Bana küçüklüğümü anlat anne! ..

3 yaşında konuşmaya başladığında ilginç diyaloglarımızı not almıştım. Çocuğun olduğunda sana verecektim. Ama o kadar bekleyemedim. Diğer çocuklar da annelerinin anlatacaklarından mahrum kalmasın diye. Küçük bir görev.Bir nevi toplum görevi.

GÜZ'ÜM

Güzün, sararmış yaprakların üzerine düşerken damlalar,

Ürperirken yapraklar, ılık ılık yağmurdan,

Zifiri karanlıkta haber saldın alelacele,

Tam da Antika Pazarı'na gidecektik seher vaktinde.

Oradan da Ankara Kalesi’nde bir Konağa,

Yemek yiyecektik, sen ve ben ve baban ve ablan,

Gelegeldin apansız,

Umulmadık bir anda, bir sonbahar sabahında..

Nadide kır çiçeğim, nergisim, çiğdemim, yavrum!..

Biliyor musun hala gidemedik..

Sen 9 yaşına bastın.
Ne Antika Pazarı’na, ne de Ankara Kalesi’ndeki Konağa hala gidemedik.

Yaşamımızı o kadar doldurdun ki..

Güz 3 yaşında iken aramızda geçen diyaloglar:

Anne : "Oğlum buzdolabının karşısından çekil artık. Neredeyse bir saat oldu."

Güz : "Hayır anne, ben bunları seyrediyorum."

X X X

Anne : "Oğlum telefonla oynama, numaraları çevirirken karşına Cumhurbaşkanı çıkabilir."

Güz : "Olsun. Ben de zaten onu arıyorum."

X X X

Güz : "Anneciğim gerçekte "ÇEK" var mı?

Anne : "Evet yavrum."

Güz : "Peki "ÇEK" yazıp verirsem, marketten bana istediğim şeyleri verirler mi?

X X X

(Güz 4 yaşında iken not almamışım.)

Güz 5 yaşında iken aramızda geçen diyaloglar:

Anne : "Oğlum burnunu karıştırma, dur peçete vereyim.

Güz : "Hayır anne, bana parmak gerekiyor."

X X X

Güz : "Anneciğim ben nasıl doğdum? "

Anne : Ben de olayı evliliğimizden alarak anlatmaya başladım. Beni büyük bir heyecanla dinledi ve;

Güz : "Peki anneciğim sonra evlendiniz mi?

Güz 6 yaşında iken aramızda geçen diyaloglar:

Güz : "Selin abla bu ayakkabıyı bana yeni aldılar. Biliyor musun diğer teki de aynen buna benziyor!.."

X X X

Güz : "Anneciğim bugün okullar tatil mi? "

Anne : “Hayır oğlum!"

Güz : "Ama ben bütün gece tatil olması için dua ettim."

X X X

Güz : "Anneciğim; Şimşek, Havai Fişek ve Şampanya birbirine karışırsa ne olur? "

Anne : “ ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! "

X X X

Güz’ün ayağına oynarken çivi batmış. Hemen bir sağlık kliniğine gittik.Güz iğneyi görünce kıyametleri kopardı. Bütün yalvarmalara rağmen sonunda pes etti ve;

"Tamam ya, tamam hadi yapın!"

Hemşire : "Bak Güz, 3'e kadar saydığında bitmiş olacak."

Güz : "Tamam dedi ve başladı; 1, 2, 3, 4, 5, 5, 5, 5, 5 dedik ya!.."

X X X

Güz : "Anneciğim, ben nasıl doğdum? "

Anne : “? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? "

Güz : “Tamam anne tamam zorlanma, ben nasıl doğduğumu biliyorum. Televizyonda izlemiştim."

X X X

Güz’ce bir kaç kelime:

Az : Yeter değil

Kaldırım : İnsan yolu

Madeni para : Sert para

Uyandırıldığında : Rüyamı bozdun anne.

Üşüdüğünde : Anneciğim ben soğudum.

X X X

Güz 7 yaşında iken aramızda geçen diyaloglar:

Güz’ü bu akşam yatırırken ben de biraz yanında yattım. Yaramazlıkları had safhada idi. Her yerden şikayetler gelmeye başlamıştı. Biraz konuşmak istedim.

Güz : "Anneciğim defterim doldu."

Anne : “Oğlum ben çantana yeni defter koydum."

Güz : Güldü.

"Anneciğim o değil, senin söylediklerini yazdığım defter.."

Anne : " ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! "

X X X

Anne : "Güz bugün babanın doğum günü. Akşam pastasını keseceğiz."

Güz : "Küstüm sana anne, neden daha önce söylemedin, hediye

alırdım."

X X X

Güz’ün Öğretmeni Velinin imzalaması için izin kağıdı göndermiş. Bugün aşı olacaklar.

Çantasına baktığımda Güz’ün o kağıdı imzaladığını gördüm.

(Aşı olmak istemiyor. Güz)

X X X

Güz : "Anneciğim bu akşam senin kocan yok, ben senin kocan olabilir miyim? "

X X X

Güz bu akşam çok mutlu!

Mutluluktan şarkı söylüyor.

"Ben çok mutluyum!

Hayat çok güzel!

Yaşamak çok güzel!

Annemi çok seviyorum.

Babamı çok seviyorum.

Ablamı çok seviyorum.

Onlar öldüğünde ben onları tamir ederim.

Lay lay lay !..

X X X

Bu günlerde gündemde "Keskin Bıçak" şarkısı var.

Güz şarkıyı şu sözlerle söylüyor:

"Yarim Keskin Çatal!.."

X X X

Güz 8 yaşında iken aramızda geçen diyaloglar:

Güz : "Anne, anne bak!

"Gecekondu"yu silmişler, yerine "Gecekoydu" yazmışlar.

X X X

Anne : "Güz ne kadar çok kaşınıyorsun. Seni kaşımaktan sıkıldım. Ben ne düşünüyorum biliyor musun?

Senin boyutlarında içi boş ve her tarafı tırnaklı bir alet yapmayı planlıyorum. Kaşındığın zaman içine girersin, o seni kaşır."

Güz : "Anneceğim, farzet ki şimdi sen o aletsin.."

X X X

Güz’ün akşam defterini kontrol ettim.

Öğretmenin sorduğu sorulara cevabı:

Soru : Öfkenizi nasıl yenersiniz?

Cevap : Öfkelendiğim kişinin üstüne çıkar, zıplarım, zıplarım, zıplarım, zıplarım, zıplarım…

X X X

Amacı öğrenciye demokrasiyi öğretmek isteyen bir performans ödevi.

Soru : Aile büyükleriniz demokrasi hakkında evde ne konuşuyorlar.

(Bir an önce ödevini bitirmek isteyen oğlum hadiseyi uzatmak istemiyor.)

Cevap: “Evde aile büyüğü olmadığından hiç bir şey konuşulmuyor.”

X X X

Öğretmeni değişiyor, yeni gelen öğretmen Güz’ün düzensizliğinden, şiddet kullanmasından, kurallara uymamasından şikayetçi. Bir uzman yardımı almamızı öneriyor.

Psikiyatri merkezinden randevu alıyoruz. Oğlum öğretmenine gidiyor ve; “Öğretmenim ne söylediniz bizimkilere, amma abarttılar. Doktora götürecekler beni” diyor.

X X X

Babası oğluyla konuşuyor, şiddete meyilli olmasının nedenlerini öğrenmek istiyor.

Baba : “Oğlum, okulda seni rahatsız eden birisi var mı? ”

Güz : “Evet var.”

Baba : “Kim? ”

Güz : “2A, 2C, 2D, 3B, 3C, 3D, 3E sınıfları.”

(3A kendi sınıfı) (2B arkadaşı var)

X X X

Sevgili Güz,

Şu gerçeği unutma!

Tek önemli vakit vardır. İçinde bulunduğun an. O an en önemli vakittir, çünkü sadece elinden bir şey gelebilir. En önemli kişi o an beraber olduğun kişidir, çünkü o kişiyle tekrar görüşebileceğini bilemezsin. Ve en önemli iş iyilik yapmaktır, çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin tek sebebi budur. (Tolstoy’dan)

Sevgiyle kal!..

Annen.