- Kategori
- Güncel
Bana göre doğru başkası söylerse yanlış
Çoban Olmak
Bizim gündemimiz ve tartışmalarımız eksik olmaz ülke siyasetinde. Normale bıraksalar siyasilerimiz bu konuları aile olarak ve toplum olarak hep gündemimizde zaten.
Çocuklarımızı adam gibi yetiştiremediğimiz, geleceklerinden hep endişe ettiğimiz ve hatta bu öyle bir noktaya gitmiştir ki daha doğdukları andan itibaren bir müdahale ve bizim istediğimiz çerçevede yetişmesini beklediğimiz ama bunu bir türlü başaramadığımız bir gerçeğin tartışması.
Saldım çayıra mevlam gayıra ya da senin arkadaşını da seçerim geleceğini de gibi durumların içerisindeyiz. Ahlak anlayışını hiç demiyorum. Bu kelimeyi kullanırken bilinçli seçiyorum. Zira kendimize gelirken asla yalan söyleme, aldatma, ihanet etme, sırtından bıçaklama vb. gibi bir çok terimleri araştırarak insan seçmeye çalışırız.
Başkası ya da toplum onu ilgilendirmez. Bırakın kendi yağında kendisi kavrulsun. Benim başıma gelmesinde kimin başına ne geliyorsa gelsin.
Yazdıklarım çok saçma gelmiş olabilir. Ama şu gerçeği düşünmek lazım. Toplum yozlaşmaya, ahlak anlayışı yumuşamaya, saygı ve sevgi anlayışı nefrete dönüşmeye başladı. Batılılaşma derken ilim, fen ya da sosyal adalet değil nerede ahlaksız ve yozlaşmış kültür var ise onu almaya başladık. Yaşam tarzımız, eğlence anlayışımız, ahlak anlayışımız komple değişti.
Söylemeye dilim varmıyor. Ama kim kimle ve nerede artık umurlarında değil. Sonra ortaya Gazete manşetlerinde yok kesildi, parçalandı, dövüldü, hunharca katledildi gibi haberler çıkıyor. Ya da ... terör eyleminde öldürüldü veya yakalandı.
Yazık değil mi ülkemize, toplulumuza, ailemize, bizlere. Biz böyle değildik. Bırakın aileyi biz birbirimizi koruyup kollardık. Ellerimizden tutardık. Varlığın, yokluğun, birlikteliğin farkına hep birlikte varırdık. Kendi kabımızı kırdık batı kabında nereye gittiğimiz belli değil. Bizleri bırak gençlerimiz kaybettik. Şimdi kime geldi.
Unutmayın esaret veya ülkenin yok olması sadece savaş ve toprak kaybıyla değil kimliğimizin, kültürümüzün, özümüzün ve benliğimizin kaybıylada olur. Esir düştüğümüzde bir ülkenin kölesi oluruz. Ama benliğimizi ve özümüzü kaybettiğimizde bir çok ülkenin kölesi oluruz.
Toplum olayları siyasi açıdan değil sosyal ve kültürel açıdan değerlendirmeli. Siyasi nefret bir de bakmışsınız ki arkanızdan gelen selle bir çok değerlerinizi alıp denize dökmüş olacaktır. Bunun sigortası da yok ki geri alasınız.