Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '21

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Bana Göre...

Yaşadığımız şu son 17 günlük zorlu ve bunaltıcı "kapanma" süreci sonrası, bu her şeye karşın, yetenekleri gömülü, sevgi, saygı ve insani erdemleri gizli, özgürlükleri kısıtlı, özveri ve iyilikleri ise ödülsuz bırakan hüzün ve kaygıların geride kaldığı (u)mutlu günler dilerim herkese..Yurtta ve cihanda her kim hala nerede ve nasıl bu şekilde "kapatılıyorsa", onlara da...

Saydığım bu gizli, kısıtlı ya da gömülü erdemler arasında yaşamı katlanılır kılma, zaman zaman da -tuzu kurular için- renklendirme hususunda başat rolü olan "sevgi" konusunda -hoşgörü ve anlayışınıza sığınarak- biraz edebi kelam edeceğim...Tabi ki, "Bana göre";

Dıştan gelir o der çoğu, Evet, bakışlardan... Hem masum hem de dişi olabilen bakışlardan. Ya da nemin buğusundan, dudaklardaki... Oraya yağmur sonrası gibi sinen. Veya bir sesin tınısından da sever insan; şelaleler gibi coşkulu ezgilerle akan...

Ama, içinden doğru sever aslında, arzular insan. Kimi gösterir, saklar kimileri çoğu kez... Hadi gel, göster bu sevgiyi içimde, nerede dese yar, tutar, o derin kalbindedir dersin... Durmaksızın, gümbür gümbür atan yüreğinde...

İşte o vakit, kızaran çehresinde ter olur damlacıklar... Önce 'utanma' dersin bu duruma ama anlarsın sonrasında, aslında akan yağmuru ve özsuyudur içte yeşeren o nadide sevginin...

Bağrında desen yâre, üşümüş gibi ürperir sanki, azıcık öne taşırdığıç uçsuz bucaksız bir düzlükten bir gelincik tarlasıyla ayrılmış o bağrındaki diri ve narin tepecikler titrer...

Ve o ürperti yerleşir, onu bir boşluk gibi saran hüznüne zaman zaman... Titrek ve çekingen kılar onu, öylece... Ele avuca sığmaz (zam)anlarının dışında, o nadir sessizliğinin gölgesinde, bazen sığındığı kaybolduğunda, üzerine kırmızı karanfiller bıraktığı  gölge hüznüne... Ama içten içe el sallayarak yine de emekle büyütülmüş, hak edilmiş bir sevginin neşeli çığlıklarına da göz kırparak...

Bilinmez aslında niyedir kuytu köşelerindeki onca gizli hüzün ve korku? Yetileri gömülü, erdemleri gizli, iyilikleri de ödülsüz bırakan bir hüzün ve korku... Belki, yaşamın zaman zaman daha da depreşen acılarına, sıkıntılarına, belirsizlik, adaletsizlik ve hoyratlığına karşı bir tepki... Belki de bu garip ve kısa hayatın derin ve gizemli sularına aşksız, se(v)dasız  giril(e)meyeceğini bildiği içindir. Oysa kendine tuhaf ve kibirli bir dünya inşa etmeden oradan, o karanlık kuytu köşelerinden çıktığında, deniz feneri -ya da Zuhal yıldızı- gibidir o soransız sevdası... Yaşamın derin, deli ve karanlık sularında ışıl ışıl elâ gözlerinin ve bembeyaz teninin aydınlattığı, yön verdiği...

Ey sevgi, ne güzel, içimizden gelensin ve hep içimizdesin. Çok narinsin, özelsin ve bizlerlesin. Bizi hiç bırakma e mi! Yoksa her ikimizi de çok üzersin. Tüm sevenleri de...

İ. Ersin Kabaoğlu,

17 Mayıs 2021, Pazartesi

Ankara

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..