Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '07

 
Kategori
Anılar
 

Bana bu kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim....=)))

Bana bu kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim....=)))
 

Anılar. Anılar insanların yaşamlarından ayırıp yırtamadığı, atamadığı tek yaşam tanığıdır. Hatırlamamızı sağlayan bu anı olayı bizi durup dururken taa gerilere eskilere yollayıverirler. Çocukluğumuza iniveririz psikolgların dediği gibi. Taa en alt kattaki bodrum çocukluğumuza, eski mistik yılların bulunduğu anılar katına iniveririz.Burada kimseler oturmamaktadır artık. O eskidendi. Kapıcı katı boştur artık. Oysa neler neler yaşanmıştır o tatlı geçmişlerde değil mi insanlar. İnsan hatırlayınca ya gözyaşları akıverir de seloluverirse. Ya yüzme bilmiyorsak anılarımızda.Can yeleğimiz düşlerimizdir artık. Orada boğulmuşuz boğulacağımız kadar.Yüzeyde kalmaya direniş gösteririz en balığından...

6 Kasım akşamı televizyonda bir film vardı ve beni çoook sıktı en kayışından =)) Adını vermiyim kanalın şimdi ne yapacaksınız ki ?Şimdi oyunculara ayıp olur yüzlerine vurmak olmaz en şamarından =)

Filmi seyrederken de acaba bunu bloğuma nasıl yansıtabilirim diye de kafam da bir konfigürasyon tasarlamaya çalıştım.Konsept hesabı.Ama oğlum Furkan ile bunu başarmam biraz zor oldu nedense.Çocuk özlemiş akşama kadar babasını, babası da gelmiş seyrettiği filmi kağıda döküyor en " kalbin kadar temiz sayfayı " kadar.=))Okuldan ayrılırken milletin birbirine hatıra defteri yazdırma muhabbeti vardı di mi = =))) Ne serseri bir aktivite ya=)) Hep de aynı laflarla başlardı he.Yani resmen diğerlerinin yazdığı sayfalardan sanki copy+paste yapılmış =))Sanki defterin sahibi anlamayacak.Hadi leeen =)))Seni korsan seniii en sidiiisinden =)))

" Bana bu kalbin kadar temiz ve deterjanla yıkanmış ya da daha önceden burada birşeyler yazıyormuş da sen silmişsin, ama silginin parçacıkları kalmış sayfayı ayırdığın için Allah senden razı olsun canım arkadaşım." gibi saçmalıklar nüansı bir vedalaşma yöntemi vardı.Baş harfleri illa bir mesaj bırakacak yani.Okuyanda " aaaaa burada adını yazmak istemiiiiiiş =0 " gibi bir şaşkınlığın yüzümüzde biranda belirmesi tasarlanmıştır.=)))

Ya da sevgi ile , aşk ile alakalı olursa okuyanın gözüne gözüne sokmak için baş harfler irice ve gocaman gocaman yazılırdı.Çok eskilerde kaldı tamam romantikti ama bırrakın artık be kardeşim bu niyazi olmuş eskiviteleri =)) ( eskide kaldı ya aktiviteyle birleştirdim eskivite oldu ) =))))Bu, kız işi japon işi bunu yapan tek kişi olayıdır.Erkeklerde karışırdı ya.Çok gülerdim.Sen ne karışıyon len.Kız vedalaşmasına.Erkek ol oğlum biraz.=) Diğer bir vedalaşma ve anı bırakma stili de okul gömleğine tükenmez kalemle şiir, isim, imza, laf yaz izi kalsın, ve bilimum bi o kadar yazı topluluğu karmaşıklığının gömleğin üzerine art edilmesi ( burada "art" arka anlamında değil The art = sanat meanasındadır) =))) şekliyle uygulanmasıdır.Bu sanat hiçbir tarihte uygulanmamış olup ne Rönesans ne de başka bir evrede günyüzüne çıkamamıştır. Tamamen bizim uydurmamızdan başka birşey değildir.Rönesans döneminde bazı sanatçı isimler vardı.Michalengelo, Raphael, Donatello ninja kaplumbağalar ekibi vardı.Bunlar halkeğitim mezunudurlar.Fransa Meslek Edindirme Kursunu başarıyla bitirip sertifikalarını almışlardır.İşte dediğim gibi okul bitince gömleklerimizi böyle heba ederdik.Sonra annelerimiz haberimiz olmadan bu gömlekleri yıkayınca bütün yaşadığımız o aktivite feci şekilde can verirdi...........Acaba hala o eski günlerdeki saçmalıklarımızı hatırlayan var mı?En unutkanından........

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..