Barcelona-Manchester United

Belki finali bir İspanyol ile bir İngiliz takımı oynacaktı ama tüm dünya günler öncesinden bu maça odaklanmıştı. Otobüste, tramwayda, okulda herkes bir yolunu bulup eve erken gitmeyi, iyice bir dinlendikten sonra tv başında bu futbol ziyafetinin tadını çıkarmayı düşünüyordu.
İspanya ligini rekorları alt üst ederek kazanan Barcelona ile İngiltere Premier Ligi'nin son 3 yılına ambargo koyan ve Şampiyonlar Liginin son kazananı olan Manchester, Roma Olimpiyat Stadı'na 76 bin seyirci önünde kozlarını paylaşmaya geldiğinde futbolseverlerin aklında bir soru daha vardı: 'Messi mi? Ronaldo mu?'
Hakem Massimo Busacca'nın çalan düdüğüyle başlayan maçta ilk 10 dakika tamamen Manchester'in kontrolünde geçti. Bu süre içinde Ronaldo tam 4 şut çekerek maçı ve kupayı ne kadar istediğini ortaya koydu. Kullandığı frikikte biraz şanslı olsa takımını öne geçirebilir ve maç çok farklı seyredebilirdi. Yıl boyunca oynadığı maçlarda topa sahip olan, bol pas yapan Barcelona ise sanki kitlenmiş gibiydi. Özellikle eksiklerden dolayı sahaya çıkan genç Busquets'in defanstan top almaya çekinmesi Barcelona'nın kendi sahasında hapsolmasına yol açtı. İşlerin kötü gittiği anlarda ise yine Barca'nın sihirli ayakları devreye girdi. Kendi sahadan hızlı çıkma şansını ilk kez yakalayan Katalanlar, İniesta&Eto'o işbirliğiyle attıkları golle erken avantajı ele geçirdiler. İniesta'nın orta sahadan sürüklediği ve verdiği nefis pası Eto'o affetmedi. Önce Manchester savunmasını hallaç pamuğu gibi attı, üstüne de Van der Sar'ı kapattığı köşeden avladı. İşte bu beklenmeyen golden sonra sahada bildiğimiz Barecelona ve rakiplerini çıldırtan pas şovunu görmeye başladık.
İniesta, Xavi, Messi üçlüsü ile İngilizleri canından bezdiren Barca, devre sonuna kadar belki çok pozisyon bulamadı ama oyunu istediği gibi götürdü. Burada ilginç olan nokta, Barcelona'nın iki beki cezalı olduğu halde oralarda oynayan Giggs, Rooney gibi oyuncuların etkisizliğiydi. Dani Alves'in yerine oynayan Puyol Abidal'in yerine forma giyen ihtiyar delikanlı Sylvinho görevlerini eksiksiz yaparak İngilizlere nefes bile aldırmadılar.
İkinci yarı başladığında ise maçın gidişatı belli oldu. Sir Alex Ferguson orta sahadan bir adam eksiltip, yerine Tevez'i oyuna soktu ve resmen Barca'nın ekmeğine yağ sürdü. Zaten pas yapa yapa United'in başını döndüren Barcalılar orta sahada iyice rahatladı ve üstüste pozisyonlar bulmaya başadılar. Henry'nin şutunu kaleci güç bela kurtarırken, Xavi'nin nefis frikiği direkte patladı. Messi ikinci yarıda sazı eline alıp takımını atağa çıkarırken, Ronaldo sadece top kaybı yapmak ve oyunu çirkinleştirmekle meşguldü.
Dakikalar 70 olduğunda Messi'nin jeneriklik golü geldi. Sağ taraftan Xavi'nin harika ortasını takip eden Messi inanılmaz bir kafa vuruşuyla hem takımını rahatlattı hem de kendisi için hava hakimiyeti yok diyenlere ders verdi. 1, 69 luk adam havada asılı kalıp golü atarken, Mancester'in kuleleri Vidiç ve Ferdinand onu sadece izlemekle yetindi.Artık maç bitmiş, Barcelona sahada olee olee sesleri arasında kutlamalara başlamıştı bile. Eğer Puyol girdiği pozisyonları atsa maçın 4-0 bitmesi içten bile değildi.
Son düdük geldiğinde ise her zamanki gibi bi tarafta sevinenler diğer tarafta hüzün vardı ama Barcelonâ'nın finali hakederek kazandığı konusunda kimsenin şüphesi yoktu. Bu sene İspanya ligi, Kral Kupası ve Şampiyonlar Ligini alan Barcelona yılın takımı olduğunu ispatlarken, şimdiden tarih kitaplarında rüya takım olarak yerini aldı bile..
Messi&Ronaldo eşleşmesinin galibi ise bu sene için Messi oldu. Şampiyonlar Liginde 9 gol atan Arjantinli bu yılın futbolcusu olmayı çokta haketti bile. Maçın en değerli adam seçilen Xavi'de ödülünü sonuna kadar haketti. Topu tutuşu, attığı paslar ve sahadaki görüntüsü ile o tam bir maestro.
Barcanın yılı müthiş bir gövde gösterisi ile son buldu......