Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Balkondayım... Yağmurun Yağışını İzliyorum

Balkondayım... Yağmurun Yağışını İzliyorum
 

Balkondayım… Yıldız Family Palace… Bizim balkonun adı. Saat akşamı çoktan geçmiş. Bilgisayarın saati, 22.28’i gösteriyor.

Ve dışarıda nefis yağmur… O bildik Antalya yağmurlarından.

Yağmur tanecikleri balkon camlarına vuruyor.

Ben mi?

Camın kenarındayım. Yağmurun tıpırtılı yağışını izliyorum. Tam karşımda sokak aydınlatması… Yolun hemen karşı tarafında, parkın yanında.

Yağmur damlacıkları o ışığın altında senfonik bir görüntü çiziyor. Yağmur damlacıkları senfonik görüntü çizerken, ben o büyüleyici görüntüye pür dikkat kesilmişim.

O park ve o ışık…

Tam balkonun karşı cephesindeler. Bir Mehmetçik heykeli parkın girişinde… Mehmetçik heykelinin hemen yanı başında bir palmiye… Ve bir mine çiçeği… Mine çiçeği dediğime bakmayın, ağaç olmuş artık. Parkın hemen girişinde, Mehmetçik heykelinin yanında parkın adını gösteren bir giriş levhası… Ahşaptan yapılmış. Öylesine bakıyorum onlara. ,

Mehmetçik heykeli, palmiye ağacı, mine çiçeği ve parkın ahşaptan levhası… Ve tabii ki yağan yağmur… Yoldan geçen araçlar… Asfalt yolun girintili çıkıntılı yerlerinde birikmiş su birikintileri…

Su birikintileri!

Işığın şavkı vuruyor üzerlerine. Işığın şavkı vurdukça, su birikintilerinin üzerinde göz alıcı bir parlaklık oluşuyor.

Ve yağmur… Evet yağmur… Şimdi durdu. Yok, hayır… Hafif hafif çiseliyor. Sanırım bir süre sonra yeniden hızlanacak. Yeniden etrafı sular seller götürecek.

Hava karardığından beri böyle… Bir yağıyor, bir duruyor. Sonra yeniden yağıyor. Ve tekrar sonra çiselemeye başlıyor. Çiseleme sonrası hafif bir dinlence, usul usul yağma ve sonra yeniden şiddetlenen, can hıraş bir şekilde yağış.

Canım demli tarafından bir çay çekti. Üşeniyorum… Hafif tarafından bir soğukluk mu hissettim acaba? Tam kestiremiyorum. Ama yerimden kalkmak istemiyorum. Kalksam mı acaba? Onu da bilemiyorum ya. Ama canım çay istiyor.

Belki rakı…

Neden olmasın? Olabilir mi? Yok, hayır. Olmasın. Rakı olmasın. Alkole bir süreliğine ara… İlkeli davranmam gerekiyor bu konuda. Lakin hava şartları… İnsanın içesi yoksa bile, hava şartları insanı içmeye zorluyor. Ben de birader, yağmuru gördüm mü, hele bir de yağmur yağarken camın kenarındaysam… E hadi bakalım gel de içme… Yok ama, içmek yok. Keyfine de olsa ilkeyi delmek adına bir tek dahi atmak yok.

Şu sağlıklı beslenmenin gözü kör olsun. Neylersin?

Yağmur yeniden hızlanmaya başladı. Gece boyunca, hatta yarın ve hafta sonu gün boyu yağacak. Ve biz, panjurlara vuran yağmur taneciklerinin çıkartacağı gürültünün eşliğinde uyumaya çalışacağız. Güzel oluyor be panjura vuran yağmur taneciklerinin çıkarttığı gürültü. Hoşuma gidiyor. Çoğu zaman keyifle dinlemişimdir o sesleri.

Ov, aman tanrım… Künefeci… Lanet olsun. Tam karşımda. Tam karşı köşede ve ışıkları ışıl ışıl yanıyor. Canım da ne biçim çekti künefeyi. Şerbetli tatlılara karşı hayli zayıf olan ben gibi birisi için künefecinin karşı köşemizde mekân açması hiç de hayırlı olmadı. Ne zaman gözüm takılsa, her şeyi göze alıp künefe yemek istiyor canım. Aynen şimdi olduğu gibi…

Rakı mı? Künefe mi?

Kahretsin…

Yok, ikisi de değil. İkisine de ambargo… İddialıyım. Ama ya Hasan Bey, namı diğer bizim Kuyucak arar da, “Hadi Nihat Bey, gel de iki tek atalım sahilde” derse, ne yaparım? Vallahi bilmiyorum. Umarım Kuyucak böyle bir kötülüğü! yapmaz… Hani belli de olmaz. Kuyucak bu, yapar mı yapar.

Yağmur yenden şiddetini artırmaya başladı birader. Gece boyunca şenlik var. Yağmur hızlandıkça ve gece ilerledikçe, caddede kimsecikler kalmadı. Tek tük geçen araçlar… Cadde ve park ve bütün mekânlar, yağmurun yağışına kendisini bırakmışlar. Sanki yağmura karşı bir teslim oluş hali var. Tıpkı benim ruhumun yağmura teslim olmuş hali gibi bütün mekânların görüntüsü. O görüntüde “Teslim olmadım” diye bağırmaya çalışan tek tük geçen araçların gürültüsü… Ötesi, sadece teslim oluşun ifadesi gibi.

Herkeslere iyi geceler dostlar. Ben daha buradayım. Yağmurun yağışını izlemeye devam edeceğim. Belki birkaç saat daha… Belki de uykumun bastıracağı ve beni esir alacağı son ana kadar…

 

 

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..