Balkan Savaşları sonrasında biz hep dönecekler diye bekledik.

Biz hep dönersiniz diye bekledik.

Balkanlar... Temizliğin ve saflığın, tarih boyu süren çilelerin coğrafyasıdır. Evlad- ı Fatihan doludur. Dedeleri tarafından, İslama ve Din- i Mübine hizmet etmiş, yaratıcının ve şanlı peygamberinin isimlerini, Arda'ya, Tuna'ya, Viyana kapılarına kadar götürmüş, soyu, Ural Altay'dan gelen dünyanın gelmiş geçmiş en yiğit, en cesur erenleridir, onlar. Onlar, Alparslan'ın ordusunda yiğitçe şehit ve gazi olan, o şanlı askerin torunlarıdır, onlar.

Onlar ki, KARAMAN' ı yurt edinmiş, anadoluya medeniyet temellerini atmış, Türk Dili' ne sahip çıkmış, islamı yüceltmiş, zamanının en iyi üniversitelerini kurmuş, bilgeliğin torunlarıdır, onlar.

İstanbul' un, fethinde en önde koşan, geçilemez denilen surları alt üset eden, yiğit askerlerin evlatlarıdır, onlar. Her biri yaşadığı asırda, İstanbul' un önüne set olmuş, Viyana' ya köprü olmuş alperenlerdir, onlar.

Evet, onlardan bahsediyorum. Bulgar Türkü değil, has Türk oğlu Türk. '' O ''  Bulgar dediğiniz coğrafyanın bizatihi tapularıyla beraber sahipleridir, onlar. Bakmayın şimdiki halimize. Siz bizleri tanımazssınız. Tanıyamazsınız. Bakmayın onların şenliklerdeki çığırtkanlıklarına. Bakmayın maç izlerken masanın üzerine . Bakmayın siz onların ideolojik bakışlarına. Bakmayın siz onların ev yapma hırsına. Bakmayın yaşayış olarak hakiki Ahkam- ı İslamiyye den ayrıldıklarına. Bakmayın siz  şimdi  '' 2 B '' diye bağırdıklarına. Zaten onlar, onların olan topraklarının üzerindeler. Geçici olarak, bırakıp , görevlerini ifa edip geri geldiler. Aslı astarına çeker kardeşim. Kökü sağlam, elbet güneşi görecektir. Çünkü onlar  7 ceddine kadar dedelerini sayarlar. Bunun için onlara Evlad- ı Fatihan derler. Ama karışık olanlar öyle mi? 5 ten öteye gidemezler. İsterseniz deneyin. Hemen şimdi başlayın saymaya. Babanın adı.  Dedenin adı.....  diye 7 kuşak git. Gidemez isen , hemen bozukluğu kendinde ara. Benim yazımda arama. Çünkü ben sana Evlad- ı Fatihan ın sağlamasını öğrettim.

O, en zorlu dönemde, Balkan Savaşlarında, göstermiş oldukları yiğitliği tarih zaten yazamaz.

Onlar, ellerindeki herşeyi o zaman da feda ettiler. Amma velakin, Balkan Savaş ları tarihe yüzkarası olarak geçmiştir. Nedenleri çok fazladır.

İttihat- ı Terakki' nin ve diğer yanda hürriyetçilerin çıkar uğuruna, askerliği bırakıp, siyaset ile uğraşan subayların emperyalizme hediyesidir.

Sadece, o dönemde, Bulgar, Sırp ve Yunan çetelerinin öldürdüğü insan yüzbinlercedir. Evleri yaktılar. Tarlaları ateşe verdiler. Selanik 1.  kolordu komutanı Tahsin Paşa, komuta ettiği 35000 askeri ile beraber, bir tek kurşun bile atmadan teslim oldular. Sebep, dış güçler ile işbirliği yapıp, dönem hükümetini yıkmaktı. Aynı tarihlerde, savaşın en dehşetli şekilde devam ettiği günlerde, 75000 USTA asker, kirli emellerine ulaşmak için terhis ettirİlmiştir.

Ve daha sonra dedilerki, İttihat' çı zihniyet, ( Mustafa Kemal, bu gurubun iç yüzünü görüp, bu gruptan ayrılmıştır ) Edirne yi kurtardık! Ben, onların yazdığı tarihi, dedelerimden kitapsız okudum.

Edirne' yi, Bulgar çeteleri, terk etmek zorunda kaldılar.Çünkü, o dönem çizilen sınıra, ROMANYA isyan etmişti. Silistreye kadar olan bölge ROMANYA' ya verilmişti.Yunanistan, Sırbistan ve Macaristan ülkeleri, Bulgaristan' a tavır aldılar. Bir askeri müdahele olabilir endişesiyle, Bulgar, Edirne' den çıktı ve askerini çekti. Nitekim, Balkanlarda topraklarımızı kaybettik.

...

Osmanlı askeri çekilirken, Balkanlar kan ağlıyordu. Atalarımız, yıllarca Türk askeri için, dedelerimize şimdilik gidiyorlar, bir gün gelecekler derlerdi. Herkes bu umutla yaşamıştı.

Nice yiğit analar, o savaşlardan kaçarken, MUSA aleyhisselamdan esinlerek, o zalimlerden kaçarken, Tuna nehrine, Meriç nehrine, daha 3- 5- 6 aylık çocukları sepet içine bırakarak, Anadolu' ya göç ettiler. Binlerce suçsuz ve masum çocuk katledildi. Neden mi bıraktılar ?

Böyle daha yavaş yol alıyorlardı. Eğer yakalanırlarsa sonları ya TECAVÜZ yada SÜNGÜ idi. Buna mecburdular. Çünkü, çeteler ansızın, köyleri basıyor, büyük küçük demeden, ölüm, zülüm, her türlü iğrençliği yapıp, evleri ve ahırları ateşe verip KAOSU dahada ötelere duyurmak istiyorlardı.

...

Sene 1937. Yer, Bosna Hersek. Avrupanın ikinci kudusüdür. ( O yüzden burayı mahvettiler . Onlar için çok değerli bir yerdir . İlk işleri Osmanlı eseri olan , köprüyü yıkmak oldu ). İsmet Paşa, Bosna' ya ziyarete gelecek, halkta görülmemiş bir heyecan, mutluluk ve göz yaşı .

Çünkü, onlar yıllar yılı Türk geri gelecek diye yaşadılar. Dede, torun sevinç ve neşe içinde. Evlerin dış cepheleri boyandı. Camlara peygamber efendimizi simgeleyen, GÜLLER asıldı. Çocuklara bayramlık elbise giydirildi. Herkes İsmet Paşa' yı bekliyor.

Her devlet reisininde yaptığı gibi, İsmet Paşa, haham başını, orada bulunan Ortodoks önderlerini ziyaret etti. En sonunda ahaliye yöneldiler. Heyetin, merkez camiiye ulaşması tam 1 saat sürdü. O izdiham ve o kalabalık. Yaşlıların gözü yaşlı, çocuklar, dedelerinden dinledikleri  o şanlı askeri, Türk' ü beklemektedir... Bağrışmalar, selamlamalar, coşkulu bir ahali...

İsmet Paşa, kalablığı yara yara heyet ile beraber, ilerlerken, ahali, paşaya dokunmak için birbirini eziyor, itiyor ve coşkulu selamlamalar oluyordu. Paşa, camiinin önüne geldi, ahali rüyadaydı.

Onlar HEP O HAYAL ile yaşadılar. Paşa, karşıya baktı ...  GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA CAMİİ... Biraz sağ yöne baktı...   REİSÜL ÜLEMA...   tabelasını gördü..

Yanındaki, Sırp komutana birşeyler söylüyor. Onun yanındaki de Sırp komutana birşeyler söylüyor ve YÖN değiştiriyorlar. Kalabalığı yararak oradan ayrılıyorlar.

Ahali şaşkın. Diyorlarki, keşke bugün ölseydik. Hayallerimiz vardı, birgün dönecekler diye.

Ama dönmediler...

Ey!  Evladı Fatihan kardeşim. Vatan ve Milletin için çok çalış bilimde ve sanatta yol almaya bak. Ahkam ı İslamiyye' de yüksel. Eğer bunları yapmazsan, vallahi, Mahşeri Kübra'da o yazımın başında belirttiğim dedelerin senden DAVACI olacaktır.

Saygılarımla ,

Ercan Hatipoğlu