Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '07

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Balkondaki dostlarım

Balkondaki dostlarım
 

“Küre ısınıyor” diyorlar…

Evet ısınıyor. Havaların ısındığını hissetmemek mümkün mü? Bir de üzerine “Susuzluk” eklenince, hiç de çekilmez oluyor.

İnsanlarla birlikte, hayvanlar da aynı sıkıntıyı çekiyorlar mı? Orasını bilemiyorum ama, sanırım çekiyorlardır. Evim on ikinci kat. Gökyüzüne yakın. Gerçi bizden daha da yakınlar vardır ama, biz de yakınız sanırım ki, kuşlar ile aynı seviyede kalıyoruz çoğu zaman.

Evimizin balkonu, kış günlerinde yabani güvercinlerin üreme mekânı. Her sene birkaç yavrumuz olur.

İlk farkına vardığımızda benim için çok sevindirici bir şey oldu ama, balkonu yoğun bir şekilde pislettikleri için temizlik bakımından şikayetimiz de olmadı değil.

Balkondaki eşyaların arasına ve rüzgâr da almayan bir köşesine çer-çöpten güzelce yuvalarını yapmışlar. İlk gördüğümde baktım ki üç tane yumurta var. Eve temizliğe gelen kızcağıza “Kesin talimat” verdim. Balkona çıkmak, temizlik yapmak ve kuşları rahatsız etmek yasak

“N’olacak?” diye sordular…

Hiiç… Yumurtadan yavrular çıkıp, kanatlanıp uçana kadar balkon ya-sak… O kadar. Ama ben her gün muntazaman takip ediyorum. Bakıyorum yumurtaların vaziyetine.

Ve bir gün yavrular çıktı. Bahara doğru…

- Hanııım… Koş gel…

- N’oldu yine?

- N’olacak, üç tane torunun oldu…


Hanım başını iki yana salladı,


- La havle ve la kuvvete…

- La havla çekme hanım. Bak, üç tane nur topu gibi değilse de yün yumağı gibi torunumuz oldu. Daha ne istiyorsun.

Bir süre de yavruları izledim her gün. Ve bir gün baktım, yuva boşalmış. Gitmişler…

Bu üç senedir devam ediyor. Bizim balkonda her sene en az iki-üç yün yumağı gibi torunlarımız olur, büyüyor, kanatlanıyor ve gidiyorlar.

Şimdi, şu “Küre” denilen şey ısınıyor. Havalar sıcak gidiyor ve bizim torunların durumu ne acaba? Balkonda her gün içi su dolu kap bulunuyor. Günde en az iki kez de yenilemek durumunda kalıyorum. Geliyorlar, sudan içiyorlar ve gidiyorlar. Hatta bu sıcak günlerde balkon kapısı açık olduğundan sabahın çok erken saatinde içeri de girdikleri oluyor. Yatak odamda seslerine uyanıyorum.

İlkinde birden bire n’oluyor diye kalkınca, ben bir an korktum, onlar da benden korktu. Biraz sıkıntı çektik içeride. Girdikleri tarafı şaşırınca, çıkacakları kapıyı da bulamadılar.

Neyse, onu da hallettik ama ondan sonra sesle uyanınca, birden bire kalkmıyorum. Bırakıyorum biraz geziniyorlar. Sonra da sanki “dede, gidiyoruz” der gibi gidiyorlar.

Balkonu kirletmeseler, çok şirin şeyler.

Onlar, artık benim dostlarım…

Yazımın ekine de fotoğraflarını ekledim, onaydan geçer geçmez sanırım göreceksiniz…

Allah, insanları kadar hayvanları da susuz bırakmaz inşallah…

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..