili Osman Özçelik'e göre Diyabakırda özerklik ilan edilmemiştir, yapılan özerklik talebidir. Özerklik ilan edilmez, önce Devletle mutabakata varılır sonra açıklanır. BDP listesinden Siirt Milletvekili  rahmetli Şerafettin Elçi ye göre ise, özerklik ilanı talihsiz bir zamanlamayla yapılmıştır. 30 yıldır adım atamayan kürt hareketi, 13 askerin öldüğü günü bulmuştur. Özerklik ilanı özel bir akittir ve iki taraflı olarak yapılır.

Zannedilmesinki bu karşı çıkıştaki amaç olaydaki çarpıklığı desteklemek amacı gütmektedir. Tersine amaç, O günün koşullarına göre isteneni ilan etmek, saçmalığın devamını sağlamak, devletle bu konunun ayrıntılarının müzakeresini başlatmaktır. Peki  Bu olayı hatırlayan var mı?

Şimdi 2000 den bu yana hızlanan pkk teröründeki bazı olaylardan neden birini tozlu arşivlerden kişisel notlardan çıkardığıma gelince, elbette ne cabuk unuttuğumuzu vurgulamak değil, o zaman ne?

Devletin bir kanadı (MİT) Başbakanın doğrudan talimatıyla İmralıdaki hükümlü ile görüşmelere başlamıştır. Basına sızan haberlere göre, istenen, terör örgütünün Türkiyede aktif olan unsurlarının Kuzey Irak a geçmesi ve burada silah bırakmasıdır. Bu iş için Öcalanın örgüt üzerindeki etkisi kullanılmak istenmekte daha öncede izlenen yol yeniden denenmektedir. Basının bir bölümününü söylediği gibi bu yaklaşım ne vatana ihanettir nede olayın çözümü için tek umuttur. Olaydaki tek doğru Ülkelerin bu tür olaylarda diyalog kapısı açık bıraktıklarıdır. Bu devletin bir kanadıyla, çoğunlukla sivil veya askeri istihbarat guruplarıyla bir diyalog yürütmeye aranması ile  başlar ve gelişir ayrıca yanlış değildir. Yanlış olan İmralıda pkk nın liderliğinde hüküm giymiş birinin terörün durması için tek çözüm olarak yansıtılmasıdır. Sürdürülen görüşmelerin adı nedir? Müzakere ise bu tek taraflı olamaz bir şey alacaksınız birşey vereceksiniz demektir. Alacağınız nedir vereceğiniz nedir ve bu toplumun mutabakaktı var mıdır?

Doğal olarak bu tür hassas konular kamu oyu önünde açıkça tartışılmaz. Basının bir bölümünün BDP nin gazına gelip akan kan dursun ağlamaları ise hiç bir işi kolaylaştırmaz. Görüşmeler sırasında kolaylıkla taraflardan biri kamu oyu baskısını hatırlatıp daha fazla şeyler isteyebilir. Öcalan da tam bu konumdadır.  Yapılan işi müzakere( ki değildir ve olamaz da) olarak tanımlayıp koşullarımı iyileştirin beni Kandille müzakere eder hale getirin demeye başlamıştır bile. Üstelik BDP  bu gün bu duruma parti görüşü olarak arka çıktığını açıklamıştır. Ayrıca Karayılan  hiçte silah bırakmak taraflısı görülmemekte, üstelik son zamanda verilen ağır kayıplar nedeniyle örgüt içerisinde ciddi sorunlar yaşamaktadır

Peki pkk karmaşık yapısı içerisinde pekmi rahattır , müzakerelere hazırdır  ve silahları bırakmak istemektemidir. Tabiiki hayır. Terör örgütü alan savunma, büyük birliklerle direnme ve saldırma diye adlandırdığı saçmalık yüzünden büyük kayıplar vermektedir. Bu ise adına liderlik dedikleri karmaşık askeri yapının gün geçtikçe daha kontrol edilemez söz dinlemez hale gelmesine yol açmaktadır. Kuzey Irak a geçip kışı toparlanmakla geçirmeyi kolaylıkla kabul edebilir. Daha önce de etmiş, Öcalan gene devreye girmiş, sonra yaz gelmiş şartlar değişmiş, söylediklerimi kabul etmiyorsunuz o zaman be artık karışmıyorum deyip işin içinden sıyrılmıştır. Bu konularda biraz deneyimim varsa, aynisi gene olacaktır.

Sonuç şu, İmralıda terör örgütü liderliğinden hüküm giymiş, idama mahkum edilmiş, alelacele yapılan düzenlemeyle cezası ağırlaştırılmış müebbet hapise çevrilmiş bu zat olayın çözümünü ve pkk nın silah bırakması sağlayabilir mi? En önemlisi hergün artan isteklerini nasıl karşılayacak nasıl topluma özellikle evlatları şehit olmuşlara anlatacaksınız.  Sayın Başbakan doğru olabilecek bir yöntemi bu hale nasıl getirdi anlamak zor... 

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..