Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '07

 
Kategori
Tarih
 

Balıklı Rum Hastanesi:Rum Cemaatının tarihi dar-üs sıhhası

Balıklı Rum Hastanesi:Rum Cemaatının tarihi dar-üs sıhhası
 

Balıklı Rum Hastanesi


Osmanlı döneminde rum cemaatinin Mikro Valoukli, Mikri Pigi, Küçük Valukli, Osmanlı Devletinin ise Balıklı Rum İspitalyası[1], Rum Milleti Hastanesi, Rum Cemaati İspitalyası, Yedikule haricindeki Rum İspitalyesi adını verdiği ve Altın Kapı yada Yaldızlı Kapı (Porte Doree) olarak anılan Yedikule Kapısının yakınında rum cemaatının katkılarıyla 40 kadar binadan oluşan Balıklı Rum Hastanesi 1753 yılında hizmete girmişti.

Bu yazıda Balıklı Rum Hastanesinin 1913 yıllarından rum cemaatinin kendi gözüyle bir değerlendirmesini bulacaksınız.

MEFAHİR-İ MİLLİYE

Milletimizin kemali iftihar ile yad olunacak müessesat-ı cesimesinden birisi Yedikule (Heptapyrgio-f.d.) haricinde kain hastanemizdir. Avrupa’da ve Amerika’da bu misilli binlerce hastekion ve bivagiekianın (?) tedavi ve iskanına muhasses olan mühim şifahaneler ekseren hükümetin veya daire-i belediyenin tahsisat-ı mebzulesi ve bazen gayet zengin mürüvetkaranenin (iyiliksever-insaniyet-f.d.) vakf eyledikleri külliyetli sermayenin varidatı ile inşa ve idare olunur. Bizim hastanemiz ise ne öyle tahsisata ve nede ol miktar varidatı muayyeniye (tesbit olunmuş-f.d.) malik olmayıp en zengininden en fakirine banker ve tüccarından esnaf ve amelesine, ihtiyarlardan çocuklarına varıncaya kadar efrad-ı milletten her birinin azçok ianesi ile inşa ve idare olunagelmiş, velhasıl hakkı ile millet malı denilecek bir bir surette vücut bulmuş büyük bir hayırethanedir.

1911 senesi muamelatına ait olmak üzere Eforeia (cemaat idarecileri - f.d.) tarafından tanzim ve tevzin olunan mufassal (tafsilatlı-izahlı-f.d.) raporda münderic (yer almış-içinde bulunan-bir şeyin içine konulmuş olan-f.d.) olan istatistik cetvelleri ve muharrer (yazılmış-yazılı olan) olan ahvali saire göz önüne alınacak olursa, hastanemizin cins ve mezhebe bakılmayarak ve yerli ve ecnebi ahali-i memlekete sırf insaniyet namına ettiği hizmet-i azime tamamı ile meydana çıkar ve millet için behakkın (hakkıyla - f.d.) medar-ı iftihar olacak bir vesile vesile daha baş gösterir.

Rakamla ve hesapla kendini gösteren bir hakikatın ispatı için uzun sözlere ve beliğ (güzel sözlere-f.d.) müdafaya ihtiyaç olmadığından, zirdeki (aşağıdaki-f.d.) rakamlara dikkat buyurulmasını ihtar ve tavsiye ederim.

1911 senesi zarfında spitalyamızın münkasım (kısım kısım bölünmüş-f.d.) olduğu üç kısımdan hastalar kısmında 5753 ve bimarhane (frenokomeion-tımarhane-f.d.) kısmında 560 ve Grokomeion (huzurevi-f.d.) kısmında 218 ki ceman 6531 nefer ebna-ı cinsimize (aynı cinsten olanlar-f.d.) fennen ve insaniyeten ve mürüvveten ne yolda bakılmak lazım gelirse bakılmış. Bunların içinde rumdan maada (başka-f.d.) Müslim, Ermeni, Katolik ve Yahudi dahi bulunmasına nazaran, spitalyamızın kapısını vuran hastekion ve biçaregana (biçaresizler - zavallılar - f.d.) bab-ı mürüvvet (insaniyet kapısı - f.d.) ve ayş-ı şefakat (şefkatli yaşayış-f.d.) açılmış ve her biri dert ve ihtiyacının nev ve derecesine göre tedavi edilmiş ve ecelin insafsız pençesine düşenlerden maadası şifa bularak aileleri kucağına ve işleri başına avdet eylemiştir.

Hastahanelerimize girenlerin tedavisi ile bakılması ve beslenmesi, cihetinde ne kadar dikkat ve itina olunduğu vefatın miktarından anlaşılır. Yetmiş seksen yaşındaki ihtiyarlar ve ümidaiz (ümit veren-f.d.)[2] hastalıklara müptela olanlar ve ölüm derecesinde olarak girenler dahili hesap olduğu halde, mevcutların % 15 ½ ğu ecelin pençesinden kurtarılamamış ve üst tarafı yani % 84’ü tarik-i afiyet ve selamete vasıl olmuş oluyor. İşte şu netice Avrupa’nın göbeğinde hükümetin veya belediyenin bol bol sarfiyatı ile nazeret-i tahtında idare olunan en mükemmel ve en muntazam şifahanelerin istatistiğinden farklı değildir.

Hatta zalim ve müthiş kolera illetinin tedavisinde hastahanemizde istihsal olunan hüsnü netice Avrupa’da bile emsali görülmemiş fevkalade bir muvaffakiyettir. Kolera illetine tutulupta sağ veya kabili tedavi olarak hastanemize getirilmiş olanlardan takriben %80 kurtarılmış ve yalnız %20’si vefat etmiştir. Su-i netice-i mezkureyi (bahsedilen kötü netice - f.d.) ecnebiler bile lisan-ı şükr ve takdir ile yad etmektedir.

Şimdi ihtiyar ve mecnun (deli - f.d.) ve hasta olmak üzere 6531 nefere (insan cemaati, sayısı - f.d.) hekim, cerrah, yazıcı, hademe ve saire olarak 284 maaşlı memurin (memurlar - f.d.) zam-ü ilave olundukda (olunduğu için - f.d.) 6815 nefere baliğ olan nüfus-u mevcudenin maaşlarını ve mek’ulat-ü meşrubatı (yenilecek ve içilecek gıda maddeleri - f.d.) ve ihtiyacatı saire için senevi sarf olunan akçe 30.013 lira raddesindedir. Bu değirmenin suyu nereden geliyor.

Vakıa milletimizden Iosifakis Eksercoğlu, Ioannis Haritonidis, Singros, Zafeiropulos, Georgiadis, Yorgos Hrisovergis, Mavrogordatos, Skoiloidis, Evgenidis, Sideridis ve saire gibi kişileri ve gönüleri geniş megas evergetisler (büyük hayırseverler - f.d.) zuhur eylemiş ve bunlar ile beraber ikinci derecede ve ta’dadi esamileri (isimleri sıralanan, söylenen - f.d.) imkan haricinde bulunan evergetis (hayırsever-f.d.) ve doritisleri (bağış yapanlar-f.d.) vakf ve tahsis ettikleri emval (mallar-f.d.) ve nukudu (nakitler-paralar-f.d.) ile şükraniyet ve mefharetimizi (iftihar/öğünülecek şey - f.d.) mucip olan ebniye-i cesime (büyük binalar - f.d.) inşa olunmuş ve masarıf-ı seneviyenin (yıllık masraflar - f.d.) bir miktarı emlak ve nukudu mevkufenin (vakfedilen nakdin - f.d.) varidatı ile tesviye olunagelmektedir. Ve lakin 30.000 liraya baliğ olan masarıf-ı seneviyenin kısm-ı azamı Evergetisten ma’dud (muayyen-belli - f.d.) olmayan ve zenginler zümresine dahil bulunmayan efrad-ı milletin ianat-ı daime ve yevmiyesiyle kapatılıyor.

İane kutularına ve tabaklarına on para atmak ve Valukli Ayazması'nda (Balıklı Ayazması-kutsal su-f.d.) ve ekklisiyasında bir mum yakmak ve arada sırada gezdirilen iane defterlerine bir kuruş yazılmak ve lazım olan sigara kağıdı ile kibrit kutusunu spitalyamızın alametini havi olanlardan satın almak suretleri ile en fakirimiz bile hastahanemizin idaresine ianede bulunuyoruz ve her birimiz şeref-, millete hizmet etmekle iftihar edebiliriz. Bu ufak şeylere bile dikkat eylemekte müdavim olursak hastahanemizin ilelebed baki ve mahfuz kalmasında her birimizin “karınca kadarınca” hissemiz olur.

Ey milletdaşlar! Rabbimiz Jesus Hristos ibadullahı ikiye taksimle bunlardan sağ tarafında bulunanlara ahrette rahmet ve istirahat vaad-ü tebşir (müjde sözü - hayırlı haber verme vaadı - f.d.) buyurmuştur. Evangelion’da münderic olan şu kardaşlarımızın “en ufağına bile yapmış olduğumuzu bana yaptınız” kavli şerifince acz olanlara ekmek, susamış olanlara su vermek ve garipleri kayırmak ve hasta olanlara bakmak. Rabbimizin indinde makbul ve memduh (övülmüş-methedilmiş - f.d.) olduğu hatırdan hiçbir vakit çıkarılmasın. İşte spitalya denilen müessese-i milliye-i hayriyemiz için her ne surette olursa olsun ve her ne miktarda olursa olsun vaki olacak ianatımız mükafat-ı samedaniye (kendisi hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan - Allah’a mahsus - f.d.) ve rahmet-i rabbaniyeye nail olmanızı teşkil ve temin eden esbab-ı kaviyedendir.

17 Noemvriou (Kasım) 1913

K.G.Vayanis

Fehmi DİNÇER

Ankara 2007

Balıklı Rum Hastanesi hakkındaki bu yazı karamanlıca bir yazıdan tarafımdan çevrilmiştir.

Fehmi Dinçer



[1] Spitalya, Eğitim Hastanesi

[2] Aiz: karşılık olarak veren

 
Toplam blog
: 109
: 5832
Kayıt tarihi
: 23.03.07
 
 

1959 yılında Fertek - Niğde'de doğdum. Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültes..