Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '16

 
Kategori
Öykü
 

Balkanlarda onbinler

Balkanlarda onbinler
 

Soğuk bir kış günü . Yurtta isyan var. Halk perişan,  şehir enkaz altında. Yaralılar, ölenler, feryatlar, acılar… Hepsi karışmış havaya gökyüzünü yakıyor. Halk acı içinde kıvranıyor. Anneler çocuklarını arıyor, çocuklar ise annelerini...
 
Her yer bembeyaz olmuş. Gökyüzü sanki bu kan gölünü kapatmak istercesine karını yağdırıyor. Birer birer düşen kar taneleri  enkazları ,kan gölünü kapatıyor. Yavaş yavaş yağan kar kendini fırtınaya çeviriyor. İnsanlar acı içinde kendilerinden geçiyor. Sokak başlarında yaralılar ayağa kalkmaya çalışıyor. Halk perişan, kimse kimseyi duymuyor. Tipi şiddetini artırdıkça feryatlar da artıyor.
 
Günler geçiyor, açlık boy göstermeye başlıyor. Savaşın izleri her yerde yine tazeliğini koruyor.  Enkazdan sağ ve yaralı kurtulanlar göç etmeye başlıyor. Balkanlar bir anda insan seliyle dolup taşıyor. Yaralı yürekler yaralı bedenler, yavrularını yitirenler bir anda o enkazdan kurtulmak istercesine Balkanlara doluyor. Evlerinden arta kalanları alanlar hüzün dolu bakışlarla son bir kez daha arkalarına bakıyor. Yitirdiklerine, yaşamlarını sürdükleri yurtlarına… Halk bir sürü halinde göç ediyor. Yurtlarını terk edip arta kalanlarla başka ülkelere gitmeye çalışıyor.
 
Gökyüzü ağlayan bebek sesleriyle dolu . Halkın sesi olmuş bu feryatlar. Açlıktan ağlayan bebekler ,çocuklar olmuş onları yansıtan. Halk perişan, yürekler perişan. Açlık daha da çok hissettirmeye başlıyor kendini. Sesler yükseliyor gökyüzüne. Açlık arttıkça ölenler de artıyor. Göç etmeye çalışanlar birer birer eksiliyor hayattan. İnsan seli kendini bir avuç yağmur damlasına bırakıyor. Balkanlar ölümü görüyor, ölen insanları görüyor. Onları bağrına basıyor. Toprak herkesi  birer birer içine alıyor geride onları yansıtan küçük fidanlar bırakıyor. Açlık arttıkça ölenlerde artıyor. Toprak açlığa susamış gibi onları da içine alıyor, yerlerine küçük fidanlar bırakıyor.
 
Göç edenler ülkelerini terk edenler bu hallerine ağlıyor. Onlar bu hallerine üzüldüğünde bir top patlıyor yurtlarında. Yine enkazlar yine çığlıklar… Daha da hızlanıyor bedenler.  Yeniden umutları varken sıkı sıkı sarılıyorlar birbirlerine. Koşar adımlarla göç ediyorlar ülkelerinden. Balkanlar bir kez daha doluyor insan seliyle. Savaştan kaçmak isteyen yaralı bedenler bir kez daha sığınıyor ona. Savaşın şiddeti arttıkça insan seli de artıyor . Dakikalar sonra yurtlarında kocaman bir top sesi daha duyuluyor. Ağlayan insanlar, kaçışan bedenler, feryatlar yükseliyor gökyüzünde. Arkalarına bile bakmak korkutuyor onları. Hızlarını bir kez daha artıyorlar. Göç etmeye çalışıyorlar. Sınıra gelenler şanslı sayıyor kendini. Arkalarına baktıklarında daha nice ölenler, daha nice sınırı geçmek isteyenleri görüyorlar. Başaranlar bir avuç ama ölenler tüm Balkanları kaplıyor. Toprak artık doymuş insanları almıyor içine. İnsan seli arttıkça cesetler de çoğalıyor. İnsanlar yollarını kapatan ölüleri kaldıracak gücü bulamıyor kendilerinde. Basmak zorunda kalıyorlar üzerlerine. İstemeden gözyaşlarıyla özür diliyorlar yerde yatan nice savaş kurbanlarından.
 
Göç hızlanıyor, tipi de hızlanıyor. Savaş sesleri tüm gücüyle yankılanıyor gökyüzünden. Enkaz sayısı arttıkça göç eden sayısı da artıyor.  Yurtta yaralılarla ilgilenen  sayısı azalıyor. Herkes arkasına bile bakmadan ölümden kaçıyor. Sevdiklerini yaralı bedenleriyle bırakıyorlar. Gözlerde hüzün yürekler perişan. Yaralıların sesleri bir çığ gibi akıyor üzerlerine. Kimse bakamıyor ardına. Kimse yardım edemiyor halkına ailesine. Yaşamak onlar için önemli olan. Koşuyorlar tüm hızlarıyla .Göç edenlere yetişme arzusuyla yanıyor bedenleri .Balkanlar yine bir insan selini daha üzerinde taşıyor. Artık cesetler birer yol olmuş insanları karşılıyor. Binlerce on binlerce analar, babalar, bebekler, çocuklar, kardeşler  yolda hayatlarını kaybediyor. İnsan seli artıkça göç de hızlanıyor. Sınıra varanlar az, ama ölenler çok. Sayıları artıkça açlık da şiddetleniyor. Göç buhranı artıyor.
 
Feryatlar, acılar yerini büyük bir sessizliğe bırakıyor. Herkes tek bir vücut olmuş koşar adımlarla savaştan kaçıyorlar. Sınıra varmak istediği artıyor kenetlenen vücutlarda. Ölümden korkanlar artık sessizce bekliyor sırasını. Yaralı bedenler bir sağa bir sola çarptıkça güçler tükeniyor tek bir vücut olmuş insan selinde.
 
Göç hızlanıyor. Yurdunu terk edenler çoğalıyor. Savaş sesleri yükseldikçe feryatlar da bir o kadar azalıyor. Kimse konuşmuyor ardına bakmadan sessizce yürüyor. Yolda on binler ölüyor, kimse yardım edemiyor. Tek bir arzuları var sınıra varmak bu soğuk havadan bu kan koşundan kurtulmak. Sınıra tek tek varanlar koşar adımlarla giriyor içeri. Artık yüzlerinde ölümün onlara verdiği acı değil yeni bir hayata başlama umuduyla gülümseyen ifadeler geliyor. Anneler kucaklarında açlıktan ölen bebekleriyle giriyor içeri. Ölüm onları korkutmuyor artık. Savaşın verdiği acıdan yüzlerindeki ifadelerden mutlu oldukları anlaşılıyor. Sesler içeri girdikçe yerini gülüşmelere bırakıyor. Ana babalar , evlatlar artık yeni bir haya başlama arzusu içinde özgürce koşuyorlar göç ettikleri ülkelerde. Ağıtlar yerlerini huzura bırakıyor . Sevdiklerini Balkanlara verenler hüzünle bir kez daha bakıyorlar arkalarına içeri girmeden.
 
Balkanlarda nice fidanlar yükseliyor gökyüzüne. Topraktaki kan kokusu sevdiğini yitirenlerin hüzünleriyle birer çiçek kokusuna bırakıyor.
 
Göç edenler biliyorlar arkalarında sevdiklerini bıraktıklarını. Top seslerini duydukça sevdikleri için gözyaşları son kez süzülüyor gözlerinden. Artık savaş sesleri çınlamıyor kulaklarında. Sevdiklerinin son sözleri kalıyor akıllarında. Yitirdikleri, savaşa kurban verdiklerinin görüntüleri kalıyor yüreklerinde.
 
Göç bir kez Balkanları sevindiriyor. Toprak açlığını bastırmanın verdiği sevinçle kapatıyor kan kokusunu üzerinden. Her bir öleni için bir fidan bırakıyor üzerine. Balkanlar da insan cesetleri yerlerini on binlerce fidanlara bırakıyor. Göç azaldıkça tipi de açlıkta artık şiddetini azaltıyor. Bir avuç göç edenini yüzünü güldürüyor. Ama gülen yüzler geride savaşta yiten yurtlarını bırakıyor. Savaş yine bir kez daha toplu ölüme neden oluyor. Masum on binleri üzerinde kan gölü içinde bırakarak soğukta onları unutuyor. Savaş bir kez daha kimilerini anasız kimilerini evlatsız kimilerini de kimsesiz bırakıyor hayatta.
 
Balkanlar bir kez daha dünyanın en büyük göçüne ve en büyük insan ölümüne şahit oluyor. Balkanlar bir kez daha savaş uğruna nice şehitlerini içine alarak onları koruyor. Ve Balkanlar bir kez daha üzerinde on binlerce gülen yüzleri bırakıyor.
 
 
Toplam blog
: 38
: 410
Kayıt tarihi
: 10.10.16
 
 

Şuan hala ünivesite öğrencisiyim. Tarih bölümü 3.sinifa gidiyorum. ilgi alanlarımın başında edebi..