Balıkçılar Neden İflah Olmuyor

Günlük hayatın olağan akışı içinde sayısız mekan ve meslek türüyle karşılaşırım. Bi de üstüne işim icabı süregiden esnaf ziyaretlerini ekleyince, çalışırken sayısız gözlem yapmak, sıradanlaşıverir benim için.

Kağıt mendil satarken, çorap tezgahında, seyyar arabarasında eğleşirken gördüklerim… Velinimetiyle kapışan kasap, al takke ver külah pazarlığa tutuşan eskici, tütününü dünyanın en değerli malı diye tanıtanlar!, ürününü zorla tattırıp müşteri mahcubiyetine bel bağlayan anlık satış telaşecileri, büyük küçük mağaza sahipleri, mekan işletmecileri ve daha kimler kimler… En olmadık işi meslek edinenler…

Tüm bu saydıklarımla, listesini dökmediklerim arasında; en çok ilgimi çeken gruptur balıkçılar: O gün tuttuğu  olta balığını gözüne kestirdiğine okutmaya çalışanlar, av malzemesi dükkanları, kıyılarda günübirlik ya da açık denizde uzun müddetli balık avına çıkan tekne işçileri, gemi personeli, çarşıda pazarda, sokakta balık tezgahtarları ve irili ufaklı balık lokantası, deniz ürünleri restaurantı işletenler…

Hiçbirini birbirinden ayırmadan diyebilirim ki, geçimini deniz sakinlerinden sağlayan, nafakasını mavi sulardan çıkaran kim varsa, kime rastladımsa, kimi tanıdımsa; iflah olmadı, olmuyor kardeşim!

Önceleri, başlangıçta; tesadüftür, bana öyle geliyordur herhalde, dedim. Ama çok çok uzun süredir görüyorum ki: Balığın hangi türüyle ilgilenirse ilgilensin,  ne tür bir deniz mahsulüne bel bağlarsa bağlasın, tek ümidi bu meslek olanlar, sürekli bu işi tutanlar, iflah olmuyor, abad olmuyor paşam!

Yediğimiz balıkların ahı mıdır onları tutan?

Dinamitle balık avlayanlar, dipten balık trolleyenler, balina avcıları, okyanus cellatları, Rus ve Japon denizcileri, yasak masak dinlemeyen, bulduğu her fırsatta balıkların kökünü kurutan zevzekler mi meslektaşlarına bu acı sonu hazırlar?

 Büyük balık tüccar ve tekelleriyle, aşırı tüketimimizle onları daha hızlı, daha fazla, daha kuralsız, daha ahlaksız avlanmaya iten bizler miyiz veya bilemediğim başka bir sebep mi? Fikri olan, beri gelsin.

Memleketin her yerinde tek  gördüğüm, balıkçıların iflah olmadığıdır arkadaş!  Meselenin sosyal kökenine, bilimsel temeline inemesem de,  haline en çok üzüldüğüm kişilerdir balıkçılar.

Üstelik, denizden çıkan nerdeyse her şeyi yemeyi mübah sayan bir inancın sahipleri, niye sonsuz, sınırsız bir sefaleti paylaşır? Neden hep yarı aç yarı tok yaşamak zorunda kalır? Düşündükçe aklım duruyor doğrusu.