Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '07

 
Kategori
Haber
 

Banker Kastelli'den Türk Telekom'a reklamlar ve sanatçılar

Banker Kastelli'den Türk Telekom'a reklamlar ve sanatçılar
 

Banker Kastelli'nin Türk halkını tokatladığı yılları hatırlamıyorum. Daha fotosentez yapıyordum. Ama geriye dönük bazı yazıları ve reklam filmlerini izlediğimde, o zamanki tek kanallı televizyonu dahi çok iyi kullandığını ve reklamlarla yarattığı ilizyon sayesinde kurduğu titanvari bir saadet zinciri ile zar zor kazanılan paraları insanların ceplerinden uçurduğunu biliyorum.

Reklamlarda oynamak ünlülere çok kolay geliyor. Düşünün ki bir filmden aldığınız parayı 30 saniyelik bir reklam filminden alıyorsunuz. Bir şarkıcı bir yıl konser vererek kazanacağı parayı bir kampanyadan kazanıyor. Keza, işveren aynı zamanda projelere de sponsor oluyor. Böyle bir çağda bu gibi gelirleri elinin tersiyle itmek kolay değil. Bir kere marka olmuş bir isminiz ve yüzünüz varsa, bunu sonuna kadar değerlendirecek insanlar her zaman olacaktır. Sonuçta herkesin bir fiyatı vardır.

Buraya kadar anlaşılmayan bir şey yok. Ama benim anlamadığım, bir sanatçı reklamında oynadığı şirketin halkı dolandırdığı ortaya çıkarsa, o sanatçı bu dolandırıcılığın bir parçası olmuyor mu? Örneğin Banker Kastelli reklamlarında Cüneyt Arkın oynamış. (ve hatırlayamadığım daha bir çok ünlü insan) Cüneyt Arkın'ı seven ve ona güvenen insanlar ikna olup yatırım yapıyor. Cüneyt Arkın parasını takır takır alıyor. Ama vatandaşın parası bir kumpasa kurban gidiyor. Şimdi hukuken olmasa da ahlakan Cüneyt Arkın'ın bu dolandırıcılıkta payı yok mu? 80'li yılların başında çıkan LakLak adlı mizah dergisinde, Cüneyt Arkın'dan parasını geri isteyen madurların karikatürü vardı.

Benzer şekilde batmasına kısa bir süre kala, Şener Şen Pamukbank reklamlarında oynadı. Pamukbank belki doğrudan vatandaşı dolandırmamıştı. Ama bağlı bulunduğu guruba "aslında olmayan"bir parayı (yaklaşık 800 milyon dolar) pompalayıp, o gurubun şirketlerinin (türkcell, digiturk, yapı kredi) haksız rekabet ile rakiplerinin önüne geçtiği zaman Şener Şen'in en azından bir tazminat davası açıp olumsuz şirket imajının kendi imajını sarstığını iddia edip bunda bir payı olmadığına dair bir itirazı gerekirdi. Ama yeterince para alan sanatçının ardında olanlar umurunda değildir. Daha da kötüsü, kimse bu durumun hassasiyetini farkında değildir.

Eğer aksi olsaydı, mesela Pamukank'ın reklam kampanyası oynarken Şener Şen'in özel hayatında fazlasıyla ahlak dışı bir eylemi ortaya çıksaydı, banka kendi imajını korumak için sözleşmeyi hemen fesh ederdi. Benim anlamadığım, şirketlerin imajı sanatçıların imajından daha mı kıymetli? Sanatçılar reklam gelirleini bu kadar sevdikleri müddetçe, evet...

Yakın zamanda Türk Telekom'un reklam filmlerine boğulduğumuzu farkındasınızdır. Tam 5 haftadır evine telefon ve ADSL bağlanmasını bekleyen bir tüketici olarak, bu reklamın hedefi kitlesinin kim olduğunu merak ediyordum doğrusu. Hizmeti olmayan kurumun reklamı olur mu? Derken bu hafta da alternatif medyanın en büyük gücü olan mizah dergilerinden "Uykusuz" çok etkili bir kapak yaptı. Sadece karaikatürle kalmadı, bir de yanına gazete gibi manşetler süsledi. İşte Uykusuz'un kapağında yazanlar;

+ Türk Telekom'un zam yerine işçilerin ücretlerini azaltmasını teklif etmesi üzerine, sendika grev kararı aldı.

+ Grev süresince doğru dürüst hizmet bile veremeyen TT'nin aniden reklama boğduğu medya, işçileri görmezden geldi

+ TT yasayı çiğneyerek bazı işçileri zorla çalıştırdı, taşeronlar aracılığıyla grevi engellemeye çalıştı.

+ Grevdek işçiler iftiralar atılarak işten çıkarıldı, sudan sebeplerle tutuklandı. grev kırıcıları çevik kuvvet eşliğinde grevi sabote etti.

+ TT, lösemi hastası çocuğunu tedavi ettirmeye çalışan 15 yıllık Telekom çalışanı Duran Deliçay'ı ancak grev kırıcılığı yaptığı taktirde çocuğunu tedavi edebileceğini söyleyerek bir babanın acılı yüreğini bile kullanmaktan çekinmedi.

+ TT Eczacılar birliğine "Grevci işçilere ilaç vermeyin" çağrısı yaptı.

TT'nin tüm yaptıklarının hukuki ve ahlakı boyutu ortada. Benim merak ettiğim Cem Yılmaz bu konuda ne düşünüyor? Böyle bir kurumun yaptıklarını kamufule etmek için alacağı paraya ihtiyacı var mıydı? Elbetteki basın toplantısında Graham Bell'i arayıp harika şakalar patlatırken, işin buralara geleceğini düşünemezdi. Ama iş, buralara geldi. TT'nin grevdeki emekçileri ve aileleri, bundan böyle Cem Yılmaz hakkında ne düşünecekler ve buna değer miydi?

Dinlemekten kasetleri eskiten o harika şarkıları yapan Mazhar Alanson'un, şarkıların sözlerini değiştirip onları jingle yapmasına ise diyecek tek kelime bulamıyorum. Aynı hizmeti Garanti Bankası'na da vermişti. Pes !

K.

 
Toplam blog
: 295
: 733
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Bugün ölseniz mesela, ya da hafifletelim biraz hadi, bu giriş çok karamsar oldu. Bugün ortadan kay..