Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Bankalar, Ekonomik Zincir ve Temel

Bankalar, Ekonomik Zincir ve Temel
 

Kaynak: Web


Kent yaşamının en önemli kurumlarından biridir bankalar. Tabiri caiz ise, neredeyse tüm varlığımız bankacılık sektörünün ellerinde. Araba mı alacaksınız, kira mı yatıracaksınız, okul taksiti mi ödenecek yoksa evdeki koltuklar mı yenilenecek? Hepsi bankanızdan geçiyor. Hatta maaşlı çalışan iseniz, cüzdanınız sizden önce bankanızın elinde. Size sormadan kimse bir liranızı bile alamaz iken, bankanız sorgusuz sualsiz keseceğini kesiveriyor.

Hepimiz bu zincirin içinde bir yerlerde sıkışmış durumdayız. Kendimiz sıkışık olmayan kısmen mutlu azınlık içinde olsak da, yakınlarımızda mutlaka bankalardan mağdur olanlar vardır.

Bankacılık sektörü adeta tüm dünyaya hakim bir dev gibi. Sektörün üzerinde 2008 krizi etkileri halen sürüyor. Doların 2008’de yaşadığı düşüş sonrasında domino taşları gibi, pek çok ülke bu krizden etkilendi. Bir anda kriz, Amerikan piyasalarından Avrupa’ya sıçradı, dünya ekonomisi halen çalkantıda. Ekonomistler pek çok şey söylüyorlar. Bankalar kendilerini her durumda güvenceye almanın bir yolunu bulsalar da, bu süreçte döviz paritesinden gözlerini ayıramayan, yürekleri grafiklerle hop oturup hop kalkan bir çok kişi var.

Amerika’da krizin ilk ayağının geri ödenemeyen yüksek faizli ev kredilerinden tetiklenmiş olduğunu hatırlayacak olursak, bu konunun önemini belki biraz idrak edebiliriz. Bugün yüz binlerce vatandaşımız belki de maaşından fazla kredi geri ödemesi yapıyor. En zor durumda olanlar da dövize endeksli kredi kullananlar. 2002 krizindeki döviz dalgalanmalarında bu süreci yaşayanlar, evlerini satsalar borçlarını ödeyememişlerdi. Bu kez parite çok daha karmaşık, Japon ihracatından tutun da, Yen’den İngiliz Sterlinine kaçan gezgin yatırımlara kadar pek çok fonksiyon bir yerlerde kesişiyor.

Geri ödemeler için varını yoğunu ortaya koyan dövizzedeler bu işin içinden nasıl çıkacaklarını bilemiyorlar. Her şeylerini feda edecek kadar zor durumda olanlar var. Aile huzurunun kalmaması, geçimsizlikler ve sağlık sorunları da cabası.

Sivil toplum örgütlerimize, siyasilerimize sesleniyoruz: Bankalarımızı ikna edelim. Bu mağduriyete tek taraflı olarak bakmadan mevcut kredileri -çok geç olmadan- yeniden yapılandırma imkanını sağlasınlar. Çünkü biz, bu ekonomik zincirden besleniyoruz ve en güçsüz halkası kadar güçlü kalabiliriz.

Bir Laz fıkrası ile bağlamak istiyorum: “Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi olan Temel, çocuk kaçırıp fidye istemeğe karar vermiş. Şehrin büyük bir parkında çocuğun birini gözüne kestirmiş. Önce bir not yazmış; "Çocuğunu kaçırdım. Bunu yaptığım için üzgünüm ama kusura bakma çünkü gerçekten paraya ihtiyacım var. Yarın sabah saat 7'de falanca parktaki filanca ağacın altına bir siyah çantada 5 milyar getir. İmza: Laz." Çocuğun yanına gitmiş, notu çocuğun ceketinin iç cebine koyup, doğruca evine gitmesini ve notu babasına göstermesini söylemiş. Ertesi sabah parka geldiğinde söylediği ağacın altında, söylediği renkteki çantada içinde 5 milyar olan emaneti bulmuş. Başka bir notla birlikte; "Paran burada ama bir uşağın hemşehrisine böyle bir şey yapmasına inanamıyorum. İmza: İdris."

Dilerim bizim uşaklar da bizim sesimizi duyarlar.

Esen kalınız.
Seval Özbalcı 

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..