Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

Barak Hüseyin Obama'dan inciler

Barak Hüseyin Obama'dan inciler
 

r:www.megahaber.com


Ayten DİRİER

233 yıl önce özgürlük ve bağımsızlık yolunda ilk büyük savaşı veren ABD’nin genç Başkanı Barak Hüseyin Obama; ilk resmi dış ziyaretinde, şanlı mazisi Tarih öncesine dayanan büyük ve iyi yürekli milletimizin konuğu oldu.

Washington Post gazetesinin belirttiği gibi; “Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan gururlu, lâik ülke Türkiye’de halk Obama’ya güveniyor, değişimden umutlu hayranları Türkiye’de ABD. Başkanı’nı bekliyor ve O’nun bir rock yıldızı gibi olacağına inanıyor.”

Yine Los Angeles Times’ın vurguladığı gibi; “Türk halkı Obama’yı genç, canlı ve enerjik biri olarak görüyor. Özellikle babasının Müslüman olması O’nun Türkiye’de daha fazla sevilmesini sağlıyor. Türkiye’de daha önceki anketlerde ABD karşıtlığı yüksek çıkıyordu. Ancak uzmanlar bu ziyaretle yeni bir sayfanın açılacağını belirtiyor.”

Gezi öncesinde verilen bu mesajlar doğrultusunda, dersine empatiyle çok iyi hazırlanan Barak Hüseyin Obama’nın ziyareti gerçekten çok olumlu bir hava estirdi. Çevremdekilerin ağzı kulaklarında televizyona kilitlenmelerini gülümseyerek izlerken; Neoconların kuklası uğursuz selefinin tuzla buz ettiği dostluk duygularının tekrar pekişeceğine inanmaya başladım, ta gençlerle buluşmasına kadar… Gençlere söylediği “Kürt azınlıklar” lafı midemi bulandırdı ve başa kim gelirse gelsin, devletlerin dış siyasetinin değişmeyeceğine, ya da bizimkilerin bu konuyu iyi anlatamadığına bir daha inandım. Dostluk söylemlerinin, istediğini elde ettikten sonra bittiğini, “Söz namustur!” ile “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır…” kavramlarının sadece bize özgü olduğunu, geçmişten bu konularda güvenimizin suistimalinden ders alınmadığını anladım. Batı ile ilişkilerde bulunan her kademe görevlilerimiz; söze değil, belgeye güvensin lütfen…

İki tarafın da büyük bir içtenlikle davrandığı bu ziyarette, Obama’nın Atatürk’ümüzü ziyaret ederek, George Washington ile eşitleyip, vizyonuna duyduğu hayranlığı dile getirmesi; lâik cumhuriyet vurgusunu yapması ve en önemlisi stratejik ortaklık yerine, “model ortaklık” deyimini kullanması, gururumuzu okşadığı gibi farklı bir dönemin başladığının -dünyaya verilen- işaretleriydi.

Obama'nın 26 dakikada Ankara’da TBMM'de yaptığı tarihi konuşması ve daha sonra İstanbul’da verdiğ demeçlerinden derlediğimiz incileri şöyleydi:

"* Ülkelerimiz arasındaki dostluğu pekiştirmek istiyorum.

* Bu ABD Başkanı olarak ilk resmi ülke ziyaretim. Bana bu ziyaretin bir mesaj olup olmadığı soruldu. Buna cevabım “Evet”.

* Türkiye ABD’nin mütteifki ve AB’nin bir parçasıdır. Bu sabah Atatürk’ün kabrini ziyerette Anıtkabir’den çok etkilendim. Ancak Atatürk’ün mirası bu etkileyici yapıyla değil, kurduğu laik ve bağımsız ülkeyle kendini açıkça gösteriyor.

* Abdülmecid’in bize gönderdiği küçük plakayla başlayan dostluk bugün çok ileri seviyelere ulaştı. Türkiye ve ABD Kosova’da Kore’de Afganistan’da birlikte çalıştı.

* Bir basketbol sever olarak ben de Hidayet ve Mehmet Okuru zevkle izliyorum.

* Artık iki demokrasinin de önünde daha büyük sorunlar var. Ekonomik kriz, aşırılıklar, enerji krizleri yüzyılımızın yeni sorunlarıdır ve buna karşı nasıl mücadele edeceğimiz önemli.

* Hiçbir ulus bu sorunlarla tek başına mücadele edemez. Bu yüzden birlikte ve müşterek menfaatlerimiz için farklılıklarımızı ortadan kaldırmak için çalışmalıyız.

* Bu krizden en kısa sürede çıkmak ve dünyayı bir daha böyle bir kriz yaşatmamak için Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’la birlikte görüştük. İklim değişikliği ve enerji sıkıntılarını aşmak için de birlikte çalışmalıyız.

* Türkiye’nin doğu-batı koridorunda enerji konusunda büyük bir önemi var.

* ABD Türkiye’nin AB üyeliğini şiddetle desteklemektedir. Türkiye AB’ye yalnızca köprülerle bağlı değildir. Türkiye’nin üyeliği AB’nin gücünü artıracaktır.

* Türkiye’ni de üzerine düşen görevler var. DGM’ler kapandı, Kürtçe yayınlar başladı, insan hakları konusunda gelişmeler var. Ancak demokrasiler durağan olmaz.

* Heybeliada Ruhban Okulunun açılması konusunda güçlü sinyaller verileceğine inanıyoruz. Azınlık ve din özgürlüğü konusunda Türkiye’ye güveniyoruz. Ben bunu bir zamanlar değil başkan olmak, oy bile veremeyen bir halkın üyesi olarak konuşuyorum.

* Geçmişimizle yüzleşmeliyiz. ABD halen kendi karanlık tarihiyle yüzleşiyor. Bizim ülkemizde kölelik ve ayrımcılık geçmişi var. Tarih trajik olaylarla dolu. Geçmişimizle yüzleşemezsek ağırlığı daha da artar. Bu mecliste 1915 olaylarını da dile getirmem lazım. Ermeni ve Türk liderlerin attıkları cesur adımları gördük. ABD ilişkilerin normalleşmesini arzu etmekte ve sınırların açılmasını arzu etmektedir. Kafkasya ve Karadağ’daki çatışmaların bitirilmesinde önemli roller alabilirsiniz

* Kıbrıs’ta özerk ve çift taraflı bir çözümü destekliyoruz.

* ABD Ortadoğu’da iki devletli bir yapıyı desteklemektedir. İsrail ve Filistinliler de bunu istemektedirler. VE bu konuda her iki taraf da uzun dönemdir süren sorunları çözmelidirler. ABD ve Türkiye bu çabada İsrail ve Filistin’e yardımcı olabilir.

*Hiç hata yapmayalım ortak bir terörizm tehdidiyle karşı karşıyayız. Bunların içinde El Kaide ve PKK da var. Hiç bir ülkeye karşı yapılan teröre bir mazeret bulmak mümkün değildir. ABD Başkanı ve NATO sıfatıyla ne PKK’yı ne de bir terör örgütünü desteklemiyorum

*Türkiye güçlü bir ortağımız. Uluslararası ilk güçlerden biri bölgeyle giden. Birlikte daha önceden yaptığımız gibi bu zorlukları yenebileceğimizi düşünüyorum.

*Birbirimizi bir araya getiren güvenin zaman zaman zorlandığını biliyorum. Özellikle müslüman inancın yaşandığı ülkelerde bunun yaşandığını biliyorum. ABD hiçbir zaman İslam’la savaşta değil. Olmamıştır, olmayacaktır. Esasen Müslüman dünyasıyla ortaklığımız kritik öneme sahiptir. ABD’nin Müslüman toplumlarla olan ilişkisi sadece terörizm karşıtlığıyla sınırlanamaz. Biz daha kapsamlı müdahil olmak istiyoruz bu sürece. Ortak zeminler yaratmalıyız. Aynı fikirde olmadığımızda bile saygı göstermeliyiz. Yüzyıllar boyunca islam dünyası dünyanın şekillenmesine katkıda bulundu. Pek çok Amerikan ailesinde de Müslüman üyeler var. Bunu çok iyi biliyorum çünkü ben de öyle bir aileden biriyim.

* Ben daha fazla çocuğun eğitim alması için çaba göstermek istiyorum. Ticaret ve yatırımları artırarak herkesin hayat standardını artırmalıyız. Müslüman dünyasına ortak hedeflere yönelik işbirliğinde bulunmak için biz ABD olarak dostluk elini uzattık, herkese uzattık. Sizin eski bir sözünüz var. Siz yangına körükle gidemezsiniz. ABD de bunu gayet iyi biliyor, TR’de bunu iyi biliyor. Gelecek güç kullananların tahrip edenlerin değil, onaranların olmalıdır.

* Biliyorum ki siz medeniyetlerin ortasında tarihin dalgalarından etkilenen bir ülkesiniz. Ülkeyi bir yöne ya da diğer yöne çekmek isteyenler olabilir ama ben inanıyorum ki Türkiye’nin büyüklüğü herşeyin ortasında olmasıdır. Kültürünüzün güzelliği de doğu ile batının birleşmesinden... Tarihinizin zenginliği ve demokrasinin gücü ve beraberce geleceğe yönelik umudunuz Türkiye’yi Türkiye yapıyor."

ABD Başkanı Barack Obama, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddiaları hakkında görüşünün değişmediğini, ancak Türkiye ile Ermenistan arasındaki müzakerelerin boşa çıkmasını istemediğini söyledi.

Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Obama, görüşmeden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, Ermeni iddialarıyla ilgili görüşlerini değiştirip değiştirmediğinin sorulması üzerine, "Görüşüm değişmedi. Cumhurbaşkanı Gül’ün liderliğinde, Ermenistan ve Türkiye arasındaki konuların çözümü için müzakerelerin yürütüldüğünü görmek bize cesaret veriyor" dedi.
Obama ayrıca, bu konuda kendi görüşlerine odaklanılmak yerine, Türk ve Ermenilerin görüşlerine odaklanılması gerektiğini söyledi.

SONUÇ

*Bu incilerden bazılarının geçmişte elimize tutuşturulduğuna baktığımızda AB ve Ermeni Sorunu’nda fedakârlıkların hep bizden beklendiği, bu konularda bir arpa boyu ilerlemeyip hep aynı şekilde yerimizde saydığımızı unutmayalım.

*Ermenilere ödün verelim derken, Can Azebaycan’ı kaybetme tehlikesini göz ardı etmeyelim. Biraz da demirden katı Ermenistan’a baskı yapılıp, uzlaşmaya yanaşması sağlanmalı.

*Bu ziyaretin gerçek amacının, enerjide önemli bir yer almaya başlayan bor madeni ile işleyecek yeni arabaların yapıldığı, bu nedenle Etibank’ın değerinin çok altında bir fiyata satın alınacağı söylentileri yayılandı. Gücümüze güç katacak, petrol kadar değerli bu konuda uyanık olunmalı.

*Çirkin yüzünü bir daha sergileyen, aslında kucağımıza düştüğünü belli etmeyen AB ile anladığı dilden konuşulmalı. Terörü besleyenlerin, aslında bir baş belası yarattıkları konusunda uyarılmalı.

*Fener Patriğini diğer din adamlarından ayrı tutması, her ne kadar Rus Ortodoks Kilisesi'ne bir tavır olarak gösterilse de, gerçekte bu geziden hiç hoşlanmayan Yunanistan'ın gönlünü hoş etmeye yönelikti.

*Obama geldi gitti, Türkiye’mizi dünyanın gündemine oturtup, turistik tanıtımını yaptı ve gerçek önemini şöyle vurguladı:

“TÜRKİYE’NİN BÜYÜKLÜĞÜ HER ŞEYİN ORTASINDA BULUNMASINDAN KAYNAKLANIYOR…”

Kaynak: Milliyet.com.tr, Basın ve TV'ler

 
Toplam blog
: 214
: 5488
Kayıt tarihi
: 03.08.08
 
 

Emekli eğitimci, araştırmacı yazar, şairim. Ülkemin cennet ile cehennemi bir arada yaşadığı bir zama..