Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Balkonumdan 1:Ramazan-ı Şerifiniz hayırlı olsun!

Balkonumdan 1:Ramazan-ı Şerifiniz hayırlı olsun!
 

 Ülen, dün akşam yattım. Ama bir süre sonra G.Antep yöresi mi, yoksa Orta Asya mı ne kendimi böyle bir kentin dışında yürürken buluyorum. Çevremde dağlar, taşlar tepeler… Bir süre seyrediyorum. Hadi geri döneyim , dediğim anda bir bakıyorum yanımı, yöremi kaybetmişim. Ne tarafa gideceğimi bilemiyorum. Hele biraz yürüyeyim, belki bulurum diye yola çıkıyorum. Yürüdükçe yol yolak kalmıyor; dağlar tepeler hırçınlaşıyor… Sağıma baksam derin uçurumlar görüyorum, soluma baksam yine dağlar, dağlar…  Bir sağa, bir sola… Bir öne , bir arkaya çırpına çırpına … (Bir gün her halde bu uyku apnesi yüzünden öteki yana gideceğim…) Çırpına çırpına uyandım. Aslında belki de daha uyanamayacaktım ama bereket versin Davulcuya … Maşallah ki, Maşallah… Allah bu yıl kollarına daha bir güç vermiş … Ver yansın ediyor tokmağı davula… Sağolsun Davulcu beni kurtardı. DDün akşam geç yattım. Ama bir süre sonra kendimi G.Antep yöresi mi, yoksa Orta Asya mı ne böyle bir kentin dışında yürürken buldum. Çevremde dağlar, taşlar tepeler… Bir süre seyrediyorum. Hadi geri döneyim , dediğim anda bir bakıyorum yanımı, yöremi kaybetmişim. Ne tarafa gideceğimi bilemiyorum. Hele biraz yürüyeyim, belki bulurum diye yola çıkıyorum. Yürüdükçe yol yolak kalmıyor; dağlar tepeler hırçınlaşıyor… Sağıma baksam derin uçurumlar görüyorum, soluma baksam yine dağlar, dağlar…  Bir sağa, bir sola… Bir öne , bir arkaya çırpına çırpına … (Bir gün her halde bu uyku apnesi yüzünden öteki yana gideceğim…) Çırpına çırpına uyandım. Aslında belki de daha uyanamayacaktım ama bereket versin Davulcuya … Maşallah ki, Maşallah… Allah bu yıl kollarına daha bir güç vermiş … Ver yansın ediyor tokmağı davula… Sağolsun Davulcu beni kurtardı.

Berbat bir şey şu “Uyku Apnesi “ . Şimdi maske filan veriyorlarmış ama ben öyle şeylerle uyuyamam… Zaten uykularım pimpirikli, iki saat uyusam, iki saat ayaktayım… Uyusam bu kez horultudan evde kimse uyuyamıyor… Onun için de hanım kaçtı kurtuldu… Ama ben her gece bu acaip rüyalar ve bersamlarla boğuşup duruyorum, bir yerlerin kıyısına gidip geliyorum.

Zaten burnum kırık. Sağolsun bir dost gençliğimizde bir kafa atmıştı. Bütün kemikler çökmüş. Ondan beri hiçbir doktor beni ameliyat etmeye cesaret edemedi… Doğru dürüst nefes alamıyorum. Onun için çekiyoruz işte…

Allah razı olsun, dedim değil mi davulcuya… Bu gece o kötü rüyadan davulcu kurtardı. Bakalım yarın gece ne olacak. Çünkü hemen her gecem karabasan… (O kadar da kötü değil canım, bazı geceler de “Blue Moon” da geçiyor..!) Blue Moon neresi derseniz, Erdek’liler bilir… Öyle bir lahmacun 50 TL sı değil. Dört dörtlük kahvaltı 10 TL.sı…

Uyandıktan sonra balkona çıktım. Oh be Allahım hayat varmış… O step havasından sonra, mis gibi gece yarısı serinliği , imbat, güzel geldi… (Şimdi İzmir’liler kıskanacak… İmbat sadece İzmir’de olur, diyecekler. Öyle olsun! Bu da bizim rüzgarımız .Hadi adı da Mimbat olsun!)
Nefes aldım. Bir iki nefes açıcı hareketler yaptım. Davullar bu yıl çifter çifter çalıyor. Biri ön sokaktan dolaşırken, öteki de arka sokaktan geliyor:  Eee ne de olsa karlı meslek… Bir ayda birkaç kez para topluyorlar.. Her tokmağı indirdiklerinde her pencereden para yağıyor. Erkeksen atma… Ondan sonra, davulun tokmağı, kafandan inmiyor… Güm güm de güm güm…

Bu gidişle milletin tümü davulcu olacak be… Düşünün bütün bir millet birer davul, birer tokmak almış, sokaklarda dolaşıp duruyor… Güm güm de güm güm…. Amma şenlik olur be… Hem böyle bir “Davul festivali” yapmaya ne dersiniz? Valla turistler için çok şenlikli olur. Zaten adamlar bizim her şeyimize hayran… Bir de üstüne üstlük, “Davul Festivali” . Gece saat 3.00 ‘de herkes kalkıp davul çalmaya başlıyor. Namussuzum, bu davulun sesinden , komşumuz Esad bile memleketini bırakıp, Rusya’ya kaçar. Ne oluyoruz, diye ! (benden de ne orijinal düşünceler çıkar. Bazen kendi kendimden korkuyorum…) Şuna bak. Davul festivali…

Davulcular, birer ikişer geçtiler. Daha davulcularla tanışamadık. Yoksa, birbirimize manı de söylüyoruz karşılıklı: Ben diyorum ki :
“Akşamdan pilavı pişirdim
Gene karnımı şişirdim
Çok mani diyecektim ama 
Defteri yolda düşürdüm”

O’da cevap veriyor:
“Bak geldi etli dolma
Çok yiyip göbek salma
Üstüne bir kahve iç
Terâvihe geç kalma!”

Böyle karşılıklı atışa atışa  sabah namazını ediyoruz.. (Çok fazla mı attık ne?)
Neyse , değerli okurlarım. Hayırlı Ramazanlar. Karnınızı Sahur ve İftar’da çok fazla doyurmayın, karpuzu da fazla yiyin, E mi.. Söz mü? Hadi kalın sağlıcaklaşu “Uyku Apnesi.'' Şimdi maske filan veriyorlarmış ama ben öyle şeylerle uyuyamam… Zaten uykularım pimpirikli, iki saat uyusam, iki saat ayaktayım… Uyusam bu kez horultudan evde kimse uyuyamıyor… Onun için de hanım kaçtı kurtuldu… Ama ben her gece bu acaip rüyalar ve bersamlarla boğuşup duruyorum, bir yerlerin kıyısına gidip geliyorum.

Zaten burnum kırık. Sağolsun bir dost gençliğimizde bir kafa atmıştı. Bütün kemikler çökmüş. Ondan beri hiçbir doktor beni ameliyat etmeye cesaret edemedi… Doğru dürüst nefes alamıyorum. Onun için çekiyoruz işte…

Allah razı olsun, dedim değil mi davulcuya… Bu gece o kötü rüyadan davulcu kurtardı. Bakalım yarın gece ne olacak. Çünkü hemen her gecem karabasan… (O kadar da kötü değil canım, bazı geceler de “Blue Moon” da geçiyor..!) Blue Moon neresi derseniz, Erdek’liler bilir… Öyle bir lahmacun 50 TL sı değil. Dört dörtlük kahvaltı 10 TL.sı…

Uyandıktan sonra balkona çıktım. Oh be Allahım hayat varmış… O step havasından sonra, mis gibi gece yarısı serinliği, imbat, güzel geldi… (Şimdi İzmir’liler kıskanacak… İmbat sadece İzmir’de olur, diyecekler. Öyle olsun! Bu da bizim rüzgarımız. Hadi adı da Mimbat olsun!)
Nefes aldım. Bir iki nefes açıcı hareketler yaptım. Davullar bu yıl çifter çifter çalıyor. Biri ön sokaktan dolaşırken, öteki de arka sokaktan geliyor:  Eee ne de olsa karlı meslek… Bir ayda birkaç kez para topluyorlar.. Her tokmağı indirdiklerinde her pencereden para yağıyor. Erkeksen atma… Ondan sonra, davulun tokmağı, kafandan inmiyor… Güm güm de güm güm…

Bu gidişle milletin tümü davulcu olacak be… Düşünün bütün bir millet birer davul, birer tokmak almış, sokaklarda dolaşıp duruyor… Güm güm de güm güm…. Amma şenlik olur be… Hem böyle bir “Davul festivali” yapmaya ne dersiniz? Valla turistler için çok şenlikli olur. Zaten adamlar bizim her şeyimize hayran… Bir de üstüne üstlük, “Davul Festivali” . Gece saat 3.00 ‘de herkes kalkıp davul çalmaya başlıyor. Namussuzum, bu davulun sesinden, komşumuz Esad bile memleketini bırakıp, Rusya’ya kaçar. Ne oluyoruz, diye ! (benden de ne orijinal düşünceler çıkar. Bazen kendi kendimden korkuyorum…) Şuna bak. Davul festivali…

Davulcular, birer ikişer geçtiler. Daha davulcularla tanışamadık. Yoksa, birbirimize manı de söylüyoruz karşılıklı: Ben diyorum ki :
“Akşamdan pilavı pişirdim
Gene karnımı şişirdim
Çok mani diyecektim ama
Defteri yolda düşürdüm”

O’da cevap veriyor:
“Bak geldi etli dolma
Çok yiyip göbek salma
Üstüne bir kahve iç
Terâvihe geç kalma!”

Böyle karşılıklı atışa atışa sabah namazını ediyoruz.. (Çok fazla mı attık ne?)
Neyse, değerli okurlarım. Hayırlı Ramazanlar. Karnınızı Sahur ve İftar’da çok fazla doyurmayın, karpuzu da fazla yiyin, E mi.. Söz mü? Hadi kalın sağlıcakla

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..