Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '13

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Barcelona yolunda (Shakespearevari Yolculuk)

Barcelona yolunda (Shakespearevari Yolculuk)
 

Katalonya'nın Besaulu Kasabası


(Otobüste sabaha karşı yazıldı 28/04/2009)

Çatlasın kederin camı, hüznün aynası. Kalbe dolan sancılar rüzgarın eteklerinde zil çalsın,uzasın sevincin gölgesi. Seher vaktinin gönlü acıkmış, seher yeli mutluluk bereketi getirsin. Sabahın avuçlarında ıslaklık, kollarında kırmızı güneş parlasın. Kırık kalpler senfonisi konseri bitsin... Ey  yolcular arkanızı koltuklarınıza yaslayın ve seyredin camdan akıp giden Pireneler'in nasıl alı al moru mor kesildiğini. Utansın içinizde masumiyetini kaybetmiş duygular. Saçları dağılsın uyku perinizin, gözlerinize pembe güller takın da bakın güzellik insana nasıl  yakın. Bu güzelliğe inat çatlasın kederin camı, kırılsın hüznün aynası.. 

(Deniz kenarında yazıldı-İlroret de Mar 30/04/2009)

Akdeniz'in kıyısında, deniz dalgalarının çırpınışını izlerken binlerce yakamozon ayaklandığını görüyorum. Adım adım durmadan ilerliyorlar. Yakamozlar dalgalarla çarpışıp, denizde kendilerine yer edinmeye çalışıyorlar. Denizin sınırsız görünümüne dayanamayan mavi, bir başka mavi olan gök sınırı çekiyor. Gökyüzü ile denizin buluştuğu nokta dümdüz bir çizgi oluşturuyor gözün alabildiği yerde.  Sürrealist bir düşünce kaplıyor benliğimi. Kanatlanmış atın üzerinde yüreğimin en çıplak resmi bana doğru geliyor. İmkansız bir düş sarmalıyor beni, beynimin sınırlarını aşıyor. Gözüm uzaklarda yelken açıyor. Yanıbaşımda görünen bir yakamoz denize esir düşüp kaybolup gidiyor.Bir gemi denizin göğsünü yırtıyor. Suların attığı çığlıkla irkiliyorum. Düşsel bulutlardan aşağı inip kendime geliyorum. Sahi Akdeniz'in öteki kıyısına uzanıyordu benim ülkemin sevdalı başı. Alıp başımı bildiğim yerlere gitmek istiyorum. Neşeyle çıktığım her yolda hüzünle karşılaşıyorum. İç çekişlerin derinliğine dalmadan, ayağa kalkıp usulca yürüyorum İloret de Mar'ın Akdeniz'e olan kıyıları boyunca.....

(İspanya'nın Besaulu Kasabasında yazıldı. 02/05/2009)

Tarihin derinliklerinde dolaşıyor gibiyim. Şu an 11. yüzyıldan kalma taştan yapılmış bir kilisenin karşısında bu satırları yazıyorum.Kilisenin meydanında bulunan bir bankta oturup etraftaki binaların dehşetli taş duvarlarına hayranlıkla bakarken bu duvarların arasında en az 15 neslin hayatının geçip gittiğini ama binaların gerçek anlamda taş gibi yerinde durduğunu düşünüyorum. Özellikle 11. ve 12. yüzyılda inşa edilmiş Yahudi mahallesinin evlerinin güzelliği, dar sokakların arasında yükselen birer sanat şaheserini andırıyorlar. Bu Yahudilerin ,15. Yüzyılda, İspanya Kralı Ferdinand ve karısı Kraliçe İsabella döneminde kovulduklarını öğreniyorum Fransız rehberimizden. Her çağda yaşanan trajediler sanırım insanlık tarihi bitene kadar kimseye ders olmayacak...Bu mahallenin o güzelim dar sokaklarında yürürken, geçmişte hiç bir olanağın ve kolaylığın olmadığı dönemlerde yaratılan estetik ve sanatın nasıl günümüzdekinden daha iyi olduğunu anlamaya çalışıyorum...İloret'e 1 saat uzaklıktaki bu yerde tüm güzellikler mevcut. Kilisenin meydanı, Akdeniz'in yakıcı güneşi  ve ben, bu meydanda yanımda tarih varken kendimi hiç meydanda kalmış hissetmiyorum...

                             (Devam edecek Barcelona'da)

 
Toplam blog
: 71
: 1292
Kayıt tarihi
: 10.08.11
 
 

Hacettepe Fransız Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Öğretmenim, şu anda yurt dışında görev yapıyorum. ..