Bandırma 3 : Cin Çukuru

Bandırma, hemen Kapıdağ’ın karşısında, güzel bir koyun dibinde, deniz kıyısında kurulmuş küçük güzel bir kenttir. Fakat kuruluş yeri oldukça engebeli, oldukça tepelerle dolu bir yer olduğu için Bandırma’da yaşlı, güçsüz insanların dolaşması kolay değildir. 

Kenti karpuz gibi ikiye ayıran bir vadinin her iki yanında kentin iki yakası yer alır. Anlatıldığına göre , tarihte buralar bağlık bostanlıkmış ve sessiz sakin yerlermiş.. Bostanlar arasında kuyular varmış… Niye “Cin Çukuru” demişler orası biraz meçhul. Fakat söylentilere göre bu sahanın altında Bizans döneminde yapılmış çok büyük mahzenler, yeraltı geçitleri ve yollar varmış. Bir söylentiye göre de, buradan bir yeraltı nehri geçiyormuş. Cin çukuru nedir? Her halde bir antik öyküsü var ama , biz dinleyemedik… 

Sonradan buraya Devlet büyükçe bir Stat kondurdu… Stat dediysem, kıytırık bir Futbol Sahası… Doğru dürüst ne soyunma odaları var… Ne bir şey… Fakat hatırladığım kadarıyla , burası Bandırma’lıların hafta sonu ziyaret ettikleri en makbul yerlerden biriydi. Yerel Lig maçları oynanırdı ; halk da bu maçları büyük bir heyecan içinde izlerdi. Hemen her maçta saha dolardı. O zaman Ersin Ceyhan’lı ; Kasap Tamer’li, Recep’li “Etispor” bu statın kralıydı… Ondan sonra 17 Eylül ve diğer takımlar gelirdi… Çok güzel maçlar izledik bu sahada… Daha sonra Futbol Saha’sını aldılar , Pirenlik Kırı’na , 600 Evlere taşıdılar… Müthiş rüzgar alan, topu aldığı gibi bir kaleden öteki kaleye taşıyan ; öylesine bir sahadır ki ; kışın burada Futbol maçı seyredenler, verem olmadan vede donmadan eve dönerlerse, analarının iyi çocuğu sayılırlar… 

Şimdiki futbol sahası böyle bir yerde olduğu için kimse futbol maçlarını izlemez olmuştur ; genellikle Bandırmalılar artık Bordo –Beyaz’lı (Banvit) Basketbol takımlarıyla gurur duymaktadırlar ve basket maçları genellikle kapalı salonlarda oynandığı için, o maçlara gitmeyi tercih etmektedirler… Böylece Bandırma Futbol Takımı’da yıldan yıla ikinci lige, üçüncü lige düşmüş; son zamanlarda yavaş yavaş kendini toplamaya başlamıştır ama Basketbol karşısında ne yazık ki , burada 2-1 mağluptur… 

Bandırma Belediyesi tarafından 25 yıldır atıl durumdaki Çinçukuru’na yapılması planlanan kentsel gelişim projesi yıllardır yerinde sayıyor. Güzel bir plan hazırlanmış, maketi var, ama herkes bakıp bakıp geçiyor. 

Buraya Büyük bir Alış Veriş Merkezi kurulamamasının görünüşte üç büyük nedeni var:
1. Devlet artık kent merkezinde büyük AVM’ler istemiyor. Bunlar genel planlamanın , anlayışın ötesinde. Yani öncelikle Merkezi Hükümetin itirazı var…
2. Böyle bir Merkezin kentin göbeğinde kurulması, mevcut esnafın itirazlarını getiriyor. Eski esnaflar burunlarının dibinde böyle bir çarşı istemiyorlar…
3.Anladığım kadarıyla asıl neden “Mali”… Para bulmak…Yada bunu yapacak bir Şirketi “Yap da işlet…” diye çekebilmek…
Fakat , kentin ortasında bu kadar değerli, güzel bir arazinin işe yaramaz halde durması , aslında, Bandırma’lıların moralini bozuyor… 

Gerçi şimdiki boş arazi de otopark olarak kullanılıyor ama, girişi-çıkışı o kadar kötü, saha hiç düzeltilmemiş durumda, bakımsız… Bir giren pişman, bir girmeyen… O vaziyette, kötü bir hizmet veriliyor. Hiç olmazsa , biraz el atarak bu olumsuz durum düzeltilebilir ama nerede...! 

Lafı gelmişkin biraz daha açıklayalım, Cin çukuru'ndaki sahaya arabalar artık zorlukla girip çıkmaktadır. Zemin çok bozuktur. Çok uzun zamandır tesviye yapılmamıştır. Orada çalışanlar fena halde aldırmazlık içindedirler (Onlar değil ama belki Belediye sorumluları aymazlık içinde...!) Sahaya giriş çıkış felaket haldedir. İkinci çıkış kapısı nedensiz olarak kapatılmıştır. 

Şimdi bu Otopark sahasında gördüğüm bir olayı anlatayım. 25.03.11 tarihinde , sabahleyin bu sahadan ayrılıken önümdeki 45 plakalı arabayı çevirdiler, "Mademki size verdiğimiz bileti kaybettiğiniz ceza ödeyeceksiniz ..." dediler. Şöför mahallinde oturan kadın fena sinirlenmiş bir durumda, "Bize verdiğiniz bilette böyle bir ikaz yoktu, kapıda da böyle bir şey yazmıyor...Biz nerden bileceğiz..." diye var gücüyle itiraz etse bile kadına olmadık laflar söylediler... Sonra ne oldu, bilmiyorum. Fakat aynı durumda ben de külliyatlı bir ceza ödediğim için, insafın olmadığını biliyorum. Şimdi bu duruma bakar mısınız? Bu kadın bu kent hakkında ne düşünür? İçeri girerken bilgi vermiyorsunuz ... Kapıda hiç bir bilgi yok... Ver bakalım cezayı... Bu zulümdür... 

Gelelim yeniden Cin çukurunun akibetine... 

Şimdi ben Gaziantep günlerimi hatırlıyorum. Orada da kentin ortasında gayet kıymetli, fakat değerlendirilmeyen, atların eşeklerin , at arabalarının bağlandığı bir geniş arazi vardı. Sonra orası da otopark olarak kullanılmaya başlandı… Belediye Başkanı Celal Doğan geldikten sonra o arsayı bir şirketle anlaşarak değerlendirdi; kentin çok ihtiyacı olduğu için binanın altına tam üç kat otopark yapıldı… (Bugün Bandırma’nın ihtiyacı olduğu gibi) Üzerine beş kat çok güzel bir bina yapıldı… Bir AVM… Çok güzel Lokantalar, dinlenme mahalleri , sergi salonları … Gaziantep’liler orasını çok benimsemişlerdi… Yalnız üç katlı otopark bile büyük bir ihtiyacı gidermişti. 

Bandırma’nın temiz , düzenli otopark ihtiyacı da çok fazladır. Bu açıdan bakarak yeni planları revize etmek gerekir… Çünkü Bandırma’ya gelenler yarın çok daha fazla olacaktır. Buna hazırlanmak gerekir. 

Bandırma güzel bir kent , onu çirkinleştirmek değil, güzelleştirmek için , herkesin elinden geldiği kadar çalışması lazım. Tarih , yanlış yapanları affetmez..! 

Kentteki spor çalışmalarıyla ilgili bir önerim var. Bandırma’lı çoğu kez maçlardan haberdar olmuyor, olamıyor. Oysa aşağıda, merkezi bir yerde (Örneğin, Cami’nin bahçe duvarına konulacak bir güzel ilan levhası, her hafta yapılacak futbol, basketbol, voleybol maçlarını duyurmakta çok yararlı olacaktır. Ufak bir şey ama, hizmetin ufağı yoktur… Bizden söylemesi…