Bana gelen mektuplar

Eskiden mektuplar vardı, dost ve dostluk üzerine yazılan mektuplar. Gençler arasında yazılan sevgi dolu, özlem dolu aşk mektupları vardı... Köşeleri yanmış, çiçekli, renkli mektupların yeri ise daha başkadır. Ya asker mektupları " yüksek bir Türk gencine" diye başlayan, hasret yüklü, gurbet ve sılayı çağrıştıran, tütün kokulu mektuplar, manili, türlü, şiirli gurbet ve sıla kokan mektuplar. Şimdi buların sayısı çoktan azaldı. Zamanın teknolojisi bunları da alıp götürdü, bir kenara atıverdi. Tüm bunlara ağmen (karşın) sanat ve kültür dünyamızda mektupların yeri her zaman vardır. Aslında mektuplar, çağımıza ışık veren , ayna tutan birer tarihi belgesel nitelik taşıyan en güvenilir eserlerdir.Geçmiş tarihimizin aydınlanmamış izleri bu mektuplarda saklıdır.

Sanat ve kültür yaşantımızda bana gelen mektupları bir dosyada saklıyorum. Çünkü mektupların çoğu geçmiş günlerimize tanıklık eden blrer belgedir. Ben bu mektupları bir kenara atmıyorum. Zaman zaman bana gelen mektupları alıp okuyorum, okudukça da haz ve mutluluk duyorum.. Aydın Eski Milletvekillerimizden Sayın Mustafa Kemal Yılmaz bir sözünde şöyle diyor: Var mıdır mektup gibisi, mektup olsun da çamurdan olsun?" ve sözlerine devam ediyor: " Mektuplar el yazı ile yazılmalıdır, en güzel mektuplar el yazı ile yazılan mektuplardır, bu kişiye olan saygının ifadesi demektir" diyor. İşte bu mektuplardan biri de asker şairlerimizden şair ve yazar emekli general Sayın Fazıl Bayraktar'ın bana izmir'den gönderdiği zarif ve has duygulu bir mektubu vardır.Zahmet edip bizzat kendi el yazısıyla kaleme aldığı 05, 11, 2009 tarihli mektubunu sizlerle de burada paylaşmak istiyorum.

Ben daha önce Sayın Fazıl Bayraktar'dan bahsetmiştim. "PAŞA PINARI" adını taşıyan şiir kitabını tanıtırken, Sayın Bayraktar'an uzun uzun söz etmiştim. Bu tanıtmadan dolayı Sayın Bayraktar bana bir mektup yazmışlardır.Yakın ve sıcak ilgisinden dolayı özellikle teşekkür ediyorum.

Şimdi bana gönderdiği çok değerli ve manidar bulduğum değerli mektubunu aynen sunuyorum.Daha doğrusu sizlerle paylaşmak istiyorum. Buradanda Sayın Şair Fazıl Bayraktar' a selam ve saygılar sunuyorum.

İzmir-05.11, 2009

Aziz Kardeş,

Söke Ekspres ve Güney Hakimiyet (Adana) gazetelerinde yayımlaylanan güzel yazılarınız ve layık olmadığım övgülü sözleriniz için teşekkürlerimi ifade ederek merhaba diyorum.

" Güney Hakimiyet" lebalep Mardin haberleri ile yüklü, Adnan Avuka'yı Mardin'de görev yaptığım yıllardan tanırım. İyi gazetecidir. Haberlerin çoğunda onun adı var. Mardin'e gitmiş gelmiş, gibi oldum. Aradan 27 yıl geçti. Ben oraları unutmadım. Belki Adnan Avuka da beni hayal- meyal anımsıyordur. Sayenizde sıla-i rahim yapmış gibi oldum. Tekraren teşekkürler.

Evliya Çelebi' den ve Katip Çelebi'den farkınız yok maşallah. Hem geziyor, hem yazıyorsunuz. Üretkenliğinize gıpta etmemek mümkün değil, "dostluk" gibi izafi değerlerin itibar görmediği günümüzde sizin gibi bir kadim dosta sahip olmak herkese nasip olmayan bir ayrıcalık.

Sizi kucaklıyorum.

Ağabey şefkat ve muhabetilyle gözlerinizi öpüyorum.

Tekraren tekraren tekraren teşekkürlerimle.

(imza)

Fazıl BAYRAKTAR

Emekli General / İZMİR