Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bandırma yazıları : Avukat Bilgin Aydoğmuş da gitti…

Bandırma yazıları : Avukat Bilgin Aydoğmuş da gitti…
 

bandırmahaber.net


 Avukat Bilgin Aydoğmuş da sonsuzluğa gitti… Eşi Nesrin Aydoğmuş 20 gün önce ölmüştü. Dört gün önce Bilgin Bey’in Yazıhanesi’ne uğramıştım. Aynı  yollardan ben de geçtiğim için ne kadar üzgün olduğunu biliyordum. Teselli etmek istedim . Bir şeyler anlatıp, yüzünü güldürmek istedim.

Kapıyı çaldım. Önce ziline bastım. Zil çalmıyordu. Biraz tuhaf karşıladım. Sonra tokmakla üç kere tımbırdattım. Kapıyı kendisi açtı. İçerde yaşlıca bir karı koca oturuyordu, onlar da “Baş sağlığı” dilemek için gelmişlerdi. Ben gelince, gerekli teselli edici sözleri söyleyip, dışarı çıktılar.

Bilgin Bey, o kadar çok yıkık görünmüyordu. Beni iyi karşıladı. Sağdan soldan konuştuk. Siyasi olaylara üzülüyordu. Anlayışsız siyasi liderler belli ki onun da bütün millet gibi canını sıkıyordu. Günlük hayattan  konuştuk, biraz spordan… Ondan sonra kendisine biraz yolculuğa çıkmasını tavsiye ettim, “Biz Nesrin”le çok dolaştık…” dedi . Yurt dışına çıkıp çıkmadığını sordum.  Galiba çıkmadığını söyledi. “Artık gezi zamanı,” dedim. O da , “Erdal Bey bizim işimiz öyle kolay kolay buradan ayrılmayı kabullenmez..”dedi. Elbette Avukatlık, kolay emekli olunan bir meslek değildi; belki de bütün ömür boyu yapılacak mesleklerden biridir. Onu söylemek istedi.

Ben kendisine, “artık biraz kendini emekli et.. Öyle düşün” dedim güldü.

Çok değişik şeylerden konuştuk. Belli ki konuştuğumuz şeylerden hoşnuttu. Sekreter hanım geldi, ikimize çay yaptı. Şekersiz çayın tadına vara vara içtik. Sohbet uzadıkça uzadı. Bana:

“Bandırma Şehir Kulübüne uğramıyorsun,”dedi.

Ona ara sıra uğradığımı fakat bir keresinde “kovalanmak” gibi bir durumla karşılaştığımı. Müstecirin “Buraya üye olmayanlar giremez,” demesi üzerine , ben de “o zaman   beni üye yapın,” dediğimi.. Bunun için bana bir takım kağıtlar imzattığını, daha sonra geldiğimde “Bir resim getirmemi,” istediğini. Bir de beni tavsiye edecek bir üyenin adını istediğini” söyledi. Ben de tanıdığım Ziya Denizalp’in adını vermiştim.

Sonra Kulübe uzunca bir süre yine uğramadım. Daha sonra Öğretmen arkadaşım Basri Bey’den arkadaşları, bu arada Ziya Bey’i sorduğumda, onun öldüğünü çok üzülerek, sözetti. Buz gibi dondum kaldım. O günden beri de bir daha Lokal’e gitmediğimi, içimin götürmediğini , gerçi eskiden kardeşim Ersin Ceyhan sağken çok sık gittiğimi; onunla sohbet ettiğimizi söyledim.

Bilgin Bey kardeşimi tanıdı. “Ziya Bey galiba kansermiş,” dedi. Oysa bir süre önce çok başarılı bir kalp ameliyatı geçirmişti. İşte ecel!

Sonra evliliklerimizden sözettik. Eşini çok övdü. Nesrin Hanım övülmeyecek bir insan mıydı, benim eşimle de çok uzun yıllardır arkadaştılar. Saygıyla sözetti.

Sonra bana, aslında Sosyal Bilimler öğretmeni olduğunu, eşinin ısrarıyla Hukuk eğitimine başladığını ve bitirdiğini ve mesleğini çok sevdiğini söyledi.

Çaylarımızı içtikten sonra, bana “Şehir Kulübüne üyeliğini yenilemek için her şeyi yaparız, bana yine uğra,” dedi. Vedalaştık.

İki gün sonra yine uğradım. Kapı duvardı. O hayatıyla uğraşıyormuş. Galiba kalbinden rahatsızlanmış. Bursa’da ameliyata alınmış. Sonra… Sonrası yok.  Bana anlatılanlar öyle..

Eşinin ölümünden sonra evine uğradığımızda, ev akrabalarıyla doluydu. Ama galiba herkes bırakıp evine gitti.

O boş duvarlar, insana nasıl koyarlar bilirim…

Demek ki o dayanamadı.

Eşinin ölümünden 20 gün sonra, o da dükkanı kapadı ve gitti. Allah rahmet eylesin. Dünyamızdan iyi bir yıldız kaydı, güzel bir insan daha kayboldu.

Avukat Bilgin Aydoğmuş’u bugün toprağa verdik. Tanıdıklara Allah sabır versin.

Giderek fena halde yalnızlaşıyoruz. Ama bağırsan ne çare, ağlasan kim….(12.3.14)

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..