Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '12

 
Kategori
Deneme
 

Bana dokunmayan yılan 1000 yaşasın mı?

Bana dokunmayan yılan 1000 yaşasın mı?
 

Bana dokunmayan yılan 1000 yaşasın! diye avutsan da kendini... O yılan eninde sonunda seni de sokacak. Kolla gerini!...


Sana dokunmayan yılan 1000 yaşasın mı güzel okuyucum? Senin cevabını beklemeden, ben hemen kendi cevabımı yapıştırayım sana: Bana dokunmayan yılan 1000 yaşamasın! Hatta hemen ölsün!

İnsanları, toplumları öldürmenin, yakıp, yıkıp, yok etmenin en kestirme yolu, önce bireyi yanlızlaştırmak, sonra da toplumu yanlızlaşmış kimsesiz, çaresiz, yapayanlız bireylerden oluşturmaktır.

"Bana dokunmayan yılan 1000 yaşasın!" diyebilen bir kişi:

Ölümüne bencildir. Kendinden ve çıkarından başka bir şey gözetmez. Hastalık derecesinde ben merkeziyetçidir. Komşusu açken, tok yatanlardandır. Ve en acısı da... Böyle davrandıkça, sıranın eninde sonunda kendisine geleceğini bilemeyecek kadar kör ve ahmaktır.

Ne oldu da, en büyük toplumsal özelliği dayanışma olan biz Türkler, "Bana dokunmayan yılan 1000 yaşasın!" diyebilen bireylerden müteşekkil olduk? Hiç düşündün mü sen de güzel okuyucum? Düşünmediysen eğer, gel birlikte düşünmeye başlayalım istersen:

- Son 52 yılda 3+1 darbe gören bir toplum, elbette "Bana dokunmayan yılan 1000 yaşasın!" diyecekti.

- Siyasetten, düşünmekten, ülke sorunlarına kafa yormaktan hızla ve kasıtla uzaklaştırılan bir toplumun, apolitik bireyleri; dayanışma nedir? bilemezdi ki tabi!...

- Modern hayatın, tüketim toplumuna dönüşmenin insanlık ötesi sancılarıyla cebelleşmek zorunda bırakılanların; yılanlarla mecburen dost olmaktan başka çaresi kalmış mıydı?

- "Bizi", "toplumu" yerin 7 kat dibine sokarken, devleti ve yerleşik düzeni bu derece aşağılarken birileri, kasıtla ve ısrarla; insan, bireyci, çıkarcı, ben merkeziyetçi olmayacaktı da! Ne olacaktı sanki!...

Toplum, milyonlar, ne olduğu, neye hizmet ettiği gittikçe bulanıklaşan, sadece hedefe ulaşmayı ve ne olursa olsun, makyevelist  bir anlayışla bile olsa, BAŞARI TANRISI'na tapar hale getirilirken; "ben olmak" "biz olmak"tan misliyle fazla taraftar bulmayacaktı da! Farklı bir şekilde mi davranacaktı insanlar?!!

" Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin! " türünden paranoyaklıklar, neredeyse ana rahmindeyken bilinçaltına kazınanlar; nasıl olacaktı da, " Biz " diyebilecekti sanki?!!

" Bana dokunmayan yılan 1000 yaşasın! " diyebilen bir zihniyet; sıra kendisine gelene kadar, herkese tek tek dokunan malum güce, er ya da geç teslim olmak, esir olmak zorunda değil mi?

Çok kısa vadeli, hatta günlük çıkarlarımız ve bencilliğimiz yüzünden, "Bana dokunmayan yılan 1000 yaşasın!" Demektense... "Bize dokunan yılan, hemen şuracıkta ölsün!" diyebilmek, hep beraber; çok daha akıllıca bir davranış, çok daha zekice bir toplumsal tercih olmaz mı; sana kalırsa da?

Varsa yanıldığım bir nokta; hadi yaz da tartışalım; oturup seninle başbaşa. Ne dersin ha? Ne dersin benim güzel dostum? 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..