- Kategori
- Ekonomi - Finans
Bankalar gerçekten gerekli mi?
Haydi, bankaların olmadığı bir dünya düşleyelim. Bütün para alışverişlerinin nakit olduğunu, cebinizdeki para kadar harcayabildiğinizi hayal edin. Ne dediniz; daha mı iyi olurdu? Herkes imkanları kadar para harcardı; borca harca girmezdi; öyle değil mi? Bence bir kez daha düşünün...
Cebinizde nakit olarak ne kadar para taşıyabilirsiniz? Daha doğrusu, ne kadar para taşımayı tercih edersiniz? Cüzdanınızda ne kadar yer olduğundan bahsetmiyorum (aslında, o da önemli bir etken). Sahip olduğunuz bütün birikimi, devamlı üzerinizde taşımayı ister miydiniz? Eğer cevabınız "evet" ise, şunu bir düşünün: Hayatınızda hiç sizin için önemli bir şeyi kaybettiniz mi? Bir anahtar, nüfus kağıdı, cüzdan, cep telefonu, bir belge, manevi değeri yüksek bir fotoğraf... Bu kaybettiğiniz her ne ise, onu buluncaya kadar ne kadar telaşlandığınızı hatırlıyor musunuz? Ya bulamadığınızda?
Bir de hayatınız boyunca çalışarak edindiğiniz bütün birikiminizi, nakit olarak üzerinizde taşırken kaybettiğinizi bir düşünün. Bunun sizin için anlamı ne olur? Yeniden edinmeniz ne kadar zaman alırdı? Ya da mümkün olur muydu?
Bir de kapkaç ve hırsızlık olaylarını düşünün. Şu anda bile büyük bir güvenlik sorunu olan bu olayların, insanların bütün parasını ya üzerinde ya da evinde sakladığı bu hayali durumda, ne kadar artacağını tahmin etmeye çalışın.
Hiç birimiz güvende olur muyduk?
Düşünmesi bile korkutucu öyle değil mi?
O halde, bankaların birinci görevinin biz sade vatandaşlar için ne kadar önemli olduğunun farkına varmaya başladık demektir.
Bankalar, paramızı korur.
Bundan sonraki yazıda, paramızın olmadığı durumlarda bankanın ne anlam ifade edeceğini konuşacağız.
Bu giriş yazılarından sonra ise daha pratik konulara, yani kısaca bankanızı nasıl kullanmanız gerektiğine (firma veya sade vatandaş olarak) yoğunlaşacağız.