Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '10

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Balık yağı kalbe faydalı

Balık yağı kalbe faydalı
 

BALIK: Sağlıklı beslenmek için yaşam ortamımızın da sağlıklı olması gerekir. Öyle değil mi?


"Yapılan araştırmalarda balık yağı tüketiminin fazla olması ile ani kalp krizi riskinde yüzde 50 azalma görüldüğü belirtildi." Bu manşet bir süredir tüm gazetelerde yabancı kaynaklı bir haber olarak veriliyor. Yaza hazırlandığımız şu günlerde gazetelerde balık temalı haberler görmek çok güzel.

Haberlerin detaylarında gazetelere göre farklılıklar gözlense de birkaç gazetenin aynı kaynaktan faydalandığı yada ajanslara geçmiş bir tercüme haber olduğu belli.

Harfine dokunmadan verilen ortak bilgi ise şöyle: "Amerikan Kalp Birliği'nin (AHA) sonuçlarına göre balık yağlarının temel içeriği olan EPA ve DHA'nın; kalp ritmi bozukluğunu düzenlediği, ani kalp krizi riskini azalttığı, plazma trigliserid seviyesini düşürdüğü, kan yoğunluğunu ayarladığı ve günde 850 miligram ile 2.9 gram arasında balık yağı tüketiminin kalp rahatsızlıklarına çok önemli etkileri bulunduğu bildirildi."

Bazı gazeteler aynı haberin altını yerli bilgilerle süslemiş. Bu açıklamalardan en güzeli de şöyle:
'Anne ve Babanın Kitabı'nın yazarı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Küçüködük, balık yağı tüketiminin fazla olması ile ani kalp krizi riskinde yüzde 50 azalma görüldüğünü söyledi. Küçüködük, "Alınacak doymamış yağ asitleri miktarları balık çeşidi tüketimine göre değişir. Levrek, pişi, mezgit gibi balıkların 15 gramında PUFA(Çoklu doymamış yağ asitleri) miktarı 50 miligram civarında iken, uskumru, yılan balığı gibi balıkların 15 gramında 400 miligram PUFA bulunur.

Türkiye'de en fazla tüketilen hamsinin 15 gramında ise 200 miligram PUFA, 75 miligram EPA(eikosapentaenoik asit), 135 miligram DHA(dekosahexaenoik asit) vardır. Bu nedenle haftada 300 gram kadar yağlı balık yemek veya günde 200
miligram EPA ve DHA alınması yeterli olur"
dedi.

Dün TV'de aynı haberin bu sefer görüntülüsünü de seyrettim. Spikerin yukarıdaki açıklamaları kendi yorumu ile verdiği haberde:Balık yağlarının kolesterol, damar tıkanıklığı ve damar sertliğini azalttığını vurgulayan Prof. Dr. Şükrü Küçüködük, şunları söyledi:

"Toplam kolesterol ve LDL kolesterol seviyelerinin yüksek olması koroner kalp hastalıkları için büyük risk faktörüdür. Ayrıca yüksek trigliserid seviyesi damar sertliğini olumsuz yönde etkiler. Omega3 yağ asitleri trigliserid düzeyini düşürmenin yanı sıra, yemek sonrası trigliserid artışını da engellemekte çok etkilidir. Balık yağlarının kalp-damar hastalıklarından koruyucu etkisi, kan basıncı ile trigliserid düşürücü etki yapması ve düşük yoğunlukta olan lipoprotein düzeyinin artırılmasından ileri gelmektedir. Ayrıca balık yağlarının trombosit düzeyini azalttığı ve atardamardaki düz kas hücrelerinin büyümelerini önlediği belirtilmektedir."

Şimdi size benden (kötü haber):

Ülkemiz 3 tarafı denizler ile çevrili, 4 adet denizi olan, dünyanın en güzel bölgesinde, canlı türleri açısından en büyük doğal parklarından birisiydi... Evet 'birisiydi' diyorum, çünkü bizler onca güzelliğin ve çeşitliliğin içine pislettik. Yani artık o güzelliklerden eser kalmadı. Kıyılarımız çeşit çeşit bakterinin türediği pislik çukurlarına döndü. tekstil, deri, kimya ve şehir kanalizasyonları ile, turistik yörelerde yığıntı gibi duran beton bloğu otellerin berbat ettiği doğası ile, zehir ve çöp festivali bir hale getirdiğimiz cennetin ne balığı, ne sebzesi, ne meyvesi yenebilir durumda.

Evet balık yararlı, ama bulabilene. Göç yolları üzerinde ülkemiz kıyıları olduğu için balıkçılarımızın ağına düşen balıklar belki geldikleri -temiz- denizlerde zararlı etkilere maruz kalmamış olabilir.

Ama girenin yüzenin hastane acillerine kaldırılması gerekecek durumdaki denizlerimiz varken; hangi balığa güveneceğimizi de şaşırdık kaldık.

Dahası; belirttiğim bu etkilerin farkında olanların alternatif olarak gördüğü ithal balıklar için birşey diyemeyeceğimizi de düşünmeyin. Geçtiğimiz yıllarda Kuzey Denizinden getirilen ithal balıkların yavan ve tatsız, lezzetsiz halini daha unutmadık.

Bizler balık yemeyi unutabiliriz. Ama lütfen durum daha vahim hale gelmeden BİREYSEL tedbirinizi alın.

* Kirlettiğini gördüğümüz sanayi kuruluşlarına tepki gösterelim.
* Denize deşarj yapan belediyelere tepki gösterelim.
* Doğrudan denize kanalizasyon veren otellere tepki gösterelim.
* Derelere, nehirlere atıklarını boşaltan işletmelere tepki gösterelim.
* Bizler onlarca yıl boyunca balık yiyemeyecek olabiliriz ama:

Lütfen aynı naneyi bu insanların yemeye devam etmesini engelleyelim.

Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..