Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bana ne kaldı?

Bana ne kaldı?
 

Bugün Facebook hesabımı donduralı sanırım bir haftayı geçti. Bir buhran anında, ani bir kararın kurbanı oldu. Başarılı bir girişim olduğunu anlıyorum. Facebook merak uyandırıyor, üzüntü kapılarını ardına kadar açıyordu benim için. Ayrıca en çok da vaktimi kısıtlıyordu. Facebooktan kalan zamanlarda işlerle ilgilendiğim için bunun ne demek olduğunu gerçekten iyi anladım.

Bana ne kaldı? Hala o içimi arada gıdıklayan merak hissi ama en azından görmediğinde gönül katlanabiliyor modundayım. Vaktim gerçekten arttı. Bir şeyleri okumak için daha çok zamanım oluyor. Daha sakin saatler, düşünce yapımda net bir aydınlanma…Ve insanlarla iletişim için açlık.

Birkaç kişinin daha dondurduğunu duydum ve gerçekten sevindim. Her zaman geçmişe olan özlemim de bunları yapmaya çekiyor beni aslında. Facebook yokken nasıldı diye sorup duruyorum. Bir dönem cep telefonu yokken ne yapıyordum diye sorduğum gibi. Şimdi de mesela en çok insanlarla bir kere telefonlaşıp, iki gün sonra çat diye buluşabilmek. Harika oluyor inanın bana.
Mesela eskiden insanlar daha mı mutluymuş ne? Uzaklaşmışlık var sanki toplumda. Keşke birbirimizi daha iyi tanıyabilseydik de anlamakta zorluk çekmeseydik. Bir ilginç örneğe denk gelmiştim. Gelişen teknoloji ile ilgili fakat benim bu konuya uyarlayabilmem mümkün. Şimdi her gün bir adamı durakta görüyorsunuz ve ciddi anlamda bir aşinalık oluyor. Bir gün geliyor size soruyorlar, ya şu köşedeki adamı tanıyor musun? Siz de hemen atlıyorsunuz, evet kahverengi paltolu adam, çok iyi biridir, her gün burada görürüm. Nerden biliyorsunuz ki iyi olduğunu? Bu örneği veren kişinin yeni ve daha geniş datalar toparlamanın önemini belirtmekti. Siz de mesela bazı insanları Facebook’tan takip ediyor ve çok şirin, hovarda, zengin, eğlenceli biri gibi tanımlayabilirsiniz. Ama resimler hep aldatır insanı. Sanki bilmiyorsunuz, siz bile resim çektiriyorsunuz da sonunda kendinizi tanımakta güçlük çektiğinizi. Bana anlatmayın. Hele ki hep ifade etmek istediğim bir şeydir bu, yeri gelmişken söyleyeyim. Hani her şeye uyarlanabilen bir söz var, silah çıktı mertlik bozuldu diye, ben de bunu güneş gözlüğü çıktı şeklinde adapte ediyorum. Hele ki şu geçmiş yılların modası büyük gözlükler yok mu? İnsanı ne kadar değiştiriyormuş. Keşke çıkarmasaydı durumları anlayacağınız… Ya da Nip Tuck kurguları…

Hakkını da vereyim, bazı insanlarla sınırlı iletişim kurmak istediğiniz için harika bir ortammış. Bazı mesajları da sakladığınız için iyi bir sırdaş. Resimleri arşivlemek için güzel bir hafıza. Bir boşluğa düştüm de nedeni biraz plansız yaptım bu işi, açıkta kaldım işte. Ani kararlar olmasa hayat nasıl yön değiştirir ki… Ünlü başarılı liderler hissi olarak yaparlar bu hesap kitabı ve çat diye yola çıkarlar… Ben de öyle yaptım ve pişman değilim. Belki de yakında geri dönerim ama eski önemi veremeyeceğimden eminim. Vakit nakittir. Hele ki benim gibi üzerinizde yılların yorgunluğu olduysa, vakit daralıyor demektir. Ölmekten korkmamak konusunu da ayrıca size yazarım. Sadece gelişini beklemek sıkıcı…

Yine kafam dağıldı fark ettirdim size de. Kapadım işte, birçok şeyi onun soyut zindanına hapsettim. Rahatım eskisinden, huzurluyum. Evrenle aram düzeldi, herkese söyleyecek bir şey, konuşma başlatabilecek cümleler bulabildiğimi fark ettim. Ben insanları seviyorum. Çabam cennete gitmek için. Siz de en azından bir deneyin, benim kadar rahatlayacak mısınız?

 
Toplam blog
: 52
: 507
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Yeni mezun bir maden mühendisiyim. Yükseklisans yapıyorum. Bunun yanında, kalkınma antropolojisi, ci..