Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '10

 
Kategori
Bilim
 

Ballısütüm

Ballısütüm
 

Doğadaki tüm canlılarda ortak olan biyolojik güdü, yavru sahibi olmakla birlikte, onun hayatta kalmasını da sağlamaktır.Bu amaca yönelik olarak annelerde , yavrusunun beslenme, büyüme ve gelişmesini sağlayan, özel yapılar oluşmuştur.Gelişmişlik derecesine göre, basitten karmaşıklığa doğru gidiş gösteren yapılar , hep aynı nedene göre yenilenmişlerdir .Memelilerde yavru beslenmesini sağlayan , süt salgılayan meme dokusunun ortaya çıkışı gibi .Memelilerden insana gelindiğinde süt verme, emzirme , yalnızca beslenmeyle sınırlıda kalmayacaktır . Beyin gelişmesi bebekte doğumdan sonrada devam eder.İnsanın bebeğine süt vermesi , beyin gelişimine direk etkisi nedeniyle , sonuç üretme açısından çok önemlidir. Annenin emzirme sürecindeki tutum ve davranışları bu açıdan önem kazanır.

Doğumda , bebeğin , 350cm küp olan beyin hacmi , sürekli artarak , erişkindeki hacme ilk 4 yaşta ulaşır.Yaklaşık 4 kat büyüme gösterir.En yakın akrabalarımızdan farkımız da , hemen , hemen bu özellikten kaynaklanır.Yani , doğumdan sonra beyin gelişmesine eşlik eden başın büyümesi.İnsan yavrusunda beyin gelişimi , ana rahminin dışında gerçekleşmektedir.( Aksi halde anne karnından çıkması mümkün olamazdı).Yeni doğan bebekte , Genomu'nun ortaya koyduğu 100 milyar hücre olmasına karşılık, erişkindeki 10 tirilyonu aşan sinaps bağlantıları henüz oluşmamıştır.Beynin alt sistemlerinin, (Evrimsel açıdan eski sistemlerinin) ve devrelerinin, yaşamsal öneme sahip devreleri önceden, kurulmuştur.Yaşamı , canlılığı sağlayan organlar çalışmakta dır. Bebeğin kalbi atmakta, kalp , kan pompalamaktadır, akciğer soluması yapılmakta , otonom sinir sistemi faaliyet de dir. Ancak akıl ve zihin, oluşması henüz yoktur.Davranışlarımızın , bu yapıların sayesinde oluştuğu üst beynin devreleri, henüz ortaya çıkmamıştır.Doğuştan mevcut diğer devrelerin katılımıyla hem fiziksel çevre ve hem de diğer yakın bireylerle etkileşimin birliğinde, oluşmaya henüz başlamaktadır. Yeni üst beyin devreleri(Neokorteks) , aşamalı olarak bebek gelşimini sürdürürken kurulacaktır.Bebeğin doğumdan sonraki en yakın çevresi annesi'dir. Annenin her türlü davranışı , bebeğin sinir devrelerinin nasıl şekilleneceğini belirler.Her dokunuş , bir devre her ses , başka bir devre her tutum , daha başka bir devre demektir.Bebek anne memesinden süt emerken, bir anlamda sevgi , şefkat, ilgi ve özen le ilgili girdileri de emiyor denebilir. Meme başının sert 'ce geri çekilmesi bile , ilerde güven duygusunu olumsuz etkileyebilmektedir. Anne teninin sıcak ve yumuşak dokunuşu, sevecen ses tonu , daima gülümseyen yüzü , bebeğin beyninde sinaptik bağlantı kaydı demektir.

Annenin bebek üzerindeki etkisini ne kadar abartsak azdır.Süt verme, beslenmeye yönelik iç güdü olarak varlığını diğer memelilerle aynı şekilde annedede gösteriyor olsada , insanda , anne sevgisinin eklenmesiyle ilgi ve bakımın da simgesi haline gelmiştir. (sevgi ;ilgi ve bakımın sevilen kişi ve nesneye yönelmesi olarak tarif edilmektedir.) Erich Fromm ;sevme sanatı adlı yapıtında, "bal , yaşamın tatlılığının, yaşama sevincinin, yaşarken mutlu olmanın simgesi dir ".der .Sütün ilk sevgi unsuru olarak zaten verilmesi yetmez, ilave olarak annenin, ballı süt vermesi önemlidir ona göre.Yani mutlu ve huzurlu anne olmak önemlidir , salt süt vermenin yanısıra.Yaşam sevincini , mutluluğu kendi içinde yaşayan anne emzirirken aynı vücut halini, yani hislerini çocuğa bulaştırmaktadır. Huzursuzluk, stres nasıl bulaşıcı ise sevinç , mutluluk , huzur da bulaşıcıdır. Bebeğe yansır. Hem de değiştirmek için, daha sonra yoğun ve devamlı çaba harcanmazsa , kalıcı olarak. Belleğe yerleşmiş halde. Bebekliğinde yanlız süt emenle, ballı süt emen kişiler, yetişkinler arasında , hemen fark edilir. Öz güveni gelişmiş , duygularının farkına varıp, onları idare edebilen, empati gösteren , arkadaşcanlı, çevresinde sevilen, başarılı, . zeki kişilerdir bunlar.Çocukta kişilik, başta anne olmak üzere daha sonra baba ve yakın çevrenin desteğiyle oluşur .Çocuklukta, yeterli ölçüde sevgi , onay ve teşvik almak, olgunlaşmış üstün vasıflı erişkin olmayı sağlar.İyi diye nitelen insan tipini oluşturur.

Benim dileğim, toplumun büyük çoğunluğunun bu yapıda erişkinlerden oluşmasıdır. Ben sadece "sütümü değil, ballısütümü" veriyorum diyebilen annelerin çoğalmasıyla oluşacak, sevgi, empati dolu , huzurlu, gergin değil uzlaşmacı .Her tür savaştan uzaklaşıp, barışa evrilmiş bir toplum .İşte benim bir çocuk doktoru olarak özlemim .

 
Toplam blog
: 18
: 1153
Kayıt tarihi
: 24.03.10
 
 

Gaziantep 1948 doğumluyum. Çocuk Doktoruyum Evrimsel Biyoloji ile ilgileniyorum. Populer bilim ve tı..